Herkes hastalığının çabuk geçmesini ister... Çoğumuz en basit soğuk algınlıklarında bile çabuk ayağa kalkmak için antibiyotik aldığımız zamanları biliriz. Dünyada milyonlarca insanın geçmişte yaptığı bu hata nedeniyle günümüzde tıp dünyasında büyük bir kriz yaşanıyor.

Bakteriler, değişime uğrayarak kendilerine saldıran antibiyotiklere karşı çok daha dirençli hale geliyor. Bu, şimdiden piyasadaki birçok antibiyotiğin etkisinin azalmasına sebep olmuş durumda. İlaç firmaları ise hem masraflı ve zahmetli, hem de kârı düşük olduğu için yeni antibiyotik geliştirmeye yanaşmıyor. 1983-87 arasında 16 yeni antibiyotik kullanıma sunulurken bu rakam 2000'li yıllarda 3'e kadar geriledi.

Davos deklarasyonu

Dünya ekonomi ve siyaset dünyasının bir numaralı platformu olan Davos Zirvesi'nde de ilk kez bu kriz ele alındı. Aralarında Merck, Pfizer gibi devlerin de bulunduğu 18 ülkeden 85 ilaç firması, bir deklarasyon yayınlayarak tüm ülkelere, ‘Bize antibiyotik geliştirmekte destek olun' çağrısı yaptı. Halen dünyadaki 13 büyük ilaç firmasından sadece 5'i yeni antibiyotik üretmek için araştırma yürütüyor.

Her gün 3.3 milyon

OECD'nin 2015 Sağlık Raporu'na göre dünyada antibiyotik ilaçları en fütursuz kullananlar Türkler. Türkiye, binde 42.2'lik antibiyotik kullanımı ile dünyada açık ara birinci sırada. Yani Türkiye'de her gün yaklaşık 3.3 milyon antibiyotik hapı tüketiliyor. İşte tam da bu sebepten ötürü Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, antibiyotiklerin basit hastalıklara karşı etkisiz kaldığı ülkeler arasında dünyada ilk 3'te yer alıyor. Çünkü Türkiye'deki bakteriler, piyasadaki antibiyotiklere karşı yüzde 50'yi aşan oranlarda ‘bağışıklık' kazanmış durumda.