Ümit Dikbayır: Katar Türkiye'nin değil Erdoğan'ın dostu

Ümit Dikbayır: Katar Türkiye'nin değil Erdoğan'ın dostu
Meclis Genel Kurulu'nda konuşan İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır gündemine ABD yaptırımlarını, Tank Palet Fabrikası'nı ve görüşmeleri hala devam eden bütçeyi aldı. "Katar Türkiye'nin değil Erdoğan'ın dostu" dedi.

ABD'nin yaptırım kararını kınadığını söyleyen Dikbayır, "Bunlar bizim iç meselemizdir. Siyasi ahlak ve ilkelerimiz milliyetçi duruşumuz gereği Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumlarını kimsenin ameliyat masasına yatırtmayız. Amerika Birleşik Devletleri’nin yaptırım kararını kınıyor kararın hedefi olan devletimizin yanında dimdik durduğumuzu belirtmek istiyorum" dedi.

Dikbayır'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Katar Türkiye'nin değil Erdoğan'ın dostu"

"Memleketim olan Sakarya’daki tank palet fabrikası bir yaptırımın sonucudur. 1974 Kıbrıs çıkarmasında uygulanan yaptırımdan sonra Sakaryalı bir hayırsever tarafından arazisi bağışlanmış içerisinde iki tesis Sakarya halkından toplanan bağışlarla yapılmıştır. Bağımsız yerli ve milli savunma sanayinin temelleri o günlerde atılmıştır. Ancak maalesef iktidarınızda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağışlanan bu çok değerli fabrika 50 milyon dolarlık yatırım bahane edilerek kılıfına uydurularak Katarlılara peşkeş çekilmiştir. Peşkeş çekilmiştir dediğimizde kızıyorsunuz. Bir kere daha ifade edeyim eğer tank palet gibi çok değerli bir fabrikayı 50 milyon dolar yatırım yapacak diye iddia ediyorum Savunma Sanayi Başkanı’nın bile bilmediği bir sözleşmeyle verebiliyorsa bunun adı peşkeş çekmektir. Sayın İsmail Bey’in elinde sözleşme varsa bize göstersin. 50 milyon dolar yatırım lazım. Bu parayı biz buluruz dedik. Devletin hayırsever iş adamları var ferasetli milleti var. sizin bütün israflarınıza ve beceriksizliklerinize rağmen ordusu için bileziğini getirecek milletimiz var dedik hayır dediniz. Acil 40 tane tanka ihtiyacımız var dediniz. Biz de 40 tane tank bu fabrikada 25 yılda mı yapılacak diye sorduk cevap vermediniz. Adamlar bizim fabrikamızda bizim makinalarımızı bizim teknolojimiz ile bizim mühendis ve çalışanlarımızla tank yapacak üzerine yüzde 12.5 kar koyacak ve bize satacak dedik. Özelleştirmedik işletme devrettik dediniz. Bir kez daha soruyorum bu fabrikayı kuran biz geliştiren biz Afrin’de kahramanlık destanı yazan askerimizin kullandığı 280 tane fırtına obüsü ve bu obüslere mühimmat taşıyan araçları taşıyan biz işletemedik de daha dün devlet olmuş kendisine tabanca yapamayan Katar işletecek öyle mi? Yazıklar olsun. 24 ay önce devrettiğiniz fabrika 18 ay sonra ilk parti tankları teslim edecekti. Tanklar nerede? Eğer teslim edemediyseniz ne cezai şart ödeyeceksiniz belli değil. Saray size elinizi kaldır dedi kaldırdınız. Bunun günahını ahirette ödeyeceksiniz. Bizim hedefimiz iktidara gelir gelmez Katarlıları ve ortaklarını ensesinden tuttuğumuz gibi kapının önüne koyup tank palet fabrikasını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edeceğiz. Katar Erdoğan’ın dostu olabilir Türkiye Cumhuriyeti’nin dostu değil.

