Polis intiharları artıyor, AKP hasıraltı ediyor: Son bir ayda 12 polis intihar etti

Polis intiharları artıyor, AKP hasıraltı ediyor: Son bir ayda 12 polis intihar etti
Polis intiharları, AKP döneminde katlanarak arttı. 2020 yılının ilk ayında ise hiç olmadığı kadar yükselmiş durumda. Sadece ocak ayında 2'si emekli olmak üzere 12 güvenlik görevlisi intihar etti. AKP ise sorunu hasıraltı etmek istiyor.

Haber: Ali Isıyel

AKP iktidarının üzerini sürekli olarak kapattığı, iktidar medyasının kulağının üzerine yattığı bir konu olmaya devam ediyor polis intiharları. Meclis'te yıllardır verilen soru ve araştırma önergelerine karşılık bir arpa boyu yol alınamayan ve AKP'nin konuşulmasını istemediği polis intiharları, AKP iktidarı döneminde sürekli olarak artmaya devam ediyor. Polis intiharlarının yanısıra, şüpheli ölümler de sıklıkla basına yansıyor ancak bunlar üzerine de konuşulmuyor.

Hazırlanan raporlara göre; intiharların çalışma şartlarının zorluğu ve uzun çalışma saatleri, ekonomik yetersizlikler, ailevi sorunlar, cinnet halleri gibi birçok sebebi de bulunsa da polis memurları uğradıkları mobbing ve baskılardan yılmış durumda. Bunlarla beraber 1,5 yıl önce Yargıtayın hukuksuz biçimde kapattığı Emniyet-Sen'in 1990-2010 yılları arasında yayımladığı istatistikleri incelemek mümkün.

İntiharlar, AKP iktidarı süresince sürekli artış gösterdi

Emniyet-Sen'in verilerine göre; 1990 yılında 5 polis intihar ederken bu rakam 2011 yılında 26'ya kadar yükseliyor. 2011 yılından sonra resmi istatistiklere yine ulaşılamıyor ancak basına yansıyan haberlerden yola çıkılarak 2013-2019 yılları arasında yılda 30 ila 53 polisin intihar ettiğine ulaşmak mümkün. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün hazırladığı rapora göre ise Gezi Direnişinin yaşandığı 2013 yılında polis intiharlarının tarihinin en yüksek seviyesine çıktığı farklı kaynaklara dayandırılan tahminlere göre belirtiliyor.

Yine basına yansıyan haberlerden ve farklı kaynaklardan yola çıkarak, 2019 yılında 46 polisin intihar ettiği ve bu sayının en az üçte biri kadar da intihara teşebbüs eden polis olduğu gözlemlenebiliyor.

Sorunlar hasıraltı edildi

Levent Gök, 4 Aralık 2012 tarihinde TBMM İnsan Hakları Koruma Komisyonuna polis intiharlarının ve intiharlara yol açan sorunların incelenmesi ve çözülmesi talebiyle dilekçe vermiş ancak somut bir sonuç alınamamıştı. Bunun üzerine aynı talebi polis intiharlarının yoğunlaştığı Gezi Direnişi sonrası 5 Kasım 2013'te yineleyen Gök, AKP iktidarının polis intiharlarını kamuoyundan gizleme çalışmalarının engeline takıldı.

2020 yılı ise polis intiharlarında patlama yaşanan bir ocak ayına sahne oldu. Yine resmi istatistiklerin yayımlanmaması nedeniyle yalnızca basına yansıyan ve sosyal medyada yer alan haberlere bakarak ocak ayında 8'i polis memuru, 1'i emniyet müdürü, 1'i bekçi ve 2'si emekli polis olmak üzere güvenlik güçlerinde 12 intihar yaşandığı görüldü. 2012 yılında Levent Gök'ün gündeme getirdiği polis intiharlarıyla ilgili 8 yıl içerisinde tek bir adım atılmamış ve bu sorun katlanarak büyümeye terk edilmiş durumda.

