Galatasaray neyi doğru yaptı?
Galatasaray neyi doğru yaptı?
Barış Alper Yılmaz’ı, ligin en kritik maçlarından birinde, Kadıköy deplasmanında en öne koymak, Okan Buruk’un takımın başına geldiği günden beri yaptığı en radikal hamleydi. Evet Icardi sakatlıktan yeni dönmüştü ve Gomis tercihi pres konusunda Galatasaray’ı geriye götürürdü. Zorunluluktan bile olsa radikal ve riskli bir hamleydi ve bu hamle bize Fenerbahçe maçı özelinde şunu gösteriyordu; Galatasaray topu bırakacak ve oyunu geride kabul edecek. Hemen hemen herkes böyle düşündü. Fakat sahaya yansıyan tam olarak bu olmadı. Evet Galatasaray topu bıraktı ama oyunu geride kabul etmedi. Maçın ilk dakikalarından itibaren Fenerbahçe’nin üçlü savunmasına, üç genç ve tempolu oyuncusu Barış-Kerem ve Rashica’yla baskı uyguladı ve uzun vurmaya zorladı. Galatasaray hem geriden oyun kurmak istemedi hem de Fenerbahçe’nin bunu yapmasına izin vermeyip, baskı sonrası vurulan uzun toplarda ikinci topları kovaladı. Aynı zamanda kendisi de savunmadan çıkarken stoperleri Nelsson ve Abdülkerim’le sürekli uzun vurdu. Sarı-Kırmızılı ekip bu planla, ilk yarıda defansın arkasında birçok kez alan bulsa da bunları golle sonuçlandıramadı. Golü, en çok eleştirildiği konulardan biri olan duran toptan buldu. Okan Buruk’un takıma her alanda aşama kaydettirdiğini gösteren olgulardan biri diyebiliriz.
Ön tarafta etkili olan takımın, savunmada da açık verdiği söylenemez. Fenerbahçe’nin ilk yarıda Mitchy Batshuai’nin sol çaprazdan kendi yarattığı pozisyon ve Arao’nun karambolde vurduğu şut dışında net bir gol pozisyonuna giremedi. Bu anlarda da tecrübeli eldiven Muslera devreye girmeyi başardı.
İkinci yarıya değişikliklerle tempolu ve baskılı başlaması beklenen Fenerbahçe’ye Galatasaray yine izin vermedi. Oliviera ve Berkan’ın yanına bir de Torreira’yı atan Okan Buruk, pres gücünü iyice yükseltti. 77. Dakikaya kadar oyunu tutan ve soğutan Cimbom, Icardi’nin oyuna dahil olmasıyla maça hükmetmeye başladı. Yıldız oyuncu oyuna gireli 2 dakika dolmadan önce Kerem’e servisi yaptı sonra maçın bitmesine saniyeler kala zor pozisyonda yaptığı net vuruşla golünü de atıp, zaten iyi oynayan takımını kusursuz hale getirdi. Yerinin buralar olmadığı çok açık, özel hayatında yaşadığı sorunlar bize Icardi’yi Türkiye’de izleme fırsatını yarattı. Her ne kadar maç sonunda akıllarda bu özel performans kalmış olsa da, maçı o noktaya gelmesini sağlayan, özellikle verilen şansı çok iyi kullanan Barış Alper Yılmaz, ilk yarıda müthiş bir performans sergileyen Sergio Oliviera, Victor Nelsson, Berkan Kutlu ve golünü atan Kerem de maçta fark yaratan isimlerdi.
Jesus’un planı neydi?
Jorge Jesus’un planı da Okan Buruk’tan çok farklı değildi. Takımın en teknik oyuncuları, pasörleri İrfan Can Kahveci ve Miha Zajc yedek kulübesi başladı. Bu da Jesus’un topu istemediğini, Willian Arao- Miguel Crespo ikilisiyle pas yapmak değil, orta sahada top kazanmak ve devamında hızlı hücuma çıkmayı ve iki hızlı bekiyle, Galatasaray’ın beklerinin arkasına geçmeyi planladığını gösteriyor. Jesus’un, Torreira’nın da yokluğunun etkisiyle Galatasaray’ın defanstan topla çıkarken yapacağı hataları değerlendirmek istediği bariz ama Sarı Kırmızılı takım defanstan pasla çıkmaya hiç yanaşmayıp uzun vurunca, öndeki üçlüyle neredeyse hiç top gelmedi. Böylelikle maç öncesi yapılan plan boşa çıkmış oldu.
Jesus ikinci yarıya Lincoln-Henrique değişikliğiyle başladı. 2’li stopere dönüp Lincoln’ü sol beke çeken tecrübeli teknik adam aradığını bu değişiklikle de bulamadı. Maçın ilerleyen dakikalarında nihayet İrfan ve Miha Zajc’ın oyuna girmesiyle biraz daha top yapmayı başaran Sarı-Lacivertliler, Galatasaray’ı kısa bir süre kendi yarı alanına hapsetti o bölüme de aradığı pozisyonu Osayi-Samuel ile buldu. Osayi, Rossi’nin pasıyla, hemen hemen Sergio Oliveria’nın gol attığı noktada topla buluştu fakat Muslera’nın üzerine vurdu. İki oyuncu arasındaki son vuruş kalitesi maçın skoruna doğrudan etki ettiğini söylesek yanlış olmaz... Icardi’nin oyuna girmesi ve İrfan Can Kahveci’nin de kırmızı kartıyla Fenerbahçe’nin zaten maç boyunca kısıtlı olan etkinliği tamamen ortadan kalkmış oldu.
Benzer planlar farklı sonuçlar
Bana göre, Jorge Jesus’un topu almama tercihi Fenerbahçe’nin Kadköy'de iç saha avantajını kullanmasını engelledi. Oyunun neredeyse hiçbir alanında maça hükmedemeyen takım, bu maç planıyla taraftarı da arkasına alamayınca beklenen coşkuyu yaratamadı.
Okan Buruk, karşısında dünyaca ünlü teknik direktör ve bir taktik deha varken, cesur ve kusursuza yakın hamleleriyle maçtan ne istediyse aldı. Kariyerinin en görkemli galibiyetlerinden biri olduğunu söylesek yanlış olmaz. Her ne kadar Aksihar ve Başakşehir’le kupa kaldırmış, şampiyonluk yaşamış olsa da Galatasaray taraftarına kendini ispat ettiği maç bu maç oldu...