DEM Parti: AKP'nin gözü keserse Meclis'i de fesheder

DEM Parti: AKP'nin gözü keserse Meclis'i de fesheder
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "AKP yarın gözü keserse, yarın kendine o gücü bulursa parlamentoyu feshedecektir. Eder. Bu ülkedeki demokrasiyi askıya alıp seçimleri iptal eder, krallığını, padişahlığını ilan eder" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya, kayyum atamaları ve yaşanan hukuksuzluklara karşı İçişleri Bakanlığı önünde ortak açıklama yaptı.

DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit, gazetecilerin gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını eleştirerek, muhalif seslere yönelik baskıların arttığını söyledi. Koçyiğit, AKP'nin "dikensiz gül bahçesi" yaratmak için temel hak ve özgürlükleri yok saydığını iddia etti.

"AK Parti, 2024 ve 2028 seçimlerine zorla, kılıçla, temel hak ve özgürlüklerimizi yok ederek yürümek istiyor" diyen Koçyiğit, bu duruma karşı mücadele edeceklerini vurguladı. Koçyiğit AKP'nin tekçi ve baskıcı bir rejim dayattığını savunarak, demokrasiden vazgeçmeyeceklerini belirtti.

2016'dan bu yana devam eden kayyum uygulamalarını eleştiren Koçyiğit, 2024 yerel seçimlerinde halkın AKP'ye "kırmızı kart" gösterdiğini ifade etti. Koçyiğit, AKP'nin seçimle kazanamadığı belediyelere kayyum atayarak halkın iradesini gasp ettiğini iddia etti.

Koçyiğit, kayyum atamalarının anayasaya aykırı olduğunu bildirdi.

Kayyum uygulamalarının sadece Kürt halkının değil, 85 milyon yurttaşın meselesi olduğunu belirten Koçyiğit, ortak mücadele çağrısında bulundu.

Koçyiğit, "AK Parti bugün gücü yetiyor. Yerel meclislere, belediyelere kayyum atıyor, darbe yapıyor. Bunu açık söyleyim. Yarın gözü keserse, yarın kendine o gücü bulursa parlamentoyu feshedecektir. Eder. Bu ülkedeki demokrasiyi askıya alıp seçimleri iptal eder, krallığını, padişahlığını ilan eder. Bu sadece bu meseleden partinin meselesi değildir. Sadece Kürt halkının meselesi değildir. Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın meselesidir. Kayyum Siirt'e atanmadı. Kayyum bütün Siirt şahsında bütün Türkiye'ye atandı" ifadelerini kullandı.

Koçyiğit şunları ifade etti:

"BÜYÜK YIKICI BİR KUMPAS SÜRECİNDEYİZ"

  • Gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması ve bu ülkede neredeyse muhalif olan, söz söyleyen, temel hak ve özgürlüğünüzü sahiplenen herkese yönelik büyük kıyıcı bir operasyonun, büyük kıyıcı bir kumpas sürecinin içerisindeyiz.
  • AK Parti kendisi açısından dikensiz bir gül bahçesi inşa etmek istiyor.
  • 2022, 2028 iktidara yürüyüşünü zorla, kılıçla, bütün temel hak ve özgürlüklerimizi, bu ülkedeki seçme-seçilme hakkımızı, temsil hakkımızı yok ederek yol almak istiyor.
  • Ama buna karşı da tabii ki bizlerin de mücadelesi, bizlerin de sözü, bizlerin de eylemi olacaktır. Hiçbirimiz, ama hiçbirimiz AK Parti'nin bu ülkeye giydirmek istediği bu tekçi, baskıcı, inkârcı gömleği kabul etmiyoruz. Bu ülkenin demokrasisini savunuyoruz, bu ülkedeki insanlarımızı savunuyoruz.

