HÜDA PAR bildiğiniz gibi... Kadınlar yine hedefte
BBNTÜRK’te Nisa Nur Çaydan’ın sunduğu “Son Durum” programının canlı yayın konuğu olan Yapıcıoğlu, parti programında bahsedilen kadınların sahiplenilmesine ilişkin “Bizim parti programımızın 17’nci sayfasında şöyle bir cümle var. ‘Varisleri olmayan veya bulunmayan kişilerin bıraktığı miras devlet hazinesine değil fakirlere bırakılmalı veya sadece fakir gençlerin evlendirilmesi, yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi ve yetimlerin bakımı gibi alanlarda kullanılmak üzere oluşturulacak bir fona devredilmelidir.’ Şimdi buradaki sahiplenme kelimesinin bu kadınların cansız bir eşya olarak değerlendirildiği veya mülkiyet anlamındaki bir sahipten bahsettiğini anlamak için çok zorlamak gerekir.” dedi.
HÜDA PAR'dan Meclis Yeminine İtiraz! "Doğru Değil, Değiştirilmeli"
“ZİNA ÇOK ÇİRKİN BİR HAYASIZLIKTIR VE MUTLAKA YASAKLANMALIDIR”
Zinayla ilgili soruya Yapıcıoğlu, “Bizim milletimizin inancında, örfünde, kültüründe zina çok çirkin bir hayasızlıktır. Gayri meşru bir birlikteliktir. Elbette cinslerin birbirine ihtiyacı vardır. İnsan neslinin devam edebilmesi için de iki cinsin bir araya gelmesi gerekiyor, onda şüphe yok. Ama bunun meşru dairede olması gerekiyor. Gayr-i meşru bir şekilde bir araya gelmek, nesilleri karışır ve hukuk sisteminin de mutlak surette neslin korunması konusunda bir inisiyatif alması ve harekete geçmesi gerekiyor. Şimdi aslında o söylenen millet gelip bizim evimizin içini mi gözetleyecek, kimse kimsenin evinin içini gözetlemiyor, zaten yapan yapıyor. Ama bu zina serbest olsun diyenler, aslında şunu söylüyorlar. Diyorlar ki biz bunun propagandasını yapalım, biz bunu istediğimiz kadar yayabilelim. Evet biz açıktan söylüyoruz, zina çok çirkin bir hayasızlıktır ve mutlaka yasaklanmalıdır. Mutlaka cezai bir yaptırıma bağlanmalıdır, bunu söylüyoruz. Ama öyle olursa işte biz parkta da yan yana dolaşamayacağız, yan yana oturamayacağız. Yan yana oturmanın adını zina koyuyorlarsa, o onların sorunudur. Zinanın bir tanımı vardır, bilmiyorlarsa sözlüklere baksınlar. Burada şimdi tarifini biz yapmayacağız” yanıtını verdi.
"AHLAKSIZLIĞIN ONURU OLMAZ. NE HALT EDİYORLARSA EDİYORLAR ZATEN"
LGBT’lerin Onur Yürüyüşü’nü hedef alan Yapıcıoğlu, “Evet bu ahlaksızlığın onuru olmaz. Ne halt ediyorlarsa ediyorlar zaten. Kimse bunlara karışmıyor. Ama onlar bunun reklamını yapmak istiyorlar, onların derdi bu. Kim karışmış onların bu yaptıkları fuhşiyata? Dokunan var mı, karışan var mı? Hayır. Ama onlar şunu istiyorlar, diyorlar ki biz bunun reklamını yapacağız. Cinsiyetsiz bir toplum istiyorlar. Papa bile bu insanlar açısından bir savaştır dedi. Böyle bir şey olabilir mi? Cinsiyetsiz, ailesiz, devletsiz bir toplum hayalleri var. Bu tamamen kaostur. Zaten onların derneklerinin isminin de ‘kaos’ olması tesadüf değil. Kaotik bir ortam olsun istiyorlar. Bütün ahlaksızlıkları biz her yere yayalım kimse de bize karışmasın. Sen git ne haltı işliyorsan zaten işliyorsun ama sen bunun reklamını yapamazsın kusura bakma. İmkân bizim elimizde olsa, onun reklamının yapılmasını, toplum içerisinde yayılması çabaları önlenmelidir diyoruz. Bu insanlığa savaş açmaktır. Cinsiyetsiz bir toplum demek, insan neslinin yok oluşuna giden yolu açmaktır. Bunu söylüyoruz” ifadesini kullandı.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLERKEN AİLEYİ YIKMAYALIM DİYORUZ”
6284 yasasına ilişkin soruya da cevap veren Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
“Bakın 6284 kökten tamamen kalksın ya da kadına yönelik şiddet serbest olsun diye bir şey söylemiyoruz. Biz şuna dikkat çekiyoruz. Diyoruz ki; bakın bizim mutlak surette kadını korumamız lazım. Sadece kadını değil, kadına da erkeğe de çocuğa da hatta hayvana da şiddeti engelleyelim. Bunun yaptırımları olsun. Kimse kimseye şiddet uygulamasın. Ama biz bunu yaparken, aileyi yıkmayalım. Şu anda kadına yönelik şiddet üzerinden bu perdenin arkasından şöyle bir dolap çevriliyor. Kadına yönelik şiddet nerede oluyor? Her yerde oluyor. İşyerinde oluyor, sokakta oluyor, toplu taşımada da oluyor ve evde de oluyor. Ama ısrarla kadına yönelik şiddet evde olur, kadına yönelik şiddet eşten olur, kadına yönelik şiddet aile içerisinde olur, öyleyse biz ailenin duvarlarını yıkalım, kolonlarını keselim, böylece biz kadını kurtarmış olalım. Şimdi kadını korumak için aileyi yıkmak mecburiyetiniz yoktur. Biz kadını koruyalım diyoruz ama kadını korurken aileyi yıkmayalım. Kadına yönelik şiddet üzerinden bu kadar yaygarayı koparanların alkol aleyhine tek bir şey söylediğini duydunuz mu? Kadına yönelik şiddetin altında yatan sebepler içerisinde yüzde 80 ile alkol açık ara önde. Birinci sırada. Özellikle alkol. Yani alkol ve uyuşturucu ikisi birleştiğinde bu oran biraz daha büyüyor. Şimdi alkollüyken, sarhoşken ne yaptığını bilmeden şiddet uygulayanları da getiriyorlar, aileye mal ediyorlar, aile içerisinde şiddet oluyor diye. Ama özellikle de alkolle hiç arası olmayan, alkol kullanımın haram olduğunu bildiği için alkole yaklaşmayan insanlar, işte ‘bunlar bakın kadına yönelik şiddet serbest olsun diyorlar’… Biz kadınlara ne şiddet uyguluyoruz ne de serbest olmasını sağlıyoruz.