Demokrat Partili Aksoy: '2 milyon mühürsüz oy pusulasını YSK kabul etti. Peki bu iradeye karşı değil miydi?'
Demokrat Partili Aksoy, bugün yazılı açıklama yaparak gündemde öne çıkan konu başlıklarını değerlendirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 14 Mayıs seçimleri hakkındaki iddialarının ardından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın da söylemlerinin "korku yaymak" amaçlı olduğunu savunan Aksoy, AKP'nin "o sandıktan her koşulda benim çıkmam lazım" dediğini ifade etti.
“BİRİNCİ TURDA KESİNLİKLE BU SEÇİMİ BİTİRMEK ZORUNDAYIZ"
Seçimin birinci turda biteceğini ve bitmek zorunda olduğunu vurgulayan Aksoy, "Aradaki 15 gün Türkiye için çok tehlikeli bir süreçtir. Bu arada çok farklı şeyler olabilir. Sayın Soylu'nun ve Akar'ın söylemleri normal değil. Dolayısıyla biz demokratik hakkımızı kullanarak, birinci turda kesinlikle bu seçimi bitirmek zorundayız” dedi.
İlay Aksoy'un gündeme ilişkin değerlendirmeleri özetle şöyle:
“BİR İÇİŞLERİ BAKANI GÖREVDEYKEN TOPLUMUN DARBE GİRİŞİMİNDE BULUNACAĞINI İMA ETMESİ BİLE OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM”
“O gece istenilen sonuç alınmıyorsa, şimdiden bir ön uyarı gibi, 'hazırlık yapın' gibi bir çağrı bu. Topluma çok büyük bir saygısızlık. Bir İçişleri Bakanı görevdeyken toplumun darbe girişiminde bulunacağını ima etmesi bile olağanüstü bir durum. Aktif görevde olan bir İçişleri Bakanı ve böyle bir darbe girişimi olacağını ima ediyor. Bırakın darbe girişimini, kendinin ne kadar işlevsiz ve yetkisiz bir halde olduğunu gösteriyor. Her şeyden önce Türkiye'de seçimler yapılır ve Türk halkı istediği zaman beğenmediği yönetimi değiştirme hakkına sahiptir. Kendi irademizi kullandığımız taktirde buna darbe denmez, demokrasi denir. Halk istediği zaman hükümeti sandıkta değiştirebilir, uygun görürse devam eder."
“MUHALEFET NASIL DARBE GİRİŞİMİNDE BULUNABİLİR?"
"2017 senesinde 2 milyon mühürsüz oy pusulasını YSK kabul etti. Peki bu iradeye karşı değil miydi? Bu da irademize karşıydı. Neden o zaman karşı çıkılmadı çünkü onların lehine kullanıldı. Bu seçim istedikleri gibi gitmediğini gördüklerinde 'darbe girişimi' diyorlar. YSK 14 Mayıs'ı belirledi, milletvekili aday listeleri YSK'nın onayından geçip nihai listeler çıkarıldı; darbe girişimi nerede olur? Ayrıca AK Parti kendisi karar vermedi mi 14 Mayıs'a? 18 Haziran'dı, kendileri seçti. Muhalefet nasıl darbe girişiminde bulunabilir o zaman? Halkın iradesi kendi yönlerinde olmadığı zaman 'darbe girişimi' olabilir mi? Bu resmen popülist bir söylem ve klasik bir Orta Doğu zihniyetiyle 'dış güçlerin' çağrısıyla bu bir darbe girişimidir' diyor."
“OYLARININ ÇOK DÜŞTÜĞÜNÜ VE KAYBEDECEKLERİNİ GÖSTERİYOR"
"Darbe girişimini engellemek kimin görevi, hükümetin, İçişleri Bakanı'nın görevi. Tüm muhalefeti darbeci olmakla mı suçluyorsunuz? Yurtdışında seçmenler oy kullanmaya başladı. Oy kullanarak onlar da darbenin bir parçası mı oluyor? Bundan daha saçma bir argüman olabilir mi? Hükümetin zerre kadar bir ciddiyeti kalmamıştır. Bu da oylarının çok düştüğünü ve kaybedeceklerini gösteriyor. Elle tutulur bir söylemleri yok."
