Suikast düzeneği Önder'in makam aracına konmuş
İmralı Süreci'nin en kritik isimlerinden DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.
Önder, 15 Nisan'da aort yırtılması ve kalp krizi geçirdi. Önder, hastanedeki yaşam mücadelesini kaybettikten sonra 'suikast' iddiası ortaya atıldı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 15 Nisan'da Önder hastaneye kaldırılmadan önce görüştüğünü açıkladı. Perinçek, Önder'in görüşmede aracında suikast düzeniğinin fotoğrafını gösterdiğini anlattı.
DEM Parti, Perinçek'in açıklamalarının ardından açıklama yaptı. DEM Parti, araçtaki düzeneği doğruladı.
Düzeneğin bir bomba değil bir kesici bir düzenek olduğu bildirildi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, konu ile ilgili bugün basın toplantısı düzenledi.
Doğan, devlet protokolünde Cumhurbaşkanı'ndan sonra ikinci sırada olan TBMM Başkanlığı makamını temsil eden Önder'in, makam aracında düzeneğin bulunduğunu açıkladı.
"DÜZENEK MAKAM ARACINDAN ÇIKTI"
Doğan, "Söz konusu olay 2 Nisan'da Ankara'da gerçekleşti. Ankara'da oturduğu evin sitesinin güvenlik görevlisi kullandığı araç garaja park edilirken gelen seslerden kuşku duyarak lastikleri kontrol etmiş. Ve lastikler kontrol edilince keskin bir düzeneğin yerleştirildiği tespit edilmiş. Bir metal çubuktan bahsediyoruz. Bu düzenek lastiğini yırtıp patlatabilecek bir keskinlikte. Geniş araştırma ve inceleme yürütme kapasitesine sahip güvenlik yetkililerine durum hemen intikal ettirildi.
Şimdi yine şu tartışılıyor, hangi araç? Makam aracı. Makam aracı olduğu için de meclis başkanvekili olması sıfatıyla da takdir edersiniz ki farklı işleyen bir takım güvenlik protokolleri de söz konusu. İşte bu protokoller de dikkate alınarak bu olay çok büyük bir titizlik ve hassasiyetle takip edildi. Yani ilgililere gerekli bilgiler yine düzenek de dahil olmak üzere söz konusu metal çubuk da dahil olmak üzere hem bilgilendirme yapıldı hem bu olayın aydınlatılması talep edildi. Hem de işte o düzenek kendilerine tespit edildi. Yani devletin ilgili birimlerinin bilgisi var ve kendilerinin sorumluluğunda ilerliyor" dedi.
Önder'in aracındaki düzenekle ilgili devlet yetkilileri ile iletişimlerinin devam ettiğini de Doğan şöyle açıkladı:
- Yine inceleme ve araştırma sürecinin kamuoyunu paniğe sürüklemeden sağlıklı bir biçimde yürümesi, toplumsal kaygıları arttırmaması, barış sürecinin hassasiyetleri dolayısıyla değerlendirmeleri yapılırken süreç boyunca hem güvenlik hem de siyasi sorumluluğun gereği olarak ilgili mercilerle de temasımız kesilmedi. Ancak şu ana kadar elimize ulaşmış, size dün yaptığımız yazılı açıklama, şu anda benim verdiğim bilgiler dışında herhangi bir bilgi yok.
PERVİN BULDAN'A SUİKAST İDDİASI
Pervin Buldan'a yönelik de suikast iddiasını Doğan yalanladı. Doğan, İtalya'daki olayın basit bir trafik kazası olduğunu bildirdi:
- "Bu kamuoyuna açıklanırsa işte bunun üzerine çeşitli yorumlar, spekülatif algılar oluşturmak ya da işte istemeden manipülatif birtakım algılara sebebiyet vermek, tartışmalar yaratmak ve aslında konuşmamız gereken, aslında yapmamız gerekenin üzerine gölge düşürmemek için de paylaşmama nedeni. Pervin Buldan'la ilgili, Sevgili Pervin Buldan'la ilgili yine İtalya'da Roma'da bir kaza geçirdiğine ilişkin haberler var. Bunu da merak ediyorsunuz. Evet bir trafik kazası olduğu doğru ancak bu trafik kazası herhangi bir suikast girişimi olarak değerlendirilmemeli. Bu kaza Pervin Buldan'ın da içinde bulunduğu araç. Araçta aynı zamanda DBP Eş Genel Başkanımız Keskin Bayındır da var. Bir programa katılmak için Roma'da gitmişlerdi. Aracı kullanan arkadaşımızın yanlışlıkla ters yöne girmesi sonucu gerçekleşmiş, neredeyse maddi hasarın dahi olmadığı kimsenin hasar almadığı bir trafik kazası. Dolayısıyla buradan başka bir şey çıkartmaya çalışmak doğru olmaz. Çünkü doğru değil. Olay bu şekilde gerçekleşti. Nitekim aynı gün gitmek üzere oldukları programa katıldılar. Pervin Buldan da programına sorunsuz bir şekilde katıldı. Bunu da buradan doğrudan açıklamış ve teyit etmiş olalım"
ZEHİRLENDİ SORUSUNA YANIT VERDİ
Doğan, bir gazetecinin, "Çok farklı iddialar atıldı. İşte zehirlendi, ilaçlandı vesaire gibi şeyler de görüyorsunuzdur. Yani hayatını kaybettiği olayla ilgili de bir şüpheli durum var mıydı? Bu konu incelendi mi?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
- Şimdi Sevgili Sırrı Süreyya Önder'in rahatsızlandığı ilk andan itibaren yani bizim öğrendiğimiz andan maalesef kaybettiğimiz ana kadar takdir edersiniz ve tahmin edersiniz ki bizler de her ihtimali düşündük, değerlendirdik ve hekimler bu konuda oldukça açık bir biçimde davrandılar. Kamuoyuyla her gelişmeyi mümkün olduğunca periyodik bir biçimde hatta ilk zamanlarda hem sözlü hem yazılı olarak neredeyse anbean kamuoyuna ne yaşandığını, ne olduğunu, hastaneye nasıl ulaştığını, ulaştığı esnadaki sağlık durumunu, sonrasındaki medikal tedaviyi yine yoğun bakım sırasındaki gerek vital bulgulardan gerek işte tedaviden gerekse tedavi planlamasının nasıl olacağına ilişkin tüm detayları sizlerle paylaştılar zaten ve bizlerle de paylaştılar. Şimdi bu bilgiler dışında farklı yöne işaret eden bir bilgi yok bizde. Şu ana kadar şu ana kadar elimize ulaşmış bilgiler. Yani kamuoyuyla paylaşılanların dışında ne hekimlerin ne hastane yönetiminin ne de resmi makamların bizlerle şu ana kadar paylaştığı herhangi bir bilgi yok. Farklı yönde bir bilgi olmadığı için yapacağımız her şey yorum olur. Bunu da doğru olmayacağını düşünüyoruz. Var olan bilgiler üzerinden şu ana kadar bize ulaşan yineliyorum hekimlerin, hastane yönetiminin ve resmi makamların bize açıkladığı sizlerle paylaşılan bilgiler dışında bizde de bir bilgi yok.