Polis intiharlarının sebepleri

İntiharların niteliklerine bakıldığında ise, intiharların ekseriyetle mesleğinin ilk yıllarında olan polis memurlarının intihar ettiğinin görülmesi ağır çalışma koşullarının yarattığı stres ve baskıdan dolayı gerçekleştiği sanısını kuvvetlendiriyor. Bunların yanında göz ardı edilemeyecek başka sebepler de var. Örnekse maddi şartların yetersizliği, ailevi sorunlar, yetersiz beslenme, uzun çalışma saatleri dolayısıyla ortaya çıkan uykusuzluk gibi diğer sorunlar da polis intiharlarının sebepleri arasında yer alıyor.

Levent Gök, 2012 yılında verdiği dilekçede; Tunceli'nin Hozat ilçesinde yaşanan fişleme skandalının ardından istifa etmek isteyen ancak istifası kabul edilmeyen Hozat Emniyet Amiri Çağlar Şan'ın intiharını örnek göstererek, "Polisin de toplumun da ruh sağlığının birbirini tetikleyerek bozulması, şiddet sarmalının sıradanlaşması ülkeyi çok tehlikeli bir geleceğe sürüklemektedir" ifadelerini kullanmıştı. Bu dilekçe üzerine kurulması talep edilen alt komisyondan somut hiçbir sonuç elde edilemediği gibi AKP iktidarı durumu hasıraltı etmişti.

Gezi Direnişinin ardından 2013 yılında verdiği dilekçede bu taleplerini yineleyen Gök, "Bir gösteriyi dağıtma talimatı alan polis; arkadaşıyla, komşusuyla, belki akrabasıyla yüz yüze geliyor, içinden gelmese bile onlara karşı zora başvurmak zorunda kalıyor. Bu bunalım, göstericilere de gösterilerilere katılmamış vatandaşlara da doğrudan ya da dolaylı sosyal ve psikolojik şiddet olarak yansımaktadır" ifadelerini kullanmıştı. Ancak bu dilekçe sonrasında da sorun hasıraltı edilmiş ve çığ gibi büyüyen bu sorun kaderine terk edilmişti.

15 Temmuz sonrası intiharlar

Bütün bunların ardından yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve ardından gelen AKP iktidarının polisiye önlemleri, KHK'lerle ihraç edilen polis memurlarıyla birlikte hem bu polislerin açlığa terk edilmesi hem de bu polislerin yokluğundan oluşan iş yükünün görevde olan polislere yüklenmesi göz önünde bulundurulunca, işinden ihraç edilme korkusu ile birlikte polis intiharlarında ciddi bir artış yaşandı. Konuştuğumuz bir polis memuru da endişelerimizi doğrular nitelikte açıklamalarda bulundu.

"Polisin en büyük sorunu özlük haklarının olmaması"

halktv.com.tr'ye konuşan polis memuru, "Polisin en büyük sorunu özlük haklarının olmaması, 3600 ek gösterge beklentisi. İcra edilen görevin zorluğunun yanısıra ek görevlerin verdiği yük de fazla. Miting, eylem, basın açıklaması, maç vs. derken rutin görevleri de binince dinlenme ve aileye zaman ayırma işi pek mümkün olmuyor. Polis, aylık 240 saat çalışıyor ve ek görevler de üstüne binince vücut ile zihin çok zorlanıyor. Herkesin gözü maaşımızda ama çalışma saatları de göz önüne alınırsa Avrupa'daki meslektaşlarımızın çok gerisindeyiz" ifadelerini kullandı.

Mobbing konusuna da değinen polis memuru "Bunlar dışında da mobbing de var malûm. Mobbing derken, her iş ortamında olan ast-üst ilişkisi aslında. Ekonomik koşullardan intihar eden de illa ki vardır ancak asıl sorun o değil bence. Son yıllarda intihar oranları arttı. Mesleğe alınırken psikolojik şartları çok iyi değerlendirmek lazım. Polisin çelik gibi iradesi olmalı. En ufak zorlukta intihara yeltenmek sağlıklı bir insan davranışı değil zaten." diye konuştu.

Polis memuru son olarak bir de çağrıda bulundu. Türk polisinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin malı olduğunu ifade eden memur, "Vatandaş polislerin bu toplumun bireyi olduğunu unutmasın. Siyasi tercihlerinden ötürü polisleri bir kalıba sokmaya çalışmasın" diyerek polislerin yaşadığı zorlukların anlaşılması gerektiğine vurgu yaptı.