"Memleketin tapusunu pazara çıkardınız"

Biz sermayede renk arayanlardan değiliz ancak şu gerçeği de unutmadık ve görmezden gelemeyiz. Bugün Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum kesimiyle birlikte sondaj çalışması yapan ülke Katar’dır. Körfez Ülkeleri İş Birliği Konseyi üzerinden Rum kesimiyle ilk diplomatik ilişkiyi kuran ülke Katar’dır. Türkiye için en ciddi beka sorunlarının başında bu keyfiyet gelmektedir. Bütün kararları bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran bu sistem ve sonuçları en az milli savunma güç ve imkanlarında yaşanabilecek zaaf kadar ciddi bir sorundur. Varlık Fonu üzerinden milletin hazinesini aile şirketine çeviren zihniyet ülkemiz için savunma ve beka sorunudur. Ülkenin en önemli stratejik fabrikalarını bankalarını bugün Akdeniz’de boğuştuğumuz ülkelere çatır çatır satıyorsanız memleketin tapusunu pazara çıkardınız demektir. Bizim görevimiz ve sorumluluğumuz gerçeği yüzünüze haykırmaktır. İktidar ar etmiyor diye susacak değiliz. İktidar milletin malını beytül malı babasının çiftliği zannediyor diye kabullenecek değiliz. Türk milletinin devletinden kaçırdığınız her işi her peşkeşi bütün dikkat ve sorumluluğumuzla takip ediyoruz. Zamanı geldiğinde de tek tek hesabını soracağız. Milletimizin tek bir ferdi yatağına aç giriyorsa orada büyük bir beka sorunu var demektir. Yarınından ve ülkesinden umudunu kesmişse ağır bir beka sorunumuz var demektir. Tek bir genç bazen her şeydir. Dövülen ateşte tek bir çivi bile önemlidir. Çünkü bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir askeri bir asker bir orduyu bir ordu da bir milleti kurtarır. O asker kurduğu Cumhuriyet sayesinde hepimizin bu koltuklarda oturmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’tür.

"Bu bütçe ayıplı bir bütçedir"

Pandemi günlerinde tek bir evladımız bile televizyonu tableti olmadığı için eğitimden mahrum kalıyorsa işte her şeyin başı olan o çivi çıkmış demektir. Nalın çivisi çıkarsa her şeyin çivisi çıkar. Bugün 2 milyonun üzerinde evladımız uzaktan eğitimden mahrum kalmıştır. Eğitimde haksız rekabet var demektir. Askeri teknolojiye silaha milyarlar harcamanın anlamı yoktur. Cumhuriyetin temel taşıyla oynamış olursunuz. Milli Savunma bütçemizi artıralım. Peygamber ocağımızı konuşurken eğitim ordumuzu onun neferlerini de konuşalım. Mehmetçiğimiz er meydanlarında yeri göğü inletirken eğitim ordumuzun neferleri pazar tezgahlarında üç kuruşun peşinde koşmak zorunda kalıyorsa mesele büyük demektir. 2021 bütçesinde müteahhitlere 30 milyar lira ayrılırken milyonlarca çiftçimize 22 milyar lira layık gören bir bütçe ayıplı bir bütçedir. Sağlık ordumuza polislerimize 3600 ek göstergeyi vermezken KDV’yi sıfırlayarak milli piyangoyu işleten yandaş şirketin cebine milyarlar koyan bu bütçe ayıplı bir bütçedir. Eğitim ordumuz ay sonunu getirmek için ek iş peşinde koşarken dükkanı kapalı esnafımızdan alacağınızı her kuruşuna kadar isterken yandaş iş adamına 9 buçuk milyar liralık vergi avantajı sağlayan vicdansızlıkla bu bütçe ayıplı bir bütçedir Memleketini sevmek milletini sevmekle başlar. Milletini sevmek onun duygularını sömürmek için ordusu üzerinden nutuk atmak değildir. Biz İYİ Parti olarak şehit ailelerine TOKİ’den bir daire verelim diye Meclis’e teklif getirdiğimizde hayır oyu verirken yüzünüz bile kızarmadı. Özellikle iktidar ve ortağına sesleniyorum. Bu sözlerim gerçeğin ta kendisidir. Ülkemizin geleceğini ipotek altına alan evlatlarımızın geleceğini ipotek altına alan bu düzenin bütçesine ses çıkarın. Bu defa önce millet önce devletimiz deyin. Bari bu defa kendinizle baş başa kaldığınızda içinizdeki sese kulak verin."