Macaristan, Schengen vizesi alarak ülkesine gitmek isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından, seyahat sonrası pasaportlarını konsolosluğa getirmelerini talep ediyor. Bu uygulamanın amacı, vize alıp başka ülkelere seyahat eden kişileri tespit etmek. Macaristan Büyükelçiliği, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, bu denetimlerin, gerçekten Macaristan'a gitmek isteyen kişilerin vize başvurularını desteklemek amacı taşıdığını belirtti.

Şimdi benzer bir kontrol sürecinin İtalya tarafından da başlatılması, Schengen vizesi almak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için sürecin daha karmaşık hale gelmesine yol açtı. Bu durum, Schengen bölgesine seyahat eden Türk vatandaşlarının, aldıkları vizeleri yalnızca belirtilen ülke için kullanmaları gerektiği konusunda daha dikkatli olmalarını gerektiriyor.

Bu gelişmeler, Türkiye ve Schengen bölgesi ülkeleri arasındaki vize uygulamalarının giderek daha sıkı denetim altına alınacağını ve bu konuda daha fazla kontrol mekanizmalarının devreye gireceğini gösteriyor.

Son dönemde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Schengen vizesi başvurularında artan ret oranları ve randevu sistemlerindeki sorunlar, ciddi bir mağduriyete yol açtı. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, bu durumu "artık bir insanlık sorununa dönüştü" sözleriyle değerlendirdi. Avrupa ülkeleriyle yaşanan bu krizde, randevu sistemlerinin kapalı olması ve mevcut randevuların aylar sonrasına verilmesi, ayrıca tüm şartlar sağlansa bile vize başvurularının reddedilmesi dikkat çekiyor.

RET ORANI ARTIYOR

Özellikle Macaristan Büyükelçiliği'nin Türk vatandaşlarına sadece 8 günlük vize verip, dönüşte pasaport kontrolü talep etmesi, uygulamaların daha da sıkılaştırıldığını gösteriyor. Bu durum, iş insanları, sanatçılar ve öğrenciler gibi birçok kesimi olumsuz etkiliyor. İş görüşmelerini, bağlantılarını ve yatırımlarını yapamayan iş insanları, konserleri iptal edilen sanatçılar, tiyatro gösterilerini gerçekleştiremeyen sanatçılar, vize alamadıkları için büyük mağduriyet yaşıyorlar.

RANDEVULAR AĞUSTOS'A KADAR KAPALI

Bağlıkaya'nın belirttiği üzere, bu olumsuz yaklaşımı haklı çıkaracak mantıklı bir argüman bulunmuyor. Vize reddi sayılarının artması, Türk vatandaşlarının hak etmediği bir durum olarak değerlendiriliyor. Avrupa ülkelerinde temmuz sonu ve ağustos başına kadar vize randevularının kapalı olması da bu sürecin ne kadar zorlayıcı hale geldiğinin bir göstergesi.

Bu sorunların çözülmesi için daha adil ve makul bir vize politikası geliştirilmesi, Türk vatandaşlarının seyahat özgürlüğünü ve iş bağlantılarını korumak adına büyük önem taşıyor.