Çevrecilerden bakanlığa Akkuyu mektubu

Çevrecilerden bakanlığa Akkuyu mektubu
Derinleşen iklim krizinin Akkuyu Nükleer Santrali'nde büyük bir riski meydana getirdiği belirtildi. Çevreci dernekler bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurarak inşaatın durdurulmasını istedi. Derneklerin avukatlarından Atal, "Bu deniz suyu sıcaklığıyla nükleer santral çalıştırmak delilik, bu nükleer santral patlar" dedi.

İtirazlara karşın Mersin Silifke’de inşaatı süren Akkuyu Nükleer Santrali'nde iklim krizinin etkisiyle artan deniz suyu sıcaklıklarının tehlike yaratacağı ortaya çıktı. Çevre dernekleri Akdeniz’deki deniz suyu sıcaklıklarını geçen yaz takip etti, ağustos ayında bazı günlerde sıcaklığın 30 dereceyi gördüğünü belirtti.

'Bu nükleer santral patlar'

Dernekler; bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurarak iklim bilimcilerin de yer alacağı bir heyet tarafından denizel ekosistemde soğutma suyu yeterliliği açısından Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu alınana kadar inşaatın durdurulmasını istedi. Derneklerin avukatlarından İsmail Hakkı Atal “Bu nükleer santralin çalışabilmesi mümkün değil. Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı geometrik hızla artıyor. Bu deniz suyu sıcaklığıyla nükleer santral çalıştırmak delilik, bu nükleer santral patlar. Tablo vahim” dedi.

Derneklerin talebi üzerine değerlendirme hazırlayan Boğaziçi Üniversitesi, İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Murat Türkeş, 'Yakın bir gelecekte, Akkuyu Nükleer Santrali'nde yılın özellikle sıcak döneminde soğutma suyu temini açısından sorun yaşanacağı'nı ortaya koydu.

Prof. Dr. Türkeş'in, “Küresel İklim değişikliği: Yüzey Sıcaklıklarında Gözlenen ve Öngörülen Sıcaklık Değişmeleri” adlı değerlendirme yazısında küresel iklim sisteminin, fosil yakıt yakılması, arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormansızlaşma, enerji, ulaştırma, konutlar, atık yönetimi ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan etkinliklerinden kaynaklanan insan kaynaklı sera gazlarının atmosferdeki birikimlerinin artması yüzünden hızla değiştiği anlatıldı.

Yazıda iklim değişikliğinin artan ve şiddetlenen sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, taşkın ve seller ve giderek daha değişken dolayısıyla öngörülmesi zorlaşan şiddetli hava ve iklim olayları ve afetleri yoluyla, insan sağlığı ve refahı ile su temini, gıda üretimi ve gıda güvenliğine yönelik en büyük tehditlerden biri olduğuna dikkat çekildi.

‘Sıcaklık artacak’

Yazının en dikkat çekici bölümü ise iklim değişikliğiyle şiddetlenen su döngüsü ve Akkuyu Nükleer Santrali'ne ilişkin bölüm oldu. Bunun birçok bölgede daha şiddetli yağışlara, bunlarla bağlantılı sellere ve daha yoğun kuraklık olaylarına yol açtığı belirtilen yazıda “Kıyı bölgeleri, 21. yüzyıl boyunca deniz seviyesinin sürekli yükselmesine tanık olacak, bu da alçak alanlarda daha sık ve şiddetli kıyı taşkınlarına ve kıyı erozyonuna katkıda bulunacaktır” denildi. Önümüzdeki 20 yılın sonuna değin, Akdeniz Havzası’nın büyük bölümünde ve Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yaz mevsimi ortalama deniz yüzeyi sıcaklıkları artacağı ifade edilen yazının sonuç bölümünde ise şu bilgilere yer verildi:

Bu sonuçlar, yakın bir gelecekte, Akkuyu Nükleer Santrali'nde yılın özellikle sıcak döneminde soğutma suyu temini açısından sorun yaşanacağını göstermektedir. Bu durum özellikle küresel ısınmaya ek olarak bölgesel deniz sıcak dalgalarının yaşandığı yıllarda çok daha belirginleşecek ve SST’ler o yıllarda çok daha büyük pozitif mevsimlik anomaliler gösterebilecektir.

‘Soğutması imkânsız hale geldi’

Çevre ve Tüketici Koruma Derneği, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Antakya Çevre Koruma Derneği, İskenderun Çevre Koruma Derneği ile Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği adına avukat İsmail Hakkı Atal, avukat Seyda Afyoncu ve avukat Deniz Yücel, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurmak üzere ortak bir dilekçe hazırladı.

Türkeş’in değerlendirmesinin de eklendiği dilekçede inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santralin’de soğutma suyu olarak kullanılacak Akdeniz’in iklim değişikliği sürecinde nükleer santrali soğutmasının imkânsız hale geldiği vurgulandı. Santralın ülkenin geleceği için açık bir milli güvenlik sorunu oluşturduğu belirtilen dilekçede iklim bilimcilerin de yer alacağı bir heyet tarafından denizel ekosistemde soğutma suyu yeterliliği açısından ÇED raporu alınması istendi. Ayrıca dilekçede soğutma suyu açısından ÇED raporu gerekliliği tamamlanıncaya dek inşaatın durdurulması için gerekli işlemlerin yapılması talep edildi. Dilekçe bugün bakanlığa yollanacak.

‘Çalıştırmak delilik’

Halktv.com.tr’ye değerlendirmelerde bulunan avukat İsmail Hakkı Atal şöyle konuştu:

Bu nükleer santralın çalışabilmesi mümkün değil. Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı geometrik hızla artıyor. Fransa nükleer santrallerde 3 yıldır nehir suyu sıcaklıkları, sıcak hava dalgaları nedeniyle 28 derecenin üzerine çıktığı için çok büyük problemler yaşıyor. 2022 yazında Silifke’de Anamur istasyonlarını Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden takip ettik. 1 istasyonda ağustos ayında 30 derece ve 30 buçuk derece sıcaklığı gördük. Dolayısıyla bilimsel veriler bunun daha da artacağını öngörüyor. Bu deniz suyu sıcaklığıyla nükleer santral çalıştırmak delilik bu nükleer santral patlar. Vahim tablo.

Kaynak:halktv.com.tr