Obezite ve diyabetin tarihi antik DNA ile araştırılıyor

Obezite ve diyabetin tarihi antik DNA ile araştırılıyor
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoinformatik Ana Bilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi Dr. Gülşah Merve Kılınç ve ekibi, obezite ve tip-2 diyabeti hastalıklarının binlerce yıllık evrimsel sürecini ortaya çıkarabilmek için başlattığı antik DNA çalışmasında sona gelindi.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoenformatik Ana Bilim Dalı’nda Öğretim Görevlisi Gülşah Kılınç ve ekibi, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü ile TÜBİTAK desteğinde 2020 yılında 'Obezite ve tip-2 diyabetle ilişkili genetik yapının Anadolu insan popülasyonlarında araştırılması' çalışmasını başlattı. Çalışma kapsamında, Anadolu'daki arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan kemik örneklerinin bulunduğu Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü'ndeki iskelet laboratuvarından elde edilen 40 insana ait kemikler üzerinde DNA incelemesi yapılıyor. Anadolu'da 10 bin yıl öncesinden bugüne kadar kadar geçen süreçte yaşamış 40 insana ait kemiklerin DNA dizilimleri ortaya çıkarılıp, üzerinde modelleme çalışması yapılarak ilerleyen çalışmada, obezite ve tip-2 diyabetle ilişkili genetik yapının tarih öncesi dönemden bugüne nasıl değiştiği ve bu hastalıkların neden yaygın olduğu ortaya konulacak. 2023 yılında tamamlanması planlanan çalışmada elde edilen bilgilerin hastalıkların tedavisinde de kullanılması sağlanacak.

'40 antik insan inceleniyor'

Dr. Kılınç, çalışmanın Türkiye’de ve dünyada alanında yapılan ilk çalışma olduğunu vurgulayarak, "Dünyada antik DNA’larla yapılan çalışmalar aslında çok yaygın; ama obezite ve diyabeti anlamak üzerine ve antik insan iskeletleri üzerinden DNA analizi olarak ülkemizde ilk hatta dünyada da ilk yapılan çalışma olacak. Çalışmada 40 tane antik insan inceleniyor. 10 bin yıl öncesinden günümüze kadar yaşamış, Anadolu coğrafyasında yaşamış insanların kemik örnekleri inceleniyor. Bu kemikler Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde iskelet laboratuvarından. Oradan elde ettiğimiz kemikler ilk olarak inceleniyor, daha sonra DNA’ları laboratuvarda çıkarılıyor ve biz de bunu çalışıyoruz. Daha çok Orta Anadolu’da yaşamış insan topluluklarını şu an inceliyoruz" dedi.

'İlaç geliştirmeye dönük çalışmalara temel'

Dr. Kılınç, obezite ve tip-2 diyabetle ilişkili genetik yapının tarih öncesi dönemden bugüne nasıl değiştiği ve bu hastalıkların neden yaygın olduğunu ortaya koymaya çalıştıklarını anlatarak, "10 binlerce yıllık insan kemiklerinden DNA elde edip, bu DNA’ların dizilerini üretiyoruz. Daha sonra da matematiksel hesaplamalarla bu bilgiyi inceliyoruz. Bu 2 hastalık aslında günümüzde dünyada birçok insan popülasyonunda çok yaygın şekilde görülen 2 hastalık. Türkiye’de de çok yaygın görülüyorlar. Bu hastalığın neden bu kadar çok yaygın olduklarını geçmişten günümüze uzanan evrimsel süreçleri inceleyerek anlayabiliyoruz. Bu projenin sonucunda neden hastalıkların yaygın olduklarına dair genetiğini ortaya koyarak, arka planlarını anlamaya dair bilgi üretmiş olacağız. Ama bu kısa vadede bir ürüne ya da bir şeye dönüştürülecek bir şey değil bu. Tamamen bilimsel bilgi üretmiş oluyoruz; ama bu hastalıkların nedenini anlamak aslında ileride bunları engellemeye ve ilaç geliştirmeye yönelik yapılacak çalışmalara bir temel sağlayacaktır" dedi.

'Tıp dünyasına katkı sağlayacaktır'

Dr. Kılınç, bu dönemde çok yaygın olduğu ve toplum sağlığını önemli ölçüde etkilediği için obezite ve diyabet hastalıklarını seçtiklerini belirterek, "Bilimsel olarak bildiğimiz şey şu ki; bugün yaygın gördüğümüz birçok hastalık aslında binlerce yıllık evrimsel süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkıyorlar. O süreçlerin ne olduğunu anlamak adına bu çalışmayı yapıyoruz. Ürettiğimiz sonuçlar bize bu hastalıkların arka planındaki genetik mekanizmalara dair bilgi vereceği için hem engellenmesi hem de geliştirilmesi yönünde tıp dünyasına katkı yapacaktır diye düşünüyorum. Bu projeyle birlikte bu hastalıklarla ilişkili genlerin değişim dinamiklerini gözlemlenme şansımız oluyor. Şimdiye kadar kendi ürettiğimiz bilgiler değil de yayımlanmış insan DNA verilerinden yararlanarak bu hastalıklarla ilgili genetik çeşitliliğin zaman içinde değiştiğine, belirli zamanlar artış ve azalış gösterdiğine dair bilgiler elde edindik; ama proje henüz çok başlarında olduğu için yeni veriler üretmemize bağlı daha kesin ve net sonuçlar söylememiz için" dedi.

Kaynak:Demirören Haber Ajansı (DHA)