Pazarkule'de can pazarı: Yunan askeri ateş ediyor, Türk polisi seyrediyor

Haber: Ali Isıyel

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu'nun alt kanadı olan Göç ve Uyum Komisyonu, Yunanistan sınırında incelemelerde bulundu. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, halktv.com.tr'ye yaşanan trajediyi anlattı.

Komisyon 8 milletvekili ve bürokratlarla bölgeye giderek, yaşananlarla ilgili incelemelerde bulundu. Önce İpsala Sınır Kapısı ve Doyran Köyü'ne giden komisyon, burada yığılmaların olmadığını ve büyük sorunlar yaşamadığını tespit etti. Konuyla ilgili konuşan Gergerlioğlu, "Bu iki bölgede sıkıntı yok. Demek ki önlem alındığında yığılma olmuyor" diyerek asıl sıkıntının Pazarkule'de olduğuna dikkat çekti.

Yaralılar karga tulumba taşınıyor

Pazarkule'de göçmenlerin açlıkla, soğukla, zorlu koşullarla ve Yunan askerinin saldırılarıyla yaşamak zorunda kaldıklarını belirten Gergerlioğlu, "Tam bir can pazarının içine düştük. Gaz bombaları, gaz fişekler, gerçek silahlar... Bu bölgeye gazeteciler sokulmuyor, biz girdiğimizde büyük bir sıkıntının içine düştük. Vurulan insanlar vardı. Karnından, ayağından, göğsünden vurulmuşlardı. Yaralılar karga tulumba bir şekilde taşınıyordu." ifadelerini kullandı.

Yunan askerlerinin gerçek silahlar kullandığını belirten Gergerlioğlu, "Manzara şuydu; Türk polisi isteyen geçsin, isteyen geri dönsün tavrındaydı. Göçmenler de Yunanistan'a geçmeye çalışıyor ama Yunan askeri engel oluyor. Karşıda yüzlerce polis, asker gerçek silah kullanıyor. Bugünkü yaşanan olayda 1 göçmenin öldüğünü, 5 göçmenin de yaralandığını öğrendik" diyerek durumun vehametini ortaya koydu.

İki taraflı insanlık trajedisi

İki tarafın da insanlık trajedisine katkı sağladığını belirten Gergerlioğlu, "Göçmenler taş atıyor, Yunan polisi ateş ediyor, bizim tarafta da polisler sadece seyretmekle yetiniyor. Tam gözümüzün önünde vurulanlar oldu. Buna rağmen bizim güvenlik güçlerimiz hiçbir önlem almadı. İki taraftan da haşere muamelesi görüyor bu insanlar. Karşı taraf gaz sıkıyor, ateş ediyor, burada da kimse 'Durun, öleceksiniz' demiyor. Perişan durumdalar" diyerek Yunanistan ve Türkiye tarafının karşılıklı olarak yaşanan trajediye destek olduğunu vurguladı.

Sıkıntılı bölgeye gazeteciler sokulmuyor: "Sabahtan beri 3 kişi öldü" iddiası

Gazetecilerin sıkıntılı bölgeye sokulmadığının altını çizen Gergerlioğlu, "Bizim gördüğümüz sıkıntılı alana giremiyorlar. Gazeteciler o görüntüleri görebilse tabii, çok çarpıcı görüntülerdi. Çoğunluk burada Afgan ve Afrikalı göçmenler. Suriyeli çok az var. İstenilen Suriyelilerin gitmesiydi ama böyle olmadı. Burada konuşabildiğimiz göçmenler, sabahtan beri 3 kişinin öldüğünü söylüyor. Kapıya yüklenenler genelde genç göçmenler. Yaşlılar ve çocuklar arkadaki alanda bekleşiyorlar. Yüzlerce insan yemek kuyruğunda ama yemek sıkıntısı da önemli derecede var. Biz orada yeteri kadar kalamadık, mültecilerle temasımızı istemiyorlar. Çünkü ne söyleseler iktidarın aleyhine olacak" sözleriyle sınırda yaşanan insanlık ayıbını anlattı.

İnsan canı üzerinden inatlaşma siyaseti yürütülüyor

Ortada bir inatlaşma olduğunu belirten Gergerlioğlu, insan canı üzerinden yürütülen inatlaşmaya tepki gösterdi. Göçmenlerin Avrupa'ya gitme isteğinin kullanıldığını ve bununla Avrupa'ya şantaj yapıldığını belirten Gergerlioğlu, "Afaki şeyler söyleniyor, insan canı üzerinden bir siyaset yürütülüyor. Süleyman Soylu çıkıp birtakım rakamlar veriyor. Bu çirkin bir durum, yalan var burada, resmi bir yalan var. STK'ler, gazeteciler, buradaki göçmenler... Kimse inanmıyor söylenen rakamlara. Belli bölgelerde yığılma bitmiş, geri dönmüşler. Sadece Pazarkule'de yığılma var. Demek ki önlem alındığında yığılma olmuyor. Resmen Türk topraklarında, karşıdan gelen ateşle vuruluyor insanlar" ifadelerini kullandı.

İlk gün karşıya geçen bir göçmen: Kardeşim vurularak öldürüldü

Gergerlioğlu, ilk gün 500 kişilik bir Suriyeli grubun yaşadığı olayı da ilk kez halktv.com.tr'ye anlattı. Gergerlioğlu, "İlk gün göçmenlere 'Gidin, karşıya geçin' denilince 500 kişilik bir grup koşturmuş. Botlara binerek nehrin karşısına geçmişler. Sabaha kadar burada beklemişler. Olayı anlatan göçmen, Yunan polisinin gelerek kendilerine ateş açtığını söyledi. Açılan ateşte kardeşi vurularak yaşamını yitirmiş. Bunun üzerine de bu 500 kişilik grup geri dönmüş. Soylu'nun açıklamaları bu yüzden afaki çünkü karşı geçen herkes Yunan güvenlik güçleri tarafından geri gönderiliyor" diyerek Yunan polisinin göçmenleri nasıl öldürdüğünü ve Türkiye'nin de buna resmi yalanlarla üstelik seyirci kalarak destek olduğunu ifade etti.