AKP ve MHP'nin 'Spor Kanunu' teklifine Adıgüzel'den formalı tepki
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, AKP ve MHP'nin hazırladığı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi'ne ilişkin bugün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Adıgüzel, toplantıya başlarken üzerinde ay yıldızlı kırmızı forma olan Adıgüzel, bir süre sonra bunu çıkararak altına giydiği Orduspor forması ile toplantıya devam etti.
Teklifte Spor Bakanlığı'na aşırı yetkiler verildiğini ve üst kuruluş maddesinin şikeyi teşvik edeceğini savunan Adıgüzel, şöyle konuştu:
'Kayyuma gitme riskiyle karşı karşıya'
Teklif, spor kulüplerini dernek statüsünden şirkete çeviriyor. Şirkete çevrildiğinde, ertesi sabah hepsi iflas eder. Bu şekilde de kayyuma gitme riskiyle karşı karşıya. Dünyada ederi olan kulübün borç-iflas kıskacıyla kayyuma ve uluslararası şirketlere satılma ihtimalini de doğurur. Spor kulüpleri şirket olarak, Türk Ticaret Hukuku’na, spor kulübü olarak Spor Bakanlığı, dernek olarak İçişleri Bakanlığı’na hatta Sermaye Piyasası Kurulu'na yani birden çok yere bağlı hale geliyor. Denetleme yapılacağında aynı anda 4 kurumun denetçisini görebiliriz. 7 Kocalı Hürmüz değilse de en az 4 tane var.
'Her şey bakan yetkisinde'
Kulüplerle yaptığımız görüşmelerde rahatsız oldukları bir nokta, Spor Bakanlığı’na aşırı yetkiler verilmiş olmasıdır. Federasyon seçimlerinin kulüp seçimlerinin bu haliyle hiçbir anlamı olmayacaktır. Çünkü seçilecek olan yönetimleri Spor Bakanı tek başına görevden alabilir. Spor kulüplerinin kurulmasında tescilin iptaline, spor kulübü yönetimlerinin düşürülmesine, spor federasyonlarının genel kurullarının iptaline, federasyonların disiplin ve spor tahkim kurullarının atanmasına, genel sekreterin atamasına kadar her şey Spor Bakanı yetkisinde. Bakanlığın bu derece yetkisi, Spor Federasyonu'nun bağlı olduğu uluslararası spor kuruluşlarının da uygulamalarının tersine özerkliği esas alan kurullarla bu uygulamaya karşılar.
'Sporda 20 temmuz darbesidir'
Sporun ve spor hukukunun kamu düzeninden farklılaşması ve özgürleşmesi için birçok adım atılmıştır, ama bugün gelinen nokta eskiye dönüştür. Bir kamu otoritesi amaçlanır. Spor kulüpleri ile konu üzerine yeterince istişare yapılmamıştır. Kulüplerin bize gelmesi bile üstü kapalı eleştirilmiştir, çünkü bir oldubitti yaratılmaya çalışılmaktadır. Teklif bu haliyle sporda, 20 Temmuz darbesidir.
'Spor Bakanı'nın geçmişi, gücü eline almakla ilgili örneklerle doludur'
15 Temmuz’da tüm toplum bir mutabakatla birbirine sarıldı. 20 Temmuz’da tek adam devletine giden süreç başladı. Toplumda spor kulüplerinin mali disipline alınması, yönetimlerin düzene sokulması ile ilgili beklenti var mı? Var. Ama bu beklentiyi kullanarak, bundan nemalanmak isteyen bir AKP yönetimi ve Spor Bakanı var. Bu, sporda 20 Temmuz darbesinin hazırlığıdır. Bu işin spordaki bir de bürokratik oligarşisi var. Sporun içinde olan ve orayı bırakmayan bürokratik oligarşi var. Bahis yasa dışı bahis dahil polimorfik anarşi var. Birçok şekli olan anarşi ve terörle bağlı unsurlar var. Spor Bakanı özelinde söylüyorum, mitomanik monarşi var. Sürekli yalanlarıyla toplumu aldatıyor. Şimdi saraya dahi yalan konuşuyor. Bürokratik oligarşi ile mitomanik monarşi iş birliği halinde bu spor yasasını sarayın önünden geçirmiştir. Erdoğan’ı da konuya dahil etmiştir. Bu aslında saraydan kız kaçırma operasyonudur, Erdoğan da yalıtılmaktadır. Spor Bakanı’nın geçmişi, yönetimleri bütün gücü eline almakla ilgili örneklerle doludur. Daha önce Spor Toto Genel Müdürü'ydü oradan Spor Bakanı oldu fakat Spor Bakanı olduktan sonra geldiği genel müdürlüğü bırakmadı şu anda hala Spor Toto Yönetim Kurulu başkanlığı yapmaktadır. Bir koltukta iki karpuz vardır. Bu Spor Bakanı'nın, spor yasasına bakış açısını ortaya koymaktadır.
'Teklifi derhal çekin'
Bir üst kuruluş var. Bu kuruluşa giren olacak girmeyen olacak. Futbol ligini alalım. 15’i üst kuruluşa dahil bir kısmı dahil değil. Bu üst kuruluş sporda serbest yarışmaya aykırı bir durum teşkil etmektedir. Buraya dahil olan kulüpler imkanlarını ortak etmeye, işbirliği yapmaya açıktır. Şike ve teşvikin yasal zeminidir. Buradaki 'üst kuruluş maddesi' sporda paralel bir kuruluştur. Üst kuruluş spor yasa taslağının paralel kuruluşunu tanımlamaktadır. Şike ve teşvike yasal bir zemin oluşursa, stadyumlar kargaşa ortamına sürüklenir. Mevcut haliyle zaten siyaset sporun içindedir. Bu yasayla siyaset, sporu esir alacaktır. AKP’nin desteklediği takımlar üst liglere hızlıca yükselirken, desteklemediği kulüpler en alt liglere yol almaktadır. Şimdi de sporda tek adamlığı getirirse insanların beden ve ruh sağlığı için gerekli olan bir alanı daha tarumar edeceksiniz. Aklınızı başınıza alın. Teklifteki olası mayınlardan temizlenmiş herkesin ortaklaştığı bir metin oluşturup oy birliğiyle çıkartabiliriz. Bu teklifi derhal geri çekmeye çağırıyorum.”