Ümit Özdağ: Erdoğan da Soylu da suçludur
Özdağ, “13 milyona yakın sığınmacı ve kaçağın bu ülkeye gelmesinin ve Türkiye’de kalmasının önünü açan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu cinayette suçludur” dedi.
İstanbul Küçükçekmece’de Halkalı Güneş Ortaokulu’nda 19 Eylül Pazartesi günü meydana gelen olayda 12 yaşındaki Samet Gül hayatını kaybetmişti. Olayı gören öğrencilerin velileri daha sonra aileye giderek, Gül’ün Suriye uyruklu 3 çocukla kavga ettiğini ve arbede sonucu kafasını demire çarptığını iddia etmişti.
Okulun önünde açıklama yapmak isteyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve partililer, okulun yakınlarında şunları söyledi:
“BU DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ: Samet Gül adında 12 yaşında bir öğrenci, aynı okulda öğrenci olan ama yaşları büyük olan Suriyeli çeteleşmiş bir grup tarafından saldırıya uğramış, darp edilmiş ve bu darp edilme neticesinde ne yazık ki hayatını yitirmiştir. Bu cinayetin birinci sorumlusu hiç şüphesiz, bu cinayeti işleyen ve bugün tutuklanmış olan bu çocuktur. Ancak bu çetelerin okullar içerisinde böyle pervazsız hareket etmesini engellemeyen, çocukları itip kakmasını, dövmesini ve haraca kesmesini engellemeyen okul müdürü de suçludur, İlçe Milli Eğitim Müdürü de suçludur, İl Milli Eğitim Müdürü de suçludur. Tabii ki 13 milyona yakın sığınmacı ve kaçağın bu ülkeye gelmesi ve Türkiye’de kalmasının önünü açan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da suçludur bu cinayette. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu cinayette suçludur. Şimdi kenara çekilip 'Ben yapmadım, ben yapmadım' diye mızmızlanan Suriye politikasının mimarı Ahmet Davutoğlu da suçludur. Bu üç siyasi sorumlunun şu ana kadar çocuğunu kaybeden aileden özür dilediğini duymadık. Biz, Zafer Partisi olarak bu davanın takipçisi olacağız, bu okula Samet’in adının verilmesi için girişimde bulunacağız, bu cinayetin unutulmamasını istiyoruz. Bundan sonraki cinayet girişimlerinin de önünü alacak şekilde okullardaki çetelerin derhal dağıtılması ve bunlara karşı sert önlemler alınmasının takipçisi olacağız, yeter artık.
TÜRKİYE’YE 13 MİLYON SIĞINMACI VE KAÇAĞI DOLDURAN ZİHNİYETİ HERKES BİLİYOR: Anneler çocuklarını okula yolluyorlar ve okuldan öldü haberi geliyor, öldürüldü haberi geliyor. Kızlar, kadınlar sokakta rahat dolaşamıyorlar, taciz ediliyorlar. Bu sığınmacı ve kaçak terörünün artık bitmesi, hepsinin vatanlarına geri dönmesi gerekiyor. Biz Zafer Partisi olarak Türk milletine söz veriyoruz. Bir sene içerisinde bütün sığınmacı ve kaçakları vatanlarına yollayacağız. Önümüzdeki seçimler Türkiye’nin göçmenistan mı olacağı yoksa Türkiye olarak mı kalacağının kararanın verileceği seçim olacak.
KİM KİMDEN KORUNUYOR MERAK EDİYORUM: Biz bu basın açıklamasını arkamızda genç kardeşimizin öldürüldüğü okulun önünde yapmak istemiştik. Ancak gördüğünüz gibi barikatla yol kapatılmış. Kim kimden korunuyor merak ediyorum. Keşke bu barikatlar sınıra konulsaydı da bu çocukları öldüren çeteler Türkiye’ye hiç giremeseydi. Bu yanlış yere konuşmuş bir barikattır. Bu Barikat Türk milletini korumuyor. Bu barikat Türk milletinin egemenliğini sınırlandırmak için konulmuş bir barikat. Bu barikat Türk çocuklarının haklarını savunulmasını engellemek için konulmuş bir barikat. Bu barikatı koyan zihniyet aynı zamanda Türkiye’ye 13 milyon sığınmacı ve kaçakla dolduran bir zihniyet. Hangi zihniyet olduğunu herkes biliyor. Yeter artık.
SIĞINMACILAR, KAÇAKLAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN TÜRK ÇOCUKLARININ HAKLARINI SAVUNACAĞIZ: Baskı ile zorbalıkla, 'Konuşmayın bu konuları' diyerek Türk milletinin bu konudaki iradesini Zafer Partisi’nin temsil etmesini engelleyemezsiniz. Anayasa'ya aykırı, bizi Hatay'a sokmak istemediniz, ezdik ve geçtik girdik Hatay'a. Bizi Kilis’te, Cilvegözü Sınır Kapısı'na sokmak istemediniz orada da ezdik ve geçtik. Bizi Afyon’da otelden çıkarmak istemediniz. Orada da ezdik ve geçtik. Çünkü biz Türk milletinin iradesini temsil ediyoruz ve temsil etmeye de devam edeceğiz. Yaralanan Türk çocuklarının yanında olacağız. Sığınmacılar ve kaçaklar tarafından öldürülen Türk çocuklarının haklarını savunacağız ve savunuyoruz. Türkiye’nin her yerinde davalara Zafer Partisi'nin avukatları giriyor. Aileler polisten önce Zafer Partisi'ni aramaya başladılar bu tür saldıralar ile ilgili. Buradan şimdi aileye başsağlığı diyeceğim. Olayın sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaki okula dönüp gitmemizi engelleyen bu barikat var ya, bu barikat bir Türk çocuğunun öldürülmesini engellemedi. Bu barikat burada olduğu için bu çocuk öldürüldü. Bu barikatı koyan zihniyet Türk çocuklarını koruyamayan zihniyettir. Bu barikatı koyan zihniyet Türk çocuklarının ve Türkiye’nin haklarını savunan, Türk insanın haklarını savunan Zafer Partisi’nin önüne gelen barikattır. Bu barikatı kimlerin koyduğunu biliyoruz, zamanı geldiği zaman da siyasi olarak bunun hesabını her birinden tek tek soracağız.
SOYLU BU ENGELLEMENİN HESABINI: Müdür Bey buradan beni sokmadı. Bu yaptığın Anayasa'ya aykırı, yasaları çiğniyorsunuz. Ben yıllarca Polis Akademisinde sizlere ders verdim. Anayasa'yı ve gösteri hukukunu da iyi bilirim. Bir parlamento üyesinin neden engellediğini biliyorum. Bu senin sorumluluğunda olan bir şey değil bunu biliyorum. Bunun hesabını zaten Türk polisi vermiyor, bunun hesabını Süleyman Soylu veriyor, vermeye de devam edecek söz veriyorum.”