“TÜM SEÇMENE KORKU YAYMAYA ÇALIŞIYOR"
"Sayın Hulusi Akar'ın geçen haftaki sözlerini de hatırlatmakta yarar var. AK Parti sistematik bir şekilde tüm seçmene korku yaymaya çalışıyor. Hem sandıktan caydırmaya çalışıyor hem de şunu ilan ediyor: 'Sandıktan bizim istediğimiz sonuç çıkmazsa, biz bunu tanımayacağız'. Bunu açık açık söylemeye başladı. 'Darbe olduğunu söyleyeceğiz ve seçimi iptal etme yoluna kadar götürebiliriz' diye bir şey söylüyorlar."
“SEÇMEN DEĞİŞİM İSTİYOR"
"Aslında AK Parti şunu da söylüyor: 'Ben demokrasi falan tanımam, sandık da formalitedir, o sandıktan her koşulda benim çıkmam lazım'. Türkiye de Türk halkı da böyle işlemiyor. Bu seçim öyle bir seçim de değil. Seçmen artık kendi iradesinin sandıkta temsil edilmesini ve değişimi istiyor. Yabancı basında son 2 hafta içinde şöyle haberler çıkıyor: 'AK Parti kaybettiğinde devredebilir mi?'. Türkiye'nin imajı batıda bile o kadar kötü temsil ediliyor ki inanılmaz bir güven kaybı var. Biz halk olarak böyle temsil edilmeyi hak etmiyoruz. Biz ne olursa olsun, sandıklarımıza çok yüksek katılım sağlayarak sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız ve sandıklarımızı da boş bırakmayacağız. Seçimde de oyumuzu kullanarak, ilçe seçim kurullarına kadar seçmen torbalarını takip edeceğiz. Kendimiz de kurduğumuz ek sistemlerle birlikte YSK'da çıkan sonuçları biz de eş zamanlı olarak kontrol ederek zaferimizi açıklayacağız."
“DIŞ GÜÇLERE, DARBEYE BAĞLAMAK UCUZ SİYASET”
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun ya da Erdoğan'ın kazancından bahsetmiyorum. Buradaki zafer, demokrasinin zaferi olmalı. Halkın iradesinin tescil edilmesi lazım. Ne olursa olsun sandıktan bütün toplum olarak çıkmalıyız. AK Parti seçmeni de Millet İttifakı'nın seçmeni de bu toplumun bir parçasıdır. Hiçbir gücün bu ülkeyi bölmeye hakkı yoktur, sandıkta da bölünmeyeceğiz. Siyasi parti seçimle gelir, seçimle gider. Bunu dış güçlere bağlamak, darbeye bağlamak ucuz bir siyasettir ve adeta şimdiden kaybettiğini deklare etmektir."
"BİRİNCİ TURDA KESİNLİKLE BU SEÇİMİ BİTİRMEK ZORUNDAYIZ"
"Ben son derece umutluyum. Sayın Kılıçdaroğlu son derece başarılı ve olumlu bir kampanya yürütüyor. İlk turda seçim bitecek ve bitmek de zorunda. Aradaki 15 gün Türkiye için çok tehlikeli bir süreç. Bu arada çok farklı şeyler olabilir. Sayın Soylu'nun ve Akar'ın söylemleri normal değildir. Dolayısıyla biz demokratik hakkımızı kullanarak, birinci turda kesinlikle bu seçimi bitirmek zorundayız. Sayın İnce'nin "ikinci tura kalacak" söylemleri kesinlikle yanlıştır, bunu değiştirmesi gerekiyor. Sayın Oğan bile artık birinci turda bitmesi gerekiyor diye vurgulamaya başladı. Bu da çok önemli. Biz sahada da görüyoruz, insanlar birinci turda bu seçimi kesinlikle bitirecek."