TÜRK İŞ Başkanı Atalay: Asgari ücret için Temmuz'u beklemenin anlamı yok
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bırakan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, konfederasyon olarak bu yılki 1 Mayıs etkinliklerinin ana temasını "hayat pahalılığı ve örgütlenme" olarak belirlediklerini söyledi. Atalay, şöyle konuştu:
"1 Mayıs kutlamalarında her yıl bir tema belirliyoruz. Şu geçtiğimiz senelerde ana temamız kadındı, çevreydi, sağlıkçılardı. Bu sene ana tema hayat pahalılığı, örgütlenme, TÜRK-İŞ’in ana teması bu. Bugün bu saatte Türkiye'nin bütün alanlarında arkadaşlarımız, hayat pahalılığını örgütlenmeyi anlatacaklar. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) nedeniyle kadroya giremeyenleri anlatacaklar. 696 ile ilgili nakil hakkı olmayanları anlatacaklar. Geçici işçiyi anlatacaklar. Emekliliği yaşa takılanları anlatacaklar. 3600’ün bir an evvel hayata geçirilmesini anlatacaklar. Örgütlenmeyle ilgili karşılaştığımız sıkıntıları anlatacaklardır. 19 milyonun çalıştığı bir yerde, bir ülkede yüzde 14 örgütlü, yüzde 86 örgütsüz olan bir toplumu anlatacaklar.
'Emek değil patronlar korunmaya devam ediliyor'
Türkiye'de ve dünyada yargıda genel bir karar vardır. Yazılmayan bir karar, karar şudur: Kadını koruyacaksın, kamuyu koruyacaksın, emeği koruyacaksın. Ama maalesef uzun yıllardır bizim ülkemizde emek korunmuyor, patronlar korunmaya devam ediyor. Diyecekler ki bu sistemi bozun eski sisteme dönün diyecekler arkadaşlar. Arkadaşlarımız bugün alanlarda hayat pahalılığı anlatırken asgari ücretlinin geçinemeyeceğini anlatacaklar. Emeklinin geçinmediğini anlatacağız. Sözleşme yapılırsa bu zamlar karşısında sözleşmelinin zamlarının eridiğini anlatacaklar.
'Öyle işverenlerimiz var ki işçileri köle gibi görmeye devam ediyor'
Kadınlarımızla ilgili iş yerlerine mobbing hala devam ediyor. Kadınlarımızın çalıştığı devasa iş yerinde, bin- 2 bin kişinin çalıştığı yerlerde hala kreş yok. Özellikle bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Bu ülkede şu inşaat sektörüyle ilgili devasa firmalar, işini mükemmel yapan işverenlerle ilgili hiçbir sorunumuz yok. İş yerleri bizim evimiz, iş yerleri bizim ailemizin iş yeri. Bizim işçilerimiz, TÜRK-İŞ’in üyeleri, sabah giriyorlar işe ekmek parası için 'En mükemmel şekilde, en kaliteli malı en hızlı şekilde üreteyim, işveren kazansın, ben de pay alayım' diyor. Yani biz 70 senedir meseleye böyle bakıyoruz. Bugün de böyle bakmaya devam ediyoruz. Ama öyle işverenlerimiz var ki bizi işçi gibi görmüyor. Öyle işverenlerimiz var ki işçileri köle gibi görmeye devam ediyor.
'Sendika girince kapı dışarı diyorlar'
Sendika girdiği zaman ya kapıyı gösteriyor ya örgütlenmeyeceksin diyor. Devasa para kazanıyor. O kazandığı parayla ilçenin birine gidiyor okul yapıyor. İlin birine gidiyor, cami yapıyor. Ondan sonra o ilde o ilçede o hayırsever oluyor. Bunları da ne ben ne TÜRK-İŞ topluluğu kabul ediyor. Özellikle ülkeyi yönetenler yahut yönetmeyenler, yani bunlara bir baksınlar da bir mesafe koysun araya. Çünkü bedeli bizler ödemeye devam ediyoruz.
'Yerine getiremeyecekleri sözleri vermeyecekler'
Asgari ücretle ilgili her gün açıklama yapıyoruz. Dün de yaptık. Temmuzun beklemenin bir anlamı yok. Aralığı beklemenin de bir anlamı yok. Her ayın 3'ünde enflasyon açıklanıyor. 3 gün sonra da açıklanacak. O açıklanan enflasyonu asgari ücretliye, emekliye versinler. İşçinin tamamına her ay versinler. Yani haziranı falan beklemenin bir anlamı yok. Bunu da gündeme getiren AK Parti'li Grup Başkanvekili. Siyasiler yerine getiremeyecekleri sözleri vermeyecekler. Türkiye’nin beklemesinin anlamı yok. Her gün ifade ediyorum. Benim arkadaşlarım ifade ediyor. Enflasyon açıklanıyor, önümüzdeki ayda bu parayı bize versinler."
Taksim’e yürümek isteyen 50 kişi gözaltına alındı
'Yoksuldan alan, zengine veren bu düzene karşı, yaşasın 1 Mayıs!'