Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Beklenen “Takas“ Gerçekleşti! ABD İran’ın Parasını Neden Geri Verdi?

Beklenmeyen bir gelişme değildi. ABD nihayet uzun zamandır gasbettiği İran’ın 6 milyar dolarını 5 ABD vatandaşının serbest bırakılması karşılığında Katar’a yolladı. Bu İran’ın kendi parasına doğrudan erişimi olmayacağı anlamına geliyor olsa da yine de büyük bir geri adımdır ABD açısından. ABD de aynı sayıda İran’lıyı serbest bırakacak varılan anlaşma uyarınca.

İran Merkez Bankası Başkanı Mohammad Reza Farzin, ülkenin ABD tarafından dondurulan fonların bir parçası olarak Katar'daki iki bankadan 5,57 milyar avronun (5,94 milyar dolar) biraz üzerinde para aldığını doğruladı. İran’ın aslında 7 milyar dolar beklediğini biliyoruz.

İki ülke arasındaki mahkum takası, Güney Kore'de dondurulmuş olan İran varlıklarının serbest bırakılmasını da içeren daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası. Anlaşmaya aylar süren müzakerelerin ardından Ağustos ayı başında varıldı.

İRAN ASILLI ÜÇ AMERİKALI

Çok gerekmiyordur belki bilemem ama yine de esir takasında serbest bırakılacak beş Amerikalıdan kimliği belirlenen üçünü yazalım. Siamak Namazi, 2015 yılında gözaltına alınan, casusluk suçlamasıyla 10 yıl hapse mahkum edilen bir işadamı. Emad Sharghi, 10 yıl hapis cezasına çarptırılan bir girişimci. Morad Tahbaz, 2018 yılında tutuklandıktan sonra 10 yıl hapis cezasına çarptırılan İran asıllı İngiliz-Amerikalı bir doğa koruma uzmanı. ABD dördüncü ile beşinci mahkûmun kimliğini açıklamadı. Görüldüğü gibi başka ülkelerin vatandaşlığını almış İranlılar bunlar.

İlgilenenler iki ülke arasında uzun zamandır bu konuda müzakereler yapıldığını hatırlar. Dönemin Başkanı Donald Trump'ın 2018 yılında Amerika'yı nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekmesinin ardından büyük bir mahkum takası için yürütülen müzakereler sekteye uğramıştı. Yani en az beş yıl geçmişi olan bir konu bu.

İran açısından bir zafer elbette bu ama itibarı açısından pek aynı şey söylenemez sanırım. Çünkü dünya kamuoyunda İran, "rehine diplomasisi" olarak nitelendirilen bu yöntemle, hem çifte vatandaş olanları hem de yabancı mahkûmları diğer devletlerle mahkûm takası için bir baskı taktiği olarak kullanmakla suçlanıyor.

Pek de haksız sayılmaz suçlayanlar; İran ile ABD'nin 1979'da İslam ‘Devrimi'nin ardından ABD Büyükelçiliği'nin ele geçirilmesine, ardından başgösteren rehine krizine kadar uzanan bir esir takası geçmişi var. En son büyük takas 2016 yılında, İran'ın yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer programını kısıtlamak için dünya güçleriyle anlaşmaya vardığı zaman gerçekleşmişti. İran’ın bunu “güle oynaya“yapmadığı ortada. İzole edilmek istenen o, her an emperyal bir çullanma tehlikesiyle karşı karşıya olan o. Dolayısıyla kullanacağı “silah“ ‘rehine diplomasisi‘ de olabilir haliyle. (İran rejiminden de hiç mi hiç hazetmediğimi de belirteyim bir kez daha).

ABD NEDEN KABUL ETTİ?

Ölmelerine ya da yıllarca hapiste kalmalarına izin vermezdi belki ama (üstelik üçü İran asıllı) sadece beş rehine için bu gasbı sonlandırmadı ABD. Başkası ne düşünür bilmem ama ABD’nin Körfez dahil tüm İslam coğrafyasındaki mevzi kaybıyla ilgisi var bu kararının. İran’ın Körfez’deki rakipleriyle ilişkilerini geliştirdiği de görülüyor. İkincisi, takasın Basra Körfezi'nde ABD askerlerinin tüm petrol sevkiyatının yüzde 20'sinin geçtiği Hürmüz Boğazı'ndaki İran gemilerinin geliş gidişlerini engelleyememesi de etkili olabilir. Engellemek bir yana bazı ABD tankerlerine İran el koymuştu bir kaç kez. Bu takas, ABD ticari gemilerinin de Hürmüz’den rahat geçmesini sağlayabilir.

ABD yine de kuyruğu dik tutmaya çalışarak, gasbedilen paranın Katar'a ulaştıktan sonra kısıtlı hesaplarda tutulacağını, sadece ilaç, gıda gibi insani yardımlar için kullanılacağını belirtti. Bu işlemlere şu anda, ilerleyen nükleer programı nedeniyle İran’ı hedef alan Amerikan yaptırımları kapsamında izin veriliyor.

Ne tür kısıtlama getirilirse getirilsin bir kere “duvarda gedik“ açıldı. O para molla rejiminin. Dolayısıyla nasıl kullanacağına da kendisi karar verir. Unutmamak gerek, çok yakın bir zamanda İran bir nükleer güç haline gelecek. Uranyum zenginleştirmeye hızla devam ediyor, yani her zamankinden daha fazla nükleer silaha sahip olmaya yakın. Böyle bir güçle anlaşma zemini oluşturulması için gasbedilen para da geri verilecek, yaptırımlar da kalkacak.

Gasbettiği parayı vermekte fazla gecikmemek ABD için hayırlı olmuştur belki de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi