AKP Sözcüsü Çelik'ten Özgür Özel'e yakışıksız sözler
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Namussuzca verilen siyasi talimatlarla suç icat etmeye çalışmayın" sözlerine yakışısız bir yanıt verdi.
Basın toplantısında konuşan Ömer Çelik, Özel'in sözleri ile ilgili soru soran gazeteciye şu yanıtı verdi:
- "Değerli arkadaşlar tabii Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özel genel seçimlerde sonra yaptığı bir hatayı ısrarla sürdürmeye çalışıyor biz kendisini bu konuda uyarmıştık başka siyasi partiler de bu uyarıda bulundular. Şöyle bir cümle kullanıyorlardı işte merkezi iktidarla yerel iktidar... Yani Türkiye'de çift iktidar var. Türkiye'deki kamu düzeni iki parçaya ayrılmış ya da Türkiye'deki kamu düzeni paralel bir takım oluşumlarla yönetiliyor gibisinden bir yaklaşım sergiliyorlardı. Şimdi genel seçim Türkiye'yi yönetecek iktidarı belirliyor. Yerel seçimde bu belediye hizmetlerini hangi başkanlar ve kadroları görecek bunu belirliyor. Vatandaşımızın oy verdiği bütün bu süreçlerin hepsi saygıdeğerdir ve hepimizin sicil amiri vatandaşımızdır. Bizim ortaya koyduğumuz argümanların geçerliliği vatandaşımızın verdiği yetki ve yasalar çerçevesinde söz konusudur. Dolayısıyla Türkiye'de yani yasaya tabi olmayan herhangi bir denetim mekanizmasına tabi olmayan kamu düzeninin kamu idaresinin parçası bir mekanizma bir parça düşünülemez. İkincisi bu denetimler konusunda eleştiriler getirilmiş hatta maalesef burada namussuzca bir siyasi talimat diyor. Sayın Özgür Özel hiç yakışık almayan bir sözdür.
"DÖNÜP DOLAŞIP ONU BULUR NİTEKİM ÖYLE OLDU"
- Bu siyasi namus meselesini önceki genel başkanları da çok sık kullanırdı gündelik polemikler içerisinde Biz de bunun çok sık kullanmaması gerektiğini bunun çok sık kullanılmasının daha çok kullanılana dönen kullanılanı kendi kendisiyle yüzleştirip zor durumda bırakan bir takım sonuçlar doğuracağını söylemiştik. Nitekim öyle oldu. Ya da işte yine namus kelimesi kullanılarak bütün belediyelerine kefil olduğunu ifade etmesi gibi. Yani bu kelimeler çok kıymetli kelimelerdir çok önemli kelimelerdir Bunları böyle alelade gündelik polemikler içerisinde başka bir cümle kurmanın imkanı yokmuş gibi bir siyasi alfabe yetersizliğiyle ya da siyasi gramer bilgisizliğiyle alelade bir şekilde kullanmamak lazım Namus kavramı siyasi namus kavramı yüksek nitelikli kavramlardır
"BAYAĞI BİR KAVGADA KULLANILMAYACAK DİL"
- Burada sürekli olarak böyle bir siyasi talimat verildiğinden bahsediyor. Ne için bahsediyor? Denetim mekanizmaları çalıştırılınca denetim mekanizmaları niye çalıştırıldı gibi bir noktaya getiriyor. Ondan sonra işte istediğiniz şeyi denetleyin diyor ama bu sefer denetim mekanizmasının kendisinin niteliğini düşürmek için bir takım suçlamalarda bulunuyor. Tabii bu kullandığı kelimeleri kendilerine aynen iade ediyoruz Partimiz bununla ilgili olarak hem siyasi cevaplarını vermeye devam edecektir hem de hukuki bir süreç konusu söz konusu ise bunu da partimiz hukuk kurulları değerlendirecektir. Tabii bu ana muhalefetin genel başkanına yakışmayan bir dildir. Yani bu alelade bayağı bir kavgada bile kullanılmayacak bir dildir Fakat bir siyasi okur yazarlık problemi olduğu bir siyasi gramer bilgisi zliği olduğu siyasi alfabenin gelişen siyasi olaylar karşısında yeterli kalmadığı yeterli olmadığı net bir şekilde görülüyor. İkinci bir nokta var. O da şudur Şu anda görebildiğimiz kadarıyla üç dört parça halinde Cumhuriyet Halk Partisi yönetiliyor. Yani altılı masada oturdular altılı masanın parti içinde içselleştirilmiş bir durumu var gibi bir şey var. Bir konuda Cumhuriyet Halk Partisi'nin görüşünü anlamak için minimum dört tane yere bakmanız gerekiyor. Bu sayı beşe altıya da çıkabiliyor çeşitli durumlarda Dolayısıyla bu çerçevede olduğumuz zaman da maalesef Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi kendi partilerini yönetme konusunda ortaya çıkan siyasi zaafı ve siyasi cari açığı kapatmak için Ak Parti'ye karşı ve Cumhur İttifakı'na karşı hakaret hamiz bir dil kullanma yoluna gidiyorlar. Ya da devletin olağan mekanizmaları işlenirken hakimleri tehdit ediyorlar savcıları tehdit ediyorlar müfettişleri tehdit ediyorlar Böylesine bir üslup içerisinde giriyorlar. Bunun Cumhuriyet Halk Partisi'ne de faydası yok Nihayetinde hakimler de savcılar da müfettişler de kamu düzeninin parçası olan herkes vatandaşın verdiği yetkiyle anayasal düzen içinde yasaların verdiği yetkiyle bunları yapıyor.
"SİYASİ ÜSLUPSUZLUKLA KAPATILMAZ"
- Ki belediye başkanlarından bile denetim açığız gibi sözler gelirken bunu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının başka bir siyasi kavganın parçası haline getirmeye çalışması siyasi yetersizlikten başka bir şey değil Çok basit bir şey bu Çok basit bir siyasi kuraldır. Siyaset üretimindeki cari açık siyasi üslupsuzlukla kapatılamaz. Siyaset üretimindeki bilgisi zlik burada doluşan zaaf ve cari açığı bir takım çirkin kelimeler kullanarak kapatmaya çalışmak kişiyi o cari açığın parçası haline getirir. Burada büyük bir kara delik oluşur ve bütün siyasetinizi yutar. Yani biz bu hakaretlerin hepsine cevap verecek imkana da sahibiz kabiliyete de sahibiz. Ha burada burada bir siyasi şey çıkarmak istiyorlarsa buradan bir siyasi kavga çıkarmak istiyorlarsa biz hukuk içerisinde temiz bir dil dile vatandaşımızın hukukunu savunacak şekilde her türlü mücadeleye de gireriz. Ama onların dikkat etmesi gereken şey şudur Siyasette cümle kurmak için bir sürü imkan söz konusudur"
ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, belediyelere ilişkin denetim tartışmasında şunları ifade etmişti:
"Burada eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, benim kamu görevlilerine yapacağım uyarı şu: Ben Sayıştay’a çok saygılıyım, Meclis adına yapıyorlar. Mülkiye Müfettişleri‘ne çok saygılıyım, devlet adına yapıyorlar. Yalnız gittiğiniz yerde size varsa bir şey bulun yazın, bugüne kadar zaten neyi yazdınız da hesabını veremedik. Bulun yazın. Ama ‘Araştırın, karıştırın, bunları suça bulaştırın’ talimatına uyanın devlete değil AK Parti‘ye hizmet ettiğini de unutmam, unutturmam. Gidin namusunuzla denetleyin, namussuzluk varsa çıkarın. Ama namussuzca verilen siyasi talimatlarla suç icat etmeye çalışmayın. Yoksa hepinizin bugün de yarın iktidarımızda da başımızın, gözümüzün üstünde yeri var. Devletin parasını, milletin parasını ve devlet adına denetleyen en kutsal meslektir. Bizim denetlenmekten korkumuz yok. Ama birtakım siyasi operasyonlara kimse alet olmasın. Atılan her imzanın, atılan her iftiranın bir gün gelir hesabı sorulur. Bu ülkede bu iktidar gidiyor, paniği görüyorsunuz. Bu panikle yapılan işlerde birilerinin paniğine alet olup suça bulaşmayın. Suç varsa ortaya çıkarın. Suçu varsa ortaya çıkarın. Ama suç icat edeceğiz diye suça bulaşmayın. Benim size yapacağım en önemli uyarı budur.”