Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yardımcı Doçentlik konusunu gündeme getirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yardımcı Doçentlik konusunu gündeme getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayında, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayında, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda konuştu. Erdoğan, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik sert müdahalelerinin yanı sıra dikkat çeken bir başka konuyu daha gündeme getirdi: Yardımcı Doçentlik...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayında, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda konuştu. Erdoğan, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik sert müdahalelerinin yanı sıra dikkat çeken bir başka konuyu daha gündeme getirdi: Yardımcı Doçentlik...

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Üç kardeş ülke, Körfez'de… Nedir bu sıkıntı? Bu hallere neden düştük? Bunlar bizi üzüyor. Biz bu hallere düşmeli miydik? Niye düştük? Birbirimizle oturarak konuşarak çözemez miyiz? Çözüm yollarına gitmeyip etrafımıza birilerini de almak suretiyle herhangi bir kardeşimizi köşeye sıkıştırırsak bu kabul edilebilir bir şey değildir. Biz bunları yapmamalıyız, yakışmıyor. Bizim her zamankinden daha fazla dayanışmaya kardeşliğe ihtiyacımız var.

Kriz, iç savaş, kardeş kavgası ve teslimiyet politikaları bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. Ölen kim Müslüman, öldüren kim İslam kimliği altındaki müsveddeler. Böyle bir mantıksızlık, böyle bir akli noktada zayiat olabilir mi? Ama bunları yaşıyoruz. Meşhur Musul kütüphanesi talan edildi. Bağdat kütüphanesinde yer alan hazine değerindeki kitap ya imha edildi ya çalındı. Bir zamanlar bunları biliyorsunuz Hülagü Han da yapmıştı. İşte biz bunlara dayanamıyoruz.

"MESELE KUDÜS OLUNCA SUS PUS KESİLİYORLAR"

Barışın sembolü Kudüs, saldırılar karşısında direnmeye ayakta kalmaya çalışıyor. Müslümanların parçalanmışlığından cesaret alan malum İsrail yönetimi her gün yeni bir uygulamayla İslami karakterini tahribe yelteleniyor. Her fırsatta ülkemizi eleştiri yağmuruna tutanlar mesele Filistin, Kudüs olunca birden sus pus kesiliyorlar. Hiç kimse bizden bıkkınlık derecesinde bu iki yüzlülüklere daha fazla sessiz kalmamızı bekleyemez. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın onurunun korunması tüm islam aleminin vazifesidir, görevidir.

Dün de söyledim, İstanbulumuzda sinagoglar var, havralar var. Bu olaylar olurken bazı gruplar sinagoglara saldırma yoluna gittiler. İlk işim valiye emniyet müdürüne ‘bunlara müsaade etmeyin.’ Bizim dinimiz bunlara müsaade etmez. İsrail böyle yapıyorsa biz böyle yapamayız. Tam aksine biz bu ibadethaneleri güvence, koruma altına almamız lazım’ Bazı ufak tefek hadiselerin karşısında bu korumayı sağladılar.

"İSRAİL'İN GERİ ADIM ATMASI DOĞRU BİR ADIM"

İsrail’in metal dedektör uygulamasından geri adım atması doğru bir adım olmuştur. Memnuniyetimiz söz konusudur. Ama yeterli midir? Değildir. Cuma günü gelen Müslümanlara o kapıların kapanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Sadece Filistin’de yaşayanların geldiği bir mabed değildir Mescidi Aksa. Tüm dünya Müslümanlarının geldiği bir mabeddir. Bunun kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz.

İSRAİL CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞME

İsrail Kudüs ile ilgili hukuka ve insan haklarına saygılı davranmalıdır. Bir kez daha İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştüm, kendisine bütün bunları anlattım, arzumuzu düşüncemizi de kendisiyle paylaştım. Dedim ki, artık sizler de cumhurbaşkanı olarak bu konudaki ağırlığınızı koymalısınız. Kimileri başbakan ile cumhurbaşkanının sorumluluk alanı şöyledir böyledir diyorlar ama ben cumhurbaşkanı olarak cumhurbaşkanı ile görüşebilirim. Fakat son olarak görüşme olumlu neticeler vermiş olacak ki metal dedektörün kaldırılması kararını aldılar.

İsrail yönetimine şunu hatırlatmakta fayda var. Eğer bu dünyada barış içinde yaşamak istiyorsanız, başkalarını tehdit etmek yerine kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokabilecek politikalardan kaçınmak gerekiyor. Her açıdan sıkıntılı bir manzarayla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. İslam medeniyeti batı tarafından yutulamayan, yenilemeyen tek medeniyettir. Ciddi bir takım hasarlar alınmış olsa da medeniyetimizin o çelik çekirdeği halen sapasağlamdır.

Doğru tedavinin yolu öncelikle teşhisin doğru konulmasından geçiyor. Unutmayalım ki hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.

"ALLAH AŞKINA ŞU YARDIMCI DOÇENTLİK OLAYI NEDİR?"

Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var, YÖK Başkanımız ile de bunu konuşuyorum, Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım ve aşacağımıza inanıyorum.

Hoca kılıklı bir şarlatanın peşine takılan insan müsvettelerinin neler yapabileceğine 15 Temmuz’da şahit olduk. Onun peşinde de doçentler var. Gözü var görmez, kulağı var duymaz, aynı şekilde ağzı var hakîkatı konuşmaz. O bize diyor şah damarımızdan daha yakındır. Bunu diyen ilmiye sınıfından.

Etiketler :