“Gerekli Durumlar Hariç Sezaryen Doğum Olumsuz Sonuçlar Getirebilir”
Sezaryen doğum şeklinin anne adayları için seçenek olarak görülmemesi gerektiğini ancak ihtiyaç halinde başvurulabileceğini belirten Güven Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Dr. Eyüp Özgen, “Bundan sonraki gebeliklerde bazı durumlarda sezaryen sonrası vajinal doğum denenebilse de çoğunlukla tekrar sezaryen olmayı gerektirir” ifadelerini kullandı.
Anne adaylarının gebelik sürecinde detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi ve doğum planlamasının buna göre yapılması gerektiğini vurgulayan Özgen, hastanede kalış süresinin sezaryen doğumda 48 saat, vajinal doğumda 24 saat olduğunu belirtti.
"Sezaryen doğumda ağrılar daha uzun sürer"
Bu sürelerin iyileşme sürecine ve olası olumsuzluklara karşı planlandığını söyleyen Özgen, “Yatış süresinin uzaması hem anne hem de bebek açısından hastane enfeksiyonlarına maruz kalmayı artıracaktır. Sezaryen doğumda ağrılar vajinal doğuma göre daha uzun sürecektir. Doğum esnasında kanama ve enfeksiyon riski vajinal doğumda daha azdır. Yara yeri iyileşmesi ve ağrı açısından da vajinal doğum daha avantajlıdır. Vajinal doku çok çabuk iyileşmesine karşın sezaryen yara yeri iyileşmesi uzun sürebilir.
Sezaryen doğumda mesane ve bağırsak gibi organların yaralanma riski daha yüksektir. Geçirilmiş sezaryen artış durumunda da yapışıklıkların artması sebebi ile hayati sonuçlar doğabilmektedir” diye konuştu.
Normal doğum bebeğin bağışıklığına faydalı
Vajinal doğum sonra bebek ve annenin temasının sağlandığını, emzirmenin başlayabileceğini ve bunun hem anne hem de bebek üzerinde faydalı etkileri olduğunu ifade eden Özgen, bu sürecin bebek bağışıklık sistemine ve annedeki hormon düzeninin normale dönmesine katkısı olduğunu belirtti. Özgen, “Vajinal kanaldan geçen bebeklerde solunum sorunları görülme oranı, sezaryenle doğan bebeklere göre daha az izlenmiştir. Vajinal doğumda bebeğin doğum kanalından geçmesinin bebeklerin bağışıklık sistemine olumlu katkısı olduğu gösterilmiştir. Özellikle ilk gebeliklerde doğum süreleri uzayabilir ancak bunun doğal bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Özellikle iri bebek doğumlarından sonra doğum bölgesindeki kaslarda zayıflama gelişebilir ve doğumdan hemen sonra dikiş atılması gerekebilir. Yine iri bebekler doğum esnasında kafa veya kollarından yaralanabilir” dedi.
Anne adaylarının süreç hakkında bilgilendirilmesi lazım
Doğum yönteminin belirlenmesinde hekim ve anne adayının iş birliği yapmasının önemine dikkat çeken Özgen, “Anne adaylarının normal doğum ve sezaryen hakkında bilgilendirilmesi, artı ve eksilerinin konuşulması oldukça önemlidir. Ancak bunun yanında her hasta için ayrı bir değerlendirme yapılmalıdır. Tıbbı gereklilik nedeniyle sezaryen yapılması gereken durumlar dışında sezaryenin tercih edilmesi avantajdan ziyade olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir. Sezaryen doğum bazı durumlarda hayat kurtarıcı olmasına rağmen karın ve rahmin kesilerek bebeğin çıkarıldığı büyük bir operasyondur. Tıpta ‘hastalık yoktur hasta vardır’ denir. Hastalıkların her kişide farklı bir seyir izleme potansiyeline sahip olmaları nedeniyle tedavi yöntemi ve planı da her hastada farklı olabilir. Bu nedenle hekim, anne adayının en doğru kararı vermesi için yardımcı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.