Sezgin Tanrıkulu: Bu Yıl 1 Mayıs Daha Karanlık Bir Tablo İle Karşılıyoruz

Sezgin Tanrıkulu: Bu Yıl 1 Mayıs Daha Karanlık Bir Tablo İle Karşılıyoruz
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü karanlık bir tablo ile karşıladıklarını belirterek, işçilerin hak ve özgürlük taleplerinin görmezden gelindiği, iş cinayetlerinin normalleştirildiği ve sendikal hakların sınırlandırıldığı bir dönemden geçtiklerini ifade etti. Tanrıkulu, AKP iktidarının işçi mücadelesini engellemeyi amaçladığını vurguladı.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “İşçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı, bu yıl daha karanlık bir tablo ile karşılıyoruz. İşçilerin temel hak, özgürlük ve eşitlik taleplerinin görmezden gelindiği, iş cinayetlerinin normal, sorumluların yargılanmasını anormal olduğu, sendikal hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı günlerden geçiyoruz. AKP iktidarının amacının beyaz ya da mavi yakalı işçilerin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin engellenmesi, birlik ve dayanışma ruhunun zayıflatılması olduğunu biliyoruz” dedi.

CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yaptı. Tanrıkulu, “İşçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı, bu yıl daha karanlık bir tablo ile karşılıyoruz. İşçilerin temel hak, özgürlük ve eşitlik taleplerinin görmezden gelindiği, iş cinayetlerinin normal, sorumluların yargılanmasını anormal olduğu, ucuz istihdam yani açık sömürü politikalarıyla çocuk emeğinin tercih edildiği, sağlıktan barınmaya, ulaşımdan eğitime tüm kamusal hizmetlerin piyasanın vahşi koşullarına terk edildiği, sendikal hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığı, mücadele ve direnişin bastırılmaya çalışıldığı, taşeronlaştırmanın, güvencesizleştirmenin temel politika haline getirilerek yaygınlaştırıldığı, işsizliğin normalleştirildiği, yoksulluğun “kader” diye pazarlandığı, doğanın yağmaya ve talana terk edildiği, bağımsız, muhalif gazetecilerin yoğun baskı ile ezildiği günlerden geçiyoruz. AKP iktidarının amacının beyaz ya da mavi yakalı işçilerin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin engellenmesi, birlik ve dayanışma ruhunun zayıflatılması olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Tanrıkulu açıklamasında Türkiye’deki işçi ölümleri, işsizlik ve işçilerin ekonomik durumlarına ilişkin verileri de paylaştı. 2002 yılından bu yana 32 bin 478 işçinin ‘önlenebilir sebeplere rağmen' yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Tanrıkulu şunları dile getirdi:

“Bu yılın ilk üç ayında en az 425 iş cinayeti… Ocak ayında 161, Şubat ayında 149, Mart ayında 115 olmak üzere üç ayda en az 425, her gün -en az- beş işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023 yılında ise (Ocak 115, Şubat 261, Mart 130, Nisan 123, Mayıs 147, Haziran 160, Temmuz 184, Ağustos 206, Eylül 153, Ekim 151, Kasım 145, Aralık 154) en az 1.929 işçi yaşamını yitirdi. Ayrıca son 11 yılda -en az- 689 çocuk (99’u kız, 590’ı erkek) çalışırken hayatını kaybetti. Çocukların 80’inin göçmen/mülteci olduğu belirlendi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre, AKP iktidarında geçen 2002-2023 yılları arasında -en az- 32.478 işçi “önlenebilir sebeplere rağmen” yaşamını yitirdi.

“İŞSİZ SAYISI SON BİR YILDA 811 BİN ARTTI”

DİSK-Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Mart 2024 dönemi “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması” 15 Nisan günü yayımlandı. Buna göre; sağlıklı ve dengeli beslenmenin maliyeti günlük 550 TL’yi, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 16 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 57 bin TL’yi, tek başına yaşayan bir kişi için ise yoksulluk sınırı 25 bin TL’yi geçti.

DİSK Araştırma Merkezinin çalışmalarına göre ise; geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 811 bin kişi arttı, zamana bağlı eksik istihdam bir yılda 611 bin kişi arttı. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24,5, geniş tanımlı kadın işsizliği ise yüzde 32,9 oldu.”

Kaynak:ANKA Haber Ajansı