Tuz Gölü can çekişiyor: Araştırma komisyonunun raporu hiçe sayıldı
Haber: Ali Isıyel
Tuz Gölü ve çevresi, kanunsuzluklar ve denetimsizlikler nedeniyle tehdit altında. Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında A sınıfı sulak alan statüsünde olan Tuz Gölü, aynı zamanda özel çevre koruma alanı olarak belirtilmiş durumda.
Konya ve yakın çevresinde giderek artan nüfusla birlikte çevre faktörü hiçe sayılarak kurulan sanayi kuruluşlarının atıkları ve hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan direkt akıtılan kanalizasyon suları nedeniyle Tuz Gölü'nde kirlilik düzeyi tehlikeli boyutlara ulaştı.
Tuz Gölü, Türkiye'nin en önemli endemizm merkezi
Konuyu Meclis'e taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Tuz Gölü'nde acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. Tekin, Türkiye'nin en önemli endemizm (Bir bitki, türünün dar bir bölgede sınırlanmış halde bulunması) merkezi olan Tuz Gölü'nün birçok bitki ve kuş türünün genetik rezerv alanı olması nedeniyle bakanlar kurulu kararıyla özel çevre koruma bölgesi olarak ilân edildiğini hatırlatarak, "Tuz gölü can çekişiyor. Tuz ihtiyacının karşılandığı bu göle daha önce akan kanalizasyon suları nedeniyle oluşan sorun bir türlü çözülemiyor. Bu faciaya dur demek ve tuzun kokmasına fırsat vermemek için bakanlığın üzerine düşen görevi bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Tekin şöyle devam etti:
Kanalizasyonunun direkt ve yeraltı sularına karışarak göle akmaması için yeni bir eylem planı yapmak ve kalıcı radikal çözümler üretmemiz gerekiyor. Göl kirlenmesinin bir diğer nedeni olarak da, göl havzasında kullanılan tüm kimyasallarında yeraltı suları ile göle verdiği zarar ortada. Bu durumda acilen çözümlenmelidir. İnsanların doğaya, göllerimize sahip çıkması ve kirletmemesi en büyük görevimiz olmalıdır. Dünyanın ve yaşadığımız çevrenin korunması şart. Bakanlık bu konulara daha hassas ve daha çok katı kurallarla müdahil olmalıdır.
Daha önce araştırma komisyonu kurulmuştu
Tuz Gölü'nde yaşanan kirlenmenin nedenlerinin tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için TBMM'de daha önce bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Konuyla ilgili rapor yayımlayan komisyon, Tuz Gölü ve çevresinde orta ve uzun vadede alınması gereken önlemleri belirtmişti ancak buna karşın giderek artan kirlilik, bu önlemlerin uygulanmadığını ortaya koydu.
Yapılan tespit sonrasında komisyon, kirliliğin bertaraf edilmesi adına gerekli önlemlerin kısa ve uzun vadede kalıcı olacak şekilde alınması gerektiğini ifade etmişti. Atıksu arıtma ve katı atık düzenli depolama tesisleri uygulama projesnin Devlet Planlama Teşkilatının yatırım programına alınması ve uygulamaya sokulması gerektiğini belirten komisyon; endüstriyel ve evsel atık, su arıtma, katı atık vb. faaliyetlerin tek bir yönetim altında gerçekleştirilmesinin uygun olacağını belirterek Tuz Gölü Hizmet Birliğinin kurulmasını ve birliğin Özel Çevre Koruma Kurumu ile koordineli çalışması gerektiğini vurgulamıştı.[1]
Havzada bulunan belediyelerin kısıtlı bütçeleriyle gerekli projeleri karşılayamayacağını belirten komisyon raporunda, Türkiye'nin tuz ihtiyacının yüzde 80'inini karşılayan gölün kurtarılması ulusal bir sorun olarak ele alınmıştı.
2002 yılında hazırlanan raporda şu hususların da göz ardı edilmemesi gerekliliği vurgulandı:
- Kanalizasyon sistemi mevcut olup arıtma tesisi bulunmayan tüm belediye ve beldelerin kanalizasyon sistemlerinin arıtma tesisi ile daha küçük yerleşim yeri olan köylerin ise sızdırmasız foseptiklerle sonlandırılmasıyla havzadaki evsel kirlilik yükünün önüne geçebilir.
- Organize hâlde sanayileşme teşvik edilerek, sanayi gelişimi kontrol edilmeli. Organize sanayi bölgelerinin katı ve sıvı arıtma tesislerini yapmaları ve verimli bir şekilde işletmeleri gerekmektedir.
- Tarım ve Tarım sorunlarını kapsayan bir Eylem Planı Çalışma Programı hazırlanarak yürürlüğe sokulması, ekolojik tarıma geçişin sağlanması ve tarım topraklarının amaç dışı kullanımına son verilmesi gerekmektedir.
- Tarım İl Müdürlükleri yer altı suyunun kirlenebileceği arazilerde kimyasal gübrelerin ve zirai ilaçların kontrollü olarak kullanılması konusunda çiftçilere destek vermelidir.
- Sürdürülebilir kalkınma için sanayileşme, şehirleşme ve tarımsal aktiviteler, kurumlar arası işbirliği sağlanarak bir plan dahilinde yapılmalıdır.
- Kirliliğe yol açan su kullanıcılarının daha iyi denetlenebilmesi için oto-kontrol sistemine yönelik teşvik edici ve eğitim amaçlı çalışmalar yapılmalıdır.
- Çevre ve Orman Bakanlığı-Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından hazırlatılan Tuz Gölü Entegre Çevre Projesi Fizibilite Çalışması ve bu çalışma sonucunda ortaya çıkan araştırma projeleri, atıksu arıtma ve katık atık düzenli depolama tesisleri uygulama projeleri bir an önce hayata geçirilmelidir.
Tekin, kurulan araştırma komisyonunu da hatırlatarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına dört soru yöneltti.
Tekin'in sorduğu sorular şöyle:
1- Meclis Araştırma Komisyonunun kararları hangi gerekçelerle yok sayılmaktadır?
2- Bu konuda yapılması gereken çalışmalar neden ihmal edilmekte ve yerine getirilmemektedir?
3- Meclis Araştırma Komisyonu raporunu uygulamayan yetkililer hakkında herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?
4- Tuz gölünde yaşanan katliama nasıl dur demeyi düşünüyorsunuz?