'Muhalefetin bize örnek gösterdiği ülkelerde 4 gündür KAAN konuşuluyor'
Türkiye’nin savunma sanayi hamleleri konuşuluyor. Bizdeki mankurtlaştırılmış zihinler KAAN’a bakınca kalorifer peteği veya süpürge sapı görüyor ama Asya’dan Afrika’ya kadar gönül coğrafyamızdaki yüz milyonlar ise büyüyen, güçlenen, mazlumların umudu haline gelen bir Türkiye görüyor" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Adana’daki Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlediği mitingde vatandaşlarla buluştu. Mitinge, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Cumhur İttifakı milletvekilleri, belediye başkanları ve adayları, parti teşkilatları da katıldı.
Kalabalığa seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meydanda 75 bin kişinin toplandığını söyledi. Adana’nın gerçek belediyeciliğe olan hasretini dindirmeye az kaldığını ifade eden Erdoğan, "Artık Adana’yı bu malum ellerden almaya hazır mıyız? Bu vesileyle geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerde Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Tabi bu seçimlerde aldığımız yüzde 45 civarındaki oy oranı Adana’yla aramızdaki güçlü sevgi bağını yansıtmaktan çok uzak. Biz bunu arzu ettiğimiz seviyeye taşımak istiyoruz. 31 Mart’ı da bunun için bir fırsat olarak görüyoruz. Allah’ın izniyle Adana, 31 Mart’ta sandıkları patlatarak gerçek potansiyelini ortaya çıkartacaktır. Kendi seçmenleri başta olmak üzere ‘milleti tıpış tıpış sandığa gidip oy verecek’ bir mecburiyet cenderesine sıkıştırmak isteyenlere günlerini göstereceğinize ben inanıyorum. Adana böyle artistliklere eyvallah eder mi? Adana kendi iradesini çantada keklik kabul edenlere yol verir mi? Adana, eser ve hizmet nasipsizlerini sırtında taşır mı? Allah’ınıza kurban sizin” dedi.
'BİRBİRLERİNİN KUYUSUNU KAZIYOR'
Muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“İşte CHP başta olmak üzere muhalefetin halini görüyorsunuz. Parti içindeki iktidar kavgalarından başlarını kaldıramıyorlar. Birbirleriyle uğraşmaktan, birbirleriyle didişmekten fırsat bulamadıkları için başka bir konuyla ilgilenemeyecek durumdalar. Adanalı kardeşlerime soruyorum. Bunların yasak savma kabilinden ettikleri 3-5 laf dışında ülkenin herhangi bir derdiyle gerçekten dertlenmediklerini görüyoruz. Aynı şekilde şehirlerimizin, oralarda yaşayan insanlarımızın herhangi bir sıkıntısını çözecek bir projelerini duydunuz mu? Uluslararası meselelerde ilkeli bir duruş sergilediklerine şahit oldunuz mu? Göremezsiniz, duyamazsınız, bulamazsınız, çünkü yok. Ya bunlar hal çadırını hastane diye benim Adanalı kardeşlerime yutturmaya çalıştılar. Bunlar bu denli yalancı. Daha kendilerine hayrı olmayanların memlekete, millete hayrı dokunması mümkün mü? Kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi gözü görmeyenlerin Adana’nın sorunlarıyla ilgilenmesi beklenir mi? Biz ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz, ‘gerçek belediyecilik’ diyoruz, ‘hazırız’ diyoruz, ‘kararlıyız’ diyoruz, onlar ise kapalı kapılar ardında birbirlerinin kuyusunu kazıyor. Kirli ittifaklarla hani çay demlersiniz ya, demleniyor. Şaibeli pazarlıklarla seçim kazanma peşinde koşuyorlar.”
'KEDİSİ ŞERO'YU BİLE SOKMAYACAKLARDI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen seçim döneminde muhalefetin oluşturduğu Altılı Masa’ya değinerek, şunları söyledi:
“Biliyorsunuz, mayıs ayında cumhurbaşkanı adayı olarak milletin önüne çıkardıkları, peşine de 6 tane yardımcı adayı taktıkları bir zat vardı. Hatırlıyorsunuz. Seçimde umduklarını bulamayınca tüm suçu cumhurbaşkanı adaylarına yükleyip kendilerini temize çıkardılar. Yeğe göğe sığdıramadıkları genel başkanlarını partiden öyle bir kazıyıp attılar ki; neredeyse kedisi Şero’yu bile kapıdan içeri sokmayacaklardı. Halbuki seçim gecesi hepsi de ne diyordu? ‘Kazandık, kazanıyoruz’, bu nakaratla milletin aklıyla dalga geçiyorlardı. Döktükleri timsah gözyaşlarını saymıyorum. Demek ki mesele ülke yönetimine talip olma iddiası değilmiş. Mesele sadece kendi partilerinde kimin borusunun öteceği meselesiymiş. CHP yönetimi sadece bu ülkenin muhalefet enerjisini özellikle sömürüp işe yaramaz hale getirmekle bile millet ve tarih nezdinde sigaya çekilmeyi hak ediyor. Türkiye bizim yuvamız, vatanımız, uğruna şehadeti göze aldığımız biricik sevdamızdır. Biz bu ülkeyi taşıyla, toprağıyla, zorlukları ve güzellikleriyle, tüm kalbimizle seviyoruz. Cennet vatanımız, aziz milletimiz ve istikbalimizin teminatı çocuklarımız için her alanda mücadele ediyoruz. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen hamdolsun vatanımıza olan minnet borcumuzu şimdiye kadar layıkıyla ödedik. Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği iradesine hiçbir zaman gölge düşürmedik.”
'HAİNLERE MEYDANLARI DAR ETTİK'
Vesayet güçlerinden envaiçeşit terör örgütüne kadar Türkiye karşıtlarının tamamını Allah’ın yardımı ve milletin desteğiyle dize getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesinde olduğu gibi ülkeyi işgal etme teşebbüsleri karşısında asla geri adım atmadık. Darbe gecesi birileri televizyon karşısında kahvesini yudumlarken, biz milletimizle sırt sırta vererek FETÖ’cü hainlere meydanları dar ettik. Uluslararası arenada ülkemizin hak ve hukukunu, devletimizin çıkarlarını, milletimizin onurunu kararlılıkla savunduk, savunuyoruz. Dış politikada, Avrupa’dan ‘aferin’ almaya çalışan değil, dik ve dirayetli duruşuyla tüm dünyada takdir toplayan bir ülke konumundayız. Uluslararası siyaseti takip eden herkes şu gerçeği artık kabulleniyor. Türkiye sadece bölgesel bir güç olmaktan çıkıp küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ülkemizin krizlerin çözümündeki kilit rolü giderek daha fazla anlaşılıyor. Libya’da biz varız, Karabağ’da biz varız. Bütün buralarda Türkiye kardeşleriyle el ele veriyor, omuz omuza veriyor ve bu yolda emin adımlarla yürüyor” diye konuştu.
'BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE GİDER DİYENLERDEN OLMADIK'
Dış politikada artan itibarın gerisinde güçlü bir savunma sanayi olduğunun altını çizen Erdoğan “Savunma sanayinde dışa bağımlılığımız azaldıkça uluslararası arenada etkinliğimiz artmıştır. Göreve geldiğimizde savunma sanayimizde yüzde 80 oranında başkalarına muhtaç durumdaydık. Terörle mücadelede kullandığımız silah ve mühimmatların çoğunu yurt dışından temin ediyorduk. Tabi bunları alırken önümüze konulan şartlardan dolayı 40 dereden su getirmemiz gerekiyordu. Açıkçası satın aldığımız silahların kontrolü tam olarak bizde bile değildi. Peki Türkiye’ye asla yakışmayan bu tablo karşısında biz ne yaptık? Diğer alanlarla birlikte özellikle savunma sanayine ağırlık verdik. ‘Böyle gelmiş böyle gider’ diyenlerden olmadık. Kolay değil, zor olanı ama ülkemiz açısından en hayırlı olanı seçtik. Tabanca, tüfek dahil güvenlik güçlerimizin kullandığı silahları kendimiz üretmeye başladık. İnsansız hava araçları gibi yeni gelişen teknolojilere büyük yatırımlar yaptık. Bu alanda çalışan firmalarımızı teşvik ettik. İşte bugün 2005’lerde, 2010’larda toprağa diktiğimiz fidanların Allah’a binlerce kez hamdolsun meyvelerini topluyoruz. Yıllar önce başlattığımız projeler bugün hepimizin iftihar vesilesi olan uçaklara, tanklara, gemilere, füzelere, roketlere dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
'34 FARKLI ÜLKENİN SEMALARINI KORUYORLAR'
Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayi alanında adeta bir destan yazdığına söyleyerek şöyle konuştu:
“Dünyanın ilk SİHA gemisi Anadolu’yu geçen sene hizmete aldık. Kendi tasarımımız, milli denizaltımızı inşa etme aşamasındayız. İHA ve SİHA alanında zaten dünyada ilk 3 ülkeden biriyiz. Bugün 34 farklı ülkenin semalarını Türk İHA ve SİHA’ları koruyor. Geçtiğimiz günlerde gurur hanemize yeni bir halka daha ekledik. Milli muharip uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Böylece 5’inci nesil uçak üretebilen dünyadaki 4 ülkeden biri olduk. Bunlar sadece başlangıçtır. Önümüzdeki yıllarda inşallah çok daha fazlasını, daha modernini, daha gelişmişini, daha güçlüsünü ve daha ilerisini yapacağız. Eminim sizler de takip ediyorsunuz. Şimdi uçak gemimizin bir üst segmentini yapacağız ve şu anda Deniz Kuvvetlerimiz çalışmayı yürütüyor. ‘Biz yaparız’ dedik mi yaparız ve yapacağız. İçimizdeki müzmin muhalifler ve mankurtlar anlamasa da Türkiye’nin nasıl büyük işlere imza attığını dostlarımız ve hasımlarımız çok iyi biliyor. Muhalefetin bize sürekli örnek gösterdiği ülkelerde son 4 gündür KAAN konuşuluyor ya. Türkiye’nin savunma sanayi hamleleri konuşuluyor. Umutlarını Türkiye’ye bağlamış dostlarımız bizim bu başarılarımızla gurur duyarken elbette rakiplerimiz de endişeye kapılıyor. Göreceğiz. Daha ne müjdeler vereceğiz inşallah. Öyle garip bir durumla karşı karşıyayız ki. Bizdeki mankurtlaştırılmış zihinler KAAN’a bakınca kalorifer peteği veya süpürge sapı görüyor ama Asya’dan Afrika’ya kadar gönül coğrafyamızdaki yüz milyonlar ise büyüyen, güçlenen, mazlumların umudu haline gelen bir Türkiye görüyor. Türkiye’nin başarıları bizim azmimizi artırırken dost ve kardeş ülkelere de cesaret aşılıyor. Özgüven kazandırıyor. İnşallah bu umutları boşa çıkarmayacağız. Türkiye’yi her alanda güçlendirmeye, kalkındırmaya devam edeceğiz. Gençler, bir olarak iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak ülkemizi hedeflerine ulaştıracağız. Türkiye Yüzyılı şafağı sökerken ecdattan aldığımız emaneti hakkıyla, bizden sonraki nesillere teslim etmenin kıvancını yaşayacağız. Adana her dönemde yaptığı gibi Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzde lokomotifliğini üstlenecektir. Tabi bunun için 31 Mart’ta sandıkları patlatmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Cumhur İttifakı'nın kentteki belediye başkan adaylarını tanıttı. (DHA)