"HALK AK PARTİ'YE YANITI VERDİ"

  • Seçme-seçilme hakkını, demokrasiyi, sandık demokrasisini savunuyoruz ve sonuna kadar da savunacağız. Bakın 2016'dan beri başlayan ve 9. yılına giren bir kayyum rejimiyle bütün ülkeyi yönetmek istiyorlar. 2016'da belediyelerimize kayyum atadılar. 2019'da halkımız AK Parti'ye gereken cevabı verdi. 2019'da belediyelerimize kayyum atadılar. 2024 yerel yönetim seçimlerinde sadece kayyum atan belediyelerimiz, yerellerimiz değil, Türkiye halkı AK Parti'ye gereken cevabı verdi.
  • Birinci parti olma yeteneğini aldı ondan. İkinci parti yaptı. Kırmızı kartı gösterdi. Şimdi 2024 seçimlerinin sonra yeniden sistematik bir şekilde kayyum atayarak aslında kendi seçimle elde edemedikleri belediyelere el koymak, gasp etmek, oradaki kaynaklara çökmek, halkın iradesini yok etmek istiyorlar. Buna yönelik itirazımız var

"KAYYUM ANAYASAYA AYKIRI"

  • Her kayyum geldiğinde burada İçişleri Bakanlığı'nın önünde, alanlarda, meydanlarda haykırdığımız, mecliste söylediğimiz bir şey var. Anayasaya aykırı bir işlem tesis ediliyor. Hiçbir yasal dayanağı olmayan bir işlem tesis ediliyor. Bize Anayasa 127' açık çok açık olmasına rağmen o hal döneminden çıkarılmış bir kanunun hükmünde kararnameyi sonradan yasalaşan bir kanun hükmünde kararnameyi adres gösteriyorlar.
  • Bu ülkede darbe yapanlar da iç mevzuattan güç aldıklarını söylüyorlar. Yıllarca darbeyi bir yasal kanun maddesine bir mevzuata yaslandırdılar. Bugün bu kanun maddesinin olması anayasaya aykırı olmadığı anlamına gelmiyor.
  • Bu kanun maddesi meşru değildir. Hukuki değildir, ahlaki değildir, vicdani değildir. Bu ülkede toplumun bir kesiminin yurttaşlık haklarını askıya alıyor.

"BİR NEVİ YURTTAŞLIKTAN ÇIKARMA GİRİŞİMİ"

  • En temel hakkı olan seçme-seçilme hakkını yok ediyor. Bir nevi yurttaşlıktan çıkarma girişimidir bu. Çok açık söyleyelim. Yurttaşlıktan çıkarmadır. Bu ülkede insanlar seçemeyeceklerse, seçtikleri tarafından yönetilemeyeceklerse, en temel haklarını kullanamayacaklarsa o zaman nasıl bir demokraside, nasıl bir seçimden, nasıl bir sandık meşruiyetinden bahsedebiliriz?
  • AK Parti bugün gücü yetiyor. Yerel meclislere, belediyelere kayyum atıyor, darbe yapıyor. Bunu açık söyleyim.
  • Yarın gözü keserse, yarın kendine o gücü bulursa parlamentoyu feshedecektir. Eder.

"PADİŞAHLIĞINI İLAN EDER"

  • Bu ülkedeki demokrasiyi askıya alıp seçimleri iptal eder, krallığını, padişahlığını ilan eder.
  • Bu sadece bu meseleden partinin meselesi değildir. Sadece Kürt halkının meselesi değildir.
  • Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın meselesidir. Kayyum Siirt'e atanmadı. Kayyum bütün Siirt şahsında bütün Türkiye'ye atandı. Her bir yurttaşa atandı. Bu nedenle birlikte olmak, birlikte itiraz etmek, birlikte mücadeleyi örmek gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu sorumluluğun gereğini duyan bir yerden, bu sorumluluğu hisseden bir yerden bugün dört siyasi parti ki yeni yolun içerisinde üç siyasi parti var aslında.
  • Buradayız, birlikteyiz ve bu kayyum siyasetine de, baskı siyasetine de, gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmasına da, bu ülkedeki her bir yurttaşa yönelik yapılan zulme de, Bodrum'daki yangın kaybına karşı da yan yanayız, omuz omuzayız . Bundan sonra da her türlü başlık altında ortak mücadeleyi yürütmek, büyütmek, boynumuzun borcuydu. Türkiye'yi demokrasiyle buluşturacağız, Türkiye'yi düze çıkaracağız. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi