Zamları iktidar cenahı dışında olumlu bulan bir Allah’ın kulu yok. AKP ile MHP Katolik evliliği yaptı. Yeniden Refah Partisi de Katolik evliliğine katıldı mı, geçici birliktelik mi yaşıyorlar henüz karar vermiş değilim. Ama Oğul Erbakan tepki gösterdi. ‘Dolaylı vergilere yapılan zammın vatandaşı ezdiğini kabul edilemez noktaya geldiğini’ söyledi…
‘Bütçe açığının faturasını vatandaşa kesen uygulamalardan bir an evvel vazgeçilmeli’ dedi…
Yani Hükümete seslendi…
Yani Erdoğan’a çattı…
Adres doğru. Hükümetin yegane temsilcisi Erdoğan değil mi?
Bahçeli destekliyor; zamlar zorunlu diyor?
Diyor da neden bu hale geldiğimizi, can yakan, ocak söndüren zamların neden zorunlu hale geldiğini söylemiyor?
Sorsan Ukrayna Savaşı der… Doğru değil…
Enflasyon savaştan tam iki ay önce patladı. Türk usulü ekonomik model nedeniyle…
Türk usulü başkanlık rejimine, Türk usulü ekonomik model eklenince dolar 26 lirayı aştı benzin 34 lirayı geçti.
Simit on lira oldu; 10…
Dün öğle saatleri Saray Muhallebici’ sinin önünden geçiyorum. Döner dürüm alır, ayakta günü geçiştiririm dedim: 175 lira…
Rakamla; yüz yetmiş lira… Patatesle karıştırılmış yufkaya sarılmış et…
Pes!... Gerçi benzer yerlerde de aynı…
Sorsan dolar 26,5 lira oldu diyecekler. Benzin fiyatından, besi hayvan fiyatından bahsedecekler.
İnsanlar ete muhtaç hale geldi. Son zamlar tüy dikti.
Peki bu durumu protesto etmeyecek miyiz? Hükümet bütçe açığını kapatmak, yırtığını dikmek için yaptığı vergi artışlarına tepki göstermeyecek miyiz?
Gösteremiyoruz!...
Çünkü örgütlü toplum kalmadı. Dağıldı/dağıtıldı…
Muhalefetin siyasi ayağı çöktü. Düşünün en kritik oylamaya CHP milletvekillerinin yarısından fazlası katılmadı. Neredeymişler acaba! Ay başında maaşlarını almaya gideceklerdir kuşkusuz.
Sendikaların altı oyuldu…
Sivil toplam kuruluşlarına terörist gözüyle bakılması sağlandı. En azından savcılar/hakimler tarafından…
Kimden tepki ne bekliyoruz ki….
TV röportajlarını izliyorum, bir kısmı öfkeli ‘kantarı topuzu kaçtı’ diyor. Bir kısmı ‘yapacak bir şey yok’ rehavetinde…
Hakikaten yok…
İktidar muhalefetle el ele vererek toplumsal muhalefeti terörize ettiği için yapacak bir şey yok…
Bu sebeple, hükümet bu rahatlıkla benzine altı lira zam yapabiliyor…
Demokratik ülkeleri düşünün…
Almanya’yı, İngiltere’yi, Fransa’yı, İtalya’ya, İspanya’yı…
Beğenmediğimiz komşumuz Yunanistan’a bakın… Benzine altı Euro zam yapılsa ne olurdu?
Halk ne tepki gösterirdi?
Siz söyleyin…
Demokratik ülke olmadığımız için bizde tepkisizlik!... Çünkü korku imparatorluğu kök saldı. Kalıcı olacağını gösterdi.
Muhalefetin çıtı çıkmıyor. Davutoğlu Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmak için girişimde bulunmuş… Meclis toplansa ne olur toplanmasa ne olur.
Şov yapmanın ötesine geçmez…
Önemli olan şu; hükümetin bu kadar büyük zam yaparken, milletin ümüğünü sıkarken Meclis içi ve Meclis dışı muhalefetten çekinmeliydi.
Tepkilerin altından nasıl kalkacağının hesabını yapmalıydı.
Ama bizde tepki yok… Tepki sıfır…
Hükümet bu rahatlıkla at koşturuyor…
Bir toplumun başına gelecek en kötü hal bu…
Tepkisizliğin sıradanlaştırılması…
Tepkisizliğin doğal hale getirilmesi…
Tepkisizliğin makbul eylem kabul edilmesi…
Tepkisizliği kutsanması…
