Koronavirüse karşı ilk ilaç: Salgının seyrini değiştirebilir mi?

Koronavirüse karşı ilk ilaç: Salgının seyrini değiştirebilir mi?
Koronavirüse karşı, Merck firması tarafından geliştirilen 'Molnupiravir' adlı ilacın Faz-3 çalışmaları belli oldu. Klinik araştırmanın sonuçlarına göre ağır koronavirüs hastalarında hastaneye yatış ve ölüm riskini neredeyse ortadan kaldırıyor.

Uzun süredir üzerinde çalışılan Molnupiravir isimli ilaç, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin onay sürecini de başarıyla geçebilirse Koronavirüs tedavisi için önemli seçeneklerden biri olacak.

Molnupiravir ABD’li bilim insanları tarafından Emory Üniversitesi’nde geliştirilen, grip virüsüne karşı etkili olan antiviral bir ilaç. Gribe karşı etkinliği geçen yıl test aşamasındaydı. Salgın ortaya çıktıktan bir süre sonra Molnupiravir'in koronavirüse karşı etkisi üzerinde duruldu. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de ilacın Covid-19'u 24 saat içinde etkisiz hale getirdiği açıklandı.

‘Ridgeback Biotherapeutics’ adlı şirket de bu olumlu gelişme sonrasında ilacın lisansını satın aldı. Hemen Faz-2 çalışmalarını başlatmak istediler ve yaz aylarında adımlar atıldı. Sonra da Dünya’nın en büyük ilaç şirketlerinden ‘Merck’ firması ile ortak oldular. Faz-2 insan denemelerinde ise ilacın enfekte kişilerde virüsü büyük ölçüde azalttığı görüldü.

Günde iki defa Molnupiravir verilerek uygulanan tedavinin ardından hastaların hiçbirinde bulaşıcı virüse rastlanmadı. Son aşama olarak Faz-3 denemelerine geçildi. Bu noktada da başarılı olacağı görüşü hâkimdi ama yine de tereddütler barındırıyordu. Faz- 3 denemeleriyle birlikte nasıl bir umut kapısı aralandı?

Ağır hastalığı yüzde 50, ölümleri yüzde 100’e yakın önlüyor

Bu konuda görüşlerine başvurduğum ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak çalışan immünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, “Molnupiravir’in virüsün kendi kendine üremesini önleyen bir ilaç olduğu artık kesinleşti” diyor ve ağır hastalığı yüzde 50, ölümleri de 100’e yakın önlediğini söylüyor. Unutmaz, ilacın Faz-3 çalışmalarındaki başarısı ve sonrasında ortaya çıkan gelişmelerle ilgili de şu bilgileri paylaşıyor:

“İlacın Faz-3 çalışması oldukça önemliydi. Çünkü hastalığın ağır seyri ve ölümleri önleyip önlemediği test ediliyordu. Bunun için iki grup kullanıldı. İlk gruba Molnupiravir ilacını verdiler. Diğer grup ise ‘plesebo’ olarak bilinen kontrol grubuydu yani ilaç verilmeyen grup. Ama ne ilacı veren ne de ilacı alan bunu bilmiyordu.”

Ara sonuçlar 1 Ekim’de açıldı. Buna göre ilaç alan grupta, ilaç almayan gruba göre hastaneye yatışlarda yüzde 50 azalma görüldü. Yine Molnupiravir alan grupta sıfır ölüm varken, ilaç almayan kontrol grubunda ise 8 ölüm meydana geldi. Bu durum ilacın geleceği için oldukça önemli bir sonuç.

Böylelikle ilacın hem ağır hastalığı hem de ölümleri büyük oranda önlediği ortaya çıktı. Bu nedenle de Faz-3 çalışması erken sonuçlandı. Tam sonuçlar bu ay sonuna doğru çıkmış olacak. Hatta şimdiden ABD, Merc’den yaklaşık 1 milyon kür/doz ilacı satın alarak, ücretini de peşin verdi. Ayrıca Merc firması yıl sonuna kadar 10 milyon insanı tedavi edecek kadar ilacın üretileceğini de açıkladı.

Prof. Dr. Derya Unutmaz, ilaca ilişkin Hürriyet'ten İsmail Sarı'nın sorularını yanıtladı:

1) İlacın ağır hastalığı yüzde 50’ye yakın önlediğinin altı çiziliyor. Bu ne anlama gelir?

Şu ana kadar açıklanan durum ve atılan adımlar oldukça güzel bir gelişme. Özellikle ölümleri yüzde 100’e yakın önlediğinin üzerinde duruluyor. Ama şunu unutmamak lazım ilaç daha çok yeni… Daha fazla insanda denendiğinde ölüm konusunda çok daha net bir bilgiye sahip olacağız. Ama çok büyük oranda ölümleri önlediğini söyleyebilirim. Bu da oldukça önemli… Çünkü aşı olan kişiler içerisinde çok küçük bir grup ağır hasta olabiliyor, hatta hayatını bile kaybedebiliyor. Bu nedenle bu ilaç, o grup için büyük bir avantaj olacak. Ayrıca aşı olmayanlar için de ilacın ortaya çıkardığı sonuç büyük bir avantaj.

2) Peki Molnupiravir, koronavirüs ile mücadelede nereye oturuyor?

