Ekrem İmamoğlu: Bir kuruş borcumuzu ertelemiyoruz

Bakanlıkların proje ve personel alımlarını onaylamadığını hatırlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bir kuruş borcumuzu ertelemiyoruz. Baştan hesabını vereceğimizi, her hukukun insanlara anlatılacağını söylemiştik" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Daire Başkanlığı, itfaiye erlerinin olası kriz anlarında güvenle kullanabilecekleri temiz hava solunum cihazlarının (THSC) temini ve bakımlarının yapıldığı merkezin açılışını gerçekleştirdi.

Kağıthane’de hizmete giren THSC Merkezi’nin açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İtfaiyesi’nin tarihinin 310 yıl geriye kadar gittiğini anlattı. İmamoğlu, bakanlıkların gerekli imzaları hâlâ atmamasına tepki gösterirken tek bir kuruş borçlarını ertelemediklerini bildirdi. İmamoğlu, özetle şöyle konuştu:

"HÂLÂ BİR İMZANIN ESİRGENMESİ..."

“İtfaiye eri olmanın bir meslek kabul edilmesi hususunda atılması gereken adımların mutlaka atılmasını tekrar ilgililere hatırlatmak isterim” diyen İmamoğlu, “Yaklaşık 4 yıl önce, gelecek ihtiyaç tespitini yaptığımız ve ne yazık ki hala 2 bin 300 itfaiye erinin alınmasıyla ilgili iznimizin verilmemiş olmasını hayretle izliyorum. Bakın kocaman itfaiye teşkilatımızın her yıl belli bir sayıda kişisi emekli olmakta ya da farklı vesilelerle bu kocaman teşkilatın bireyleri ayrılabilmekte, farklı statülere geçebilmekte. O bakımdan bizim, teşkilatımıza ve özellikle depremle mücadele edilen bu şehrimizde, afet öncesi ve afet sonrası yapılması gereken iş ve işlemlerde çok mühim olduğunu bildiğimiz bu teşkilatımızın personel alım izniyle ilgili süreçlerine, hala bir imzanın esirgenmesini büyük bir gariplik, büyük bir zavallılık olarak tarifliyorum. Çok üzüntüyle hatırlatıyorum” dedi.

"MİLLETE ŞİKAYET EDİYORUM"

“İtfaiye eri alımlarının ne denli şeffaf ne denli liyakatli bir biçimde yapıldığını en iyi buradaki itfaiye teşkilatımızın mensupları biliyor” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bugün alıma karar versek bile, 2-2,5 sene sonra o arkadaşlarımızı tam randımanlı bu kurumun ve bu teşkilatın bir parçası yapabiliyoruz. Yazıktır, günahtır. Bu memleketin her kurumu millete aittir. Tekrar ifade ediyorum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu imzayı geciktirmesini buradan kınıyorum, milletimize şikayet ediyorum. Sevgili dostlar, bu ve benzeri hizmetlerin geri bırakılması, imzalanmaması, ertelenmesi, efendim bir imzayla bir metro hattının elde edeceği finansmanın… Para kapıda bekliyor. Para kapıda bekliyor. Yani 10 yıl, 8 yıl, 12 yıl vadeli ödeyeceğimiz bir finansman kapıda bekliyor. Bir imza. Maliye Bakanı'nın önündeki bir imza. Ve bu para 2 yıl ödemesiz, 3 yıl ödemesiz… Şekline göre değişiyor. Bu ekonominin zor olduğu koşulları da erteliyorsunuz. Yani onun 2 yıl, 3 yıl sonrasında ödemeye başlayacaksınız. Ve o para belediyenin kasasına giriyor; o kasadan çıkıyor o hizmeti yapan müteahhitlerin cebine gidecek. O müteahhitler taşeronlara verecek. O taşeronlar işlerini yapacak. Bir yandan metro bitecek. Bir yandan da onun bünyesindeki yüzlerce, binlerce çalışanın da evine gidecek o paralar. Allah aşkına, bir imzayı atmamanın vebalini nasıl ödeyeceksiniz? Bunu erteleyen ya da imzalamayan kim? Sayın Bakan mı? Daha yukarısı mı? Daha aşağısı mı? Kim ise; onu 86 milyon vatandaşımızın, vatandaş hakkına ve hukukuna, 16 milyon insanımızın da hemşehrilik hakkına ve hukukuna şikayet ediyorum. Çok net şikayet ediyorum.

"BİR KURUŞ BORCU ERTELEMİYORUZ"

“Borçlanma hakkı, hukuku da oy birliğiyle, İBB Meclisi’nden bütün siyasi partilerin oy birliğiyle geçmiş, alınması uygun görülmüş hak ve hukuklar. Onun da altını çizeyim. Ve hiçbir sebebi yok. Hiçbir gerekçesi yok. Yok borçlanma oranı vesaire… Allah'a şükür bu konuda alnımız ak. Bir kuruş borcumuzu ertelemiyoruz. İBB’nin borçlanma, mali düzen ve özellikle finansal sistem açısından en şeffaf günlerini yaşadığı konusunda, burada milletimizin huzurunda rahatlıkla ifade edebilirim. Baştan hesabını vereceğimizi, her hukukun insanlara anlatılacağını söylemiştik; o anlayışla bugün bunları sizlerle paylaşıyorum. Yazıktır, günahtır. Bu anlayıştan bir an önce kurtulmamız gerekir.”

Kaynak:ANKA Haber Ajansı