Online yabancı dil öğrenme platformu Preply’den yardım ve acil durum işaretleri araştırması

Online yabancı dil öğrenme platformu Preply’den yardım ve acil durum işaretleri araştırması
Sözlü iletişimin mümkün olmadığı ya da yetersiz kaldığı acil durumlarda ve tehlike anlarında yapılabilecek yardım çağrısı işaretlerine ışık tutan yeni bir araştırma yayımlandı. 27 ülkede yapılan araştırmada, Türkiye’de iki kişiden birinin ev içi şiddet yardım sinyalini bildiği görüldü.

Sivil toplum kuruluşlarının farkındalık çalışmalarıyla, suç oranlarının dönemsel olarak değiştiği, kamusal alanda veya eğlence mekanlarında tehlikenin olağan hale geldiği dönemlerde, sözlü iletişimin yerini imdat çağrıları ve çeşitli tehlike sinyalleri aldı. Bu bedensel işaretlerin küresel bilinirliğini öğrenmek isteyen online yabancı dil öğrenme platformu Preply, 27 ülkede bir araştırmaya imza attı. Araştırma sonuçları, özellikle yaz mevsiminde farklı şehirlere veya ülkelere seyahat edenler için pratik bilgiler sunarken, Türk vatandaşlarının bu konudaki farkındalığına da ışık tuttu. Preply’nin hem Türkiye’de hem de dünyada acil durum işaretlerinin, SOS çağrılarının ve acil yardım sinyallerinin farkındalığına odaklandığı araştırma, tatil alışkanlıklarının çözümlemesiyle başladı.

Türkiye’de 5 kişiden dördü, en az bir kez yalnız seyahat etti

Online İngilizce pratiği yapmak isteyenlerin aradıklarına kolayca ulaşabildikleri bir platform sunan ve on binlerce nitelikli öğretmeni buluşturan Preply’nin araştırmasına göre Türkiye’de beş kişiden dördü, hayatında en az bir kez yalnız seyahat ettiğini söyledi. Yalnız seyahati deneyimlemeyenler dahi bunu bir kez yapmak istediğini belirtirken, 10 kişiden yedisinin bir yere gitmeden önce o yerin güvenlik durumunu araştırdığı görüldü.

Seyahat planlaması yaparken güvenliğe dair araştırmaların yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada ortak olduğunu vurgulayan araştırmada, “couchsurfing” olarak tabir edilen ve bir yabancının evinde oda/kanepe paylaşmayı öngören konaklama modelinin çok yaygın tercih edilmemesinin sebebi olarak da güvenlik endişeleri gösterildi. Araştırmaya katılan 10 kişiden yalnızca biri, “couchsurfing” deneyimi yaşadığını ifade etti.

Türkler yurt dışında çeviri uygulamalarıyla iletişim kuruyor

Araştırma, 27 milletten insanın yurt dışına seyahat ettiklerine, dilini bilmedikleri bir ülkede nasıl iletişim kurduklarına da değindi. Buna göre Türklerin %83’ünün, yurt dışına seyahat ettiklerinde bir çeviri uygulaması kullandıkları ve bu şekilde iletişim kullandıkları görüldü. Öte yandan 5 Türk’ten ikisi, istediklerini ve aradıklarını kağıt ve kalem aracılığıyla çizerek anlattıklarını dile getirdi. Türkiye’deki katılımcıların tamamı, yurt dışında İngilizce konuşmanın güven verdiğini, güvende hissettirdiğini dile getirdi.

Online İngilizce dersi almak ve gerçek öğretmenlerle, online İngilizce konuşma pratiği yapmak isteyenlerin sıkça tercih ettiği platformların başında gelen Preply’nin raporunda, bunun sebebi olarak İngilizcenin dünyanın birçok yerinde konuşulan, yaygın bir dil oluşu gösterildi.

Türkiye’de iki kişiden biri, ev içi şiddet yardım sinyalini biliyor

Preply tarafından metodolojik bir yöntemle gerçekleştirilen araştırma ayrıca dünya çapında kabul gören, çeşitli çalışmalarla görünürlük kazanan ve basitçe uygulanabilen imdat çağrısı işaretlerine de yer verildi. Bir barda tehlike altında kalındığında “Angel Shot” taktiğinin kullanılabileceği, yazışırken tehlikede olduğunu belirtmenin en kolay yollarından bilinin STAN kelimesini geçirmek olduğu veya Türkiye’de kadına şiddetle gündeme gelen “ev içi şiddet yardım sinyali” yönteminin de uluslararası toplumda karşılık bulabileceği belirtildi. Araştırmaya göre Türkiye’de iki kişiden biri, baş parmağın dört parmakla avuç içinde kapatılması şeklinde uygulanan ev içi şiddet yardım sinyalini bildiğini söyledi. Öte yandan Türkiye’deki katılımcıların yarısına yakını, bir acil durum jestiyle ve imdat çağrısıyla karşı karşıya kaldıklarında nasıl tepki vereceklerini bildiğini söyledi.

STAN, Angel Shot, dört parmak işareti, Angela’yı sormak gibi ortak acil durum çağrısı öğelerine yönelik farkındalığı artırmanın önemine dikkat çekilen araştırma, bu konuda yürütülecek kamu spotu ve sosyal kampanyaların, kamu güvenliğine katkıda bulunabileceği ve suç oranlarını azaltma konusunda caydırıcı olabileceği çıkarımlarıyla sona erdi.