Kesinlikle etkili olacaktır ama aşının yerini asla almayacaktır. Aşılar çok daha etkili ve ucuz. Ayrıca aşılar, virüsün bulaştırılmasını da önleyen çok fazla yan etkisi de olmayan maddeler. Molnupiravir için aşıya destek olacak diyebiliriz. Hatta koronavirüsü ölümcül olmaktan çıkaracak.

3) Molnupiravir, delta başta olmak üzere varyantlarla olan mücadelede nasıl bir rol oynayabilir?

İlacın zaten en önemli özelliği varyantlara karşı etkili olması. Virüsün oluşturduğu varyantlar, virüsün yüzeyindeki başak proteininde oluşuyor. Amaçları ise antikorlardan kaçmak ve virüsün daha hızlı yayılmasını sağlamak. Molnupiravir’in etki mekanizması çok farklı ve varyantlarla pek ilgilenmiyor. Varyantlar virüsün neresinde olursa olsun kodunu kopyalaması lazım. Molnupiravir zaten buna engel oluyor.

Özetle virüsün geçirdiği mutasyonlar bu ilacın etki mekanizmasını herhangi bir şekilde değiştirmiyor. İlaç, hem mevcut varyantlar hem de ileride karşımıza çıkabilecek olan tehlikeli varyantlara karşı da aynı şekilde etkili. Örneğin sentetik antikorlarda bu durum böyle değil. Oradan virüs kaçabiliyor. Fakat bu ilaçtan kaçması çok zor.

4) Molnupiravir başta olmak üzere, üzerinde çalışılan pek çok koronavirüs ilacı, aşının yapamadığı neyi yapabilir? İlacın aşıya göre olan farklarını nasıl yorumlamak gerekiyor?

Şu çok net ki aşı yüzde 100 koruyucu değil. Çünkü kişinin bağışıklık sistemi bastırılmış olabilir, yaştan dolayı yeterince antikor geliştiremeyebilir ya da aşıların oluşturdukları bağışıklıktan varyantlar bir miktar kaçabilir. Molnupiravir gibi ilaçlar işte tam bu noktada devreye girip, destek verecek. Aşı olup yine hasta olanlara bu ilacın verilmesiyle hastaneye yatışlarda çok önemli bir azalma olacak. Aşıya göre ise üç önemli farklılığı var.

5) Aşıların üretilip tüm dünyaya yayılması oldukça zor olmuştu. Molnupiravir ve benzerlerinin güçlü şekilde üretilip dağıtılması aşılar kadar zor olur mu?

İlaçların üretilmesi aşılarla kıyasla çok kolay değil. Özellikle aşılar kadar milyar doz düzeyinde üretilmesi mümkün değil gibi gözüküyor. Ama o kadar ihtiyaç da yok. Molnupiravir ya da benzerleri sadece hastalık belirtilerini gösteren ya da hasta olanlara verilecek. Büyük ihtimalle de çok risk barındıran kişilerde uygulanacak. Bu nedenle 10 milyonlarca doz üretilmesi yeterli olacaktır. Türkiye’de üretilmesi de çok zor değil. Hatta birkaç merkezde başladığını da biliyorum ama belli lisans anlaşmaları yapılması lazım. Dağıtılması da çok zor olmaz. Sonuçta hap şeklinde bunlar, insanların gidip de aşı gibi iğne olması gerekmiyor.

6) Molnupiravir dışında Küba’da Itolizumab ve İsrail’de EXO-CD24 ilaçları üzerinde çalışmalar vardı. Bu ilaçlarda hangi aşamaya gelindi?

Aslında Itolizumab ile EXO-CD24 bağışıklığa etki eden ilaçlar. Yani daha çok hastalığın son evrelerinde, hastaneye yattıktan sonra ağır hastalara verilen ilaç tarzındalar. Onların etkisi biraz daha az. Henüz bu ikisi hakkında Faz-3 çalışmalarına denk gelmedim. Belli ki çalışmalar devam ediyor.

Fakat Molnupiravir ilacı benzeri Pfizer firmasının, küçük molekül dediğimiz antiviral bir ilacı var. O da şu an Faz-3 çalışmalarını sürdürüyor. Buna benzer arkadan gelen birkaç tane daha benzer moleküller var. Hatta bunlar Molnupiravir düzeyinden daha iyi bir aşamada da gelişebilir. Bu da çok sevindirici bir gelişme olur. Biraz daha beklemek gerekiyor.

7) Hem dünyada hem de ülkemizde ne yazık ki aşı karşıtlarıyla mücadele sürüyor. Bugün ülkemizde de yoğun bakımlardaki vakaların çok büyük bir bölümünü aşısızlar oluşturuyor. Molnupiravir’in Korona ile mücadeleye dâhil olması, aşı karşıtlarında olumlu bir etki yaratabilir mi?

Aşı karşıtlarını anlamak çok güç. İlaçların çoğalması onlarda nasıl bir etki yaratabilir gerçekten bilemiyorum. Covid oldukları zaman bunu da reddedeceklerdir. Kaldı ki bu ilaç, aşıdan daha fazla yan etkiye sahip. Durum böyle olunca nasıl ikna edilebilirler bir şey söylemek çok güç. Fakat ben onların ikna edilebileceğini de hiç sanmıyorum. Ama bu insanlarla mücadele de etmek gerekiyor. Muhtemelen Molnupiravir ve türevleriyle ilgili de pek çok yalan bilgi çıkaracaklar.