Aşırı kiloların sırrı beyinde bulundu

Obezite, insanların sağlıklarına zarar veren davranışsal bir hastalık olarak görülüyor. Obez Amerikalıların sayısı onlarca yıldır artıyor ve şu anda her 10 kişiden dördü tıbbi olarak çok şişman. İngiltere'de ise bu oran yüzde 30 civarında. Türkiye’de ise rakamlar her geçen gün artıyor; her üç kişiden biri obez.

Doktorlar, obezitenin kısmen çocukluk döneminde beyinde meydana gelen değişikliklerden kaynaklandığını gösteren bir araştırmanın ardından, obezitenin bir ‘beyin gelişim bozukluğu’ olarak sınıflandırılması gerektiğini söylüyor. Bu da obeziteyi; otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve Asperger sendromu ile aynı sınıfa sokacak.

Kavisli çekirdek sorumlu

Baylor College of Medicine in Texas’da fareler üzerinde yapılan yeni çalışma, farklı hücre tiplerinde hangi genlerin kullanılıp kullanılmayacağını belirleyen beyin gelişim sistemi olan epigenetiği inceledi. Teksaslı araştırmacılar, beynin kavisli çekirdek (arcuate nucleus) adı verilen bir bölümünün çok erken çocukluk döneminde çok sayıda epigenetik değişikliğe uğradığını buldu. Araştırmacılar, çocukluk döneminde kavisli çekirdekteki değişikliklerin yanlış gitmesi halinde insanların yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde kilo alabilecekleri anlamına geldiğini belirtti.

Kadınlar erkeklerden daha önce etkileniyor

Araştırmacılar, farelerde ve insanlarda değişikliklerin meydana geldiği beyin bölgelerini karşılaştırdıklarında, kemirgenlerdeki konumun insanlarda obezite ile ilişkili kısımla örtüştüğünü gördü. Araştırmacılar ayrıca bu değişikliklerin dişilerde erkeklerden daha önce meydana geldiğini keşfetti.

‘Nörogelişimsel bir bozukluk olarak değerlendirilmeli’

Science Advance dergisinde yayımlanan çalışmayı kaleme alan Dr. Harry MacKay şunları söyledi: "Dünya çapındaki obezite salgınını engellemeye yönelik halk sağlığı müdahalelerinin, obeziteyi nörogelişimsel bir bozukluk olarak değerlendirerek fayda sağlayacağına inanıyoruz. Epigenetiğin rolü ve obezitenin gelişimi konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Bunun, hastalığın taranması ve tedavisi için yeni yollara kapı açabileceğini umuyoruz.”

‘Pazarlama bilimi’nin büyük sırrını profesör ifşa etti: Yalan söyleyin