Dönemin AKP MYK üyesi Özdağ anlattı: Davutoğlu istifa ettirilirken parti içinde neler oldu?

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Ahmet Davutoğlu’nun istifa sürecine yönlendirilmesini parti içinde yaşananları Halk TV’deki Sözüm Var programında anlattı. Barış Terkoğlu ve Can Coşkun’un sorularını yanıtladı.

AKP içinde yolsuzlukla mücadele konusunda adımlar atmak istediklerini belirten Selçuk Özdağ, “Milletvekilleri listesinde sorunlar çıktı. İmar yasası bir yandan, yolsuzlukları, hırsızlıkları önleme yasası bir diğer yandan, siyasi etik yasası bakanların atanması konusundaki problemler diğer yandan… Bunlarla ilgili çok ciddi şekilde sorunlar çıktı” diyerek o dönem yaşanan sorunları dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini saraya çağırarak 1 saat görüştüğünü söyleyen Özdağ, “Zaman zaman da Sayın Davutoğlu ile konuşmalarımızda bunları da dolaylı olarak söyledim söylemeye çalıştım. Yine aynı şekilde bazı konularda bizim benim benim kendi düşüncelerim vardı. Mesela cumhuriyetin değerleri konusunda veya bizim bazı hassasiyetlerimiz konusunu dile getirdik” dedi.
 

"Davutoğlu FETÖ'yü tasfiye etti"

Davutoğlu’nun FETÖ’yü tasfiye ettiğini anlatan Özdağ şunları söyledi:

“Fethullah Gülen'le FETÖ ile ilgili mücadelede Sayın Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduğu zaman ve Başbakan olduğunda da onlardan bir koruma istemediğini buna çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Başbakan olduğu zaman da bunların MİT'ten gelen emniyetten gelen bilgilerler bunları tasfiye etti. Bunları başbakanlıkta bir odaya  koyarak sabah sekizde gelip akşam yani altıda gitmelerini sağladı. Tabii ki böyle bir örgütün hemen aynı anda Sayın Davutoğlu'na karşı tepki koymasını sağladı. Bu Recep Tayyip Erdoğan operasyonuydu. Daha sonra Davutoğlu tasfiye dedikten sonra Binali Yıldırım'dan esirgemeyen bu yetkiler Ahmet Davutoğlu’na çok görülmek istendi"

"FETÖ'nin parmağı...."

Davutoğlu’na yapılan tasfiye operasyonu için Özdağ “Ben bunun bir sadece bir Recep Tayyip Erdoğan'ın egosu nedeniyle yapılmış olan bir operasyon olmadığını... Burada FETÖ parmağı olduğunu da düşünüyorum” dedi.
 

FETÖ’nün müdahalesi ile ilgili Özdağ, “Doğrudan FETÖ’nün hamlesi olmaz. Bunlar Matruşka gibi bir örgüt biliyorsunuz. Bu Yapı dolaylı olarak çalışıyor direkt olarak çalışmaz. Mesela benim için ikinci dönem milletvekili olmam için çok çalıştılar. Çünkü ben onların dediklerini yapmadım. Manisa'da onların dediği kişilere yaklaşmadım.  Siyaset kurumunu hiçbir kimseye bırakamayız. ‘Ben iktidar partisinin milletvekiliyim. Biz yönetiriz niye bir cemaat yönetsin ki… Sadece onlara oy vermedi ki’ diyerek karşı çıktım. Temiz ve kirli bir işe bulaşmamış dürüst siyasetçinin Türkiye’yi yönetmiş olmasından hem içerdeki egemen güçlerin uzantıları hem de aynı zamanda Türkiye'de kısayol etmek isteyen kirli ve şantajın medya patronları böyle bir insanın olmasını istemediler.” diye konuştu.

"Davutoğlu'na parti içi siyasi darbe yapıldı"

Davutolu’nun tasfiye edildiğini tekrarlayan Özdağ “Ahmet Davutoğlu tasfiye edilmiştir. Park içi siyasi darbe yapılmıştır” şeklinde konuştu.

"Partiyi babalarının mali gibi değerlendiriyorlar"

Ahmet Davutoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan ile aralarındaki görüşmeyi anlatan Özdağ şöyle devam etti: 

Ahmet Davutoğlu kendisi söyledi. Zaten çalışmayacağını anlamıştı. Yapılanın tezhip olduğunu tahkir olduğunu kendisinin şahsiyetiyle bir onuruyla oynamak istediğini gördü gözlemledi. Sayın Davutoğlu çok rahat bir şekilde kongreye gidebilirdi. Zaten Davutoğlu'ndan ileride belki bir daha bu il başkanlarını, ilçe başkanlarını atar,  delegelere hakim olur ve bizler de bir daha burada söz hakkı olamayız diye düşündüler. Çünkü bu partiyi babalarının malı gibi değerlendiriyorlar. Oysa bu milletin…. Menderes'in partisi mi kaldı, Özal'ın partisi mi kaldı.  O da milletindi.  Bakın onlar yoklar ama bazılarını partileri hala devam ediyor. Mesela Erbakan'ın Türkeş Bey’in partisi hala devam ediyor. 

"Bir an önce görevi bırakalım dedik"

Sayın Davutoğlu kendisi bırakmak istedi. Anladı zaten anlaşamayacaklarını. Siyasi değerler üzerinden anlaşılamayacaktı. Kongreye gidelim denildi. Zaten kongre sürecimiz başlamıştı, kongreye gidecektik zaten. O kongre süreci içerisinde biz bunu erkene aldık. Bir an önce dedik bu görevi bırakalım. Hatta çıkıp aday olmayı da düşündü ancak daha sonra partiye zarar veririz dedi. Türkiye'ye zarar veririz. Bakın bir anayasa kitabı fırlatıldı Türkiye'nin ekonomisi ne hallere geldi. Türkiye'de siyaset bu durumda iken kendisi ‘Bu partiye zarar vermeyelim. Hem Türkiye'nin ekonomisine zarar vermeyelim, Türkiye'nin dışarıdaki itibarına zarar vermeyelim’ dedi

"Ben olsam o gün çıkardım..."

Davutoğlu'nun ayrılık sürecinde parti kurması gerektiğini belirten Özdağ, “Ben olsaydım o gün çıkardım ve derdim ki ‘burada erdemli insanların çok az kaldığını görüyorum çıkıyorum ve yeni bir oluşum başlatıyorum’ demesini beklerdim isterdim. Ama daha sonra o yine de sessizce mücadelesini sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine de karşı çıktık” diye konuştu.