İstanbul'da ikinci Kaftancıoğlu dönemi: Kongrede neler yaşandı?

İstanbul'da ikinci Kaftancıoğlu dönemi: Kongrede neler yaşandı?
Canan Kaftancıoğlu dün Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve tek aday olarak çıktığı, CHP İstanbul 37'nci Olağan İl Kongresi'nde ikinci kez CHP İstanbul İl Başkanı seçildi. Peki sloganı 'Tek Yön İktidar' olan kongrede neler yaşandı?

Haber: İrem Yıldırım - Ali Isıyel

Cumhuriyet Halk Partisi 37’nci Olağan İstanbul İl Kongresi, dün Haliç Kongre Merkezi’nin otoparkına kurulan dev çadırda düzenlendi. Kongrenin sloganı “İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar” idi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun katılımı ile kongre başladı.

Açılış konuşması yapan Kaftancıoğlu divan kurulunun ve divan kurulu başkanının seçilmesi için çağrıda bulunduktan sonra, eski Genel Başkan Altan Öymen’i divan başkanı olarak çağırdı. Kılıçdaroğlu’nun ve Öymen’in çağrısı ile önce oylama yapılması gerektiğini dile getiren Kaftancıoğlu, oylama yapıldıktan sonra kürsüyü Altan Öymen’e bıraktı. Öymen konuşmasında, demokrasiyi kurmanın ilk adımını İBB seçiminin kazanılması olarak ele aldı ve “Demokrasi yürüyüşünün başlangıcıdır” dedi.

5 temel sorun, 4 ayaklı strateji

Öymen’in konuşmasından sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, demokrasinin ciddi yaralar aldığını ve buna karşılık yeni bir siyaset anlayışı getirdiklerini söyleyerek konuşmasına başladı. Konuşmasına başladığı sırada sözleri, “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganı ile kesildi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ana gündemi, Türkiye’nin 5 temel sorunu ve bunlara çözüm olarak sunulan ‘4 ayaklı strateji’ başlığından oluştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının temelinde ise “Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız” sözleri vardı.

Türkiye’nin 5 temel sorunu:

1. Demokrasi: Yaşadığımız en temel sorun demokrasidir.
2. Eğitim: Bir kuşağı yok ettiğimizin, her bakana göre eğitim sisteminin değiştiğinin kaç kişi farkında acaba.
3. Dış politika: Bireysel kin ve öfkeye dönüştü. Barışı değil, savaşı önceleyen bir dış politika var. Bunun sonucunu 82 mişyon birlikte yaşıyoruz, 3 milyon 600 bin Suriyeli’yle birlikte. Şimdi 1 milyon daha geliyor ve bunların arasında silahlı terör örgütü mensupları da olacak.
4. Toplumsal barış: Toplumsal barışı sağlamak zorundayız. Hiç kimse kimliği, inancı, yaşam tarzı sebebiyle ötekileşmemeli ama kimse bunları siyaset konusu da yapmamalı.
5. Ekonomi: Fazla bir şey anlatmak istemiyorum. Daha iki gün önce Hatay’da Valilik binasının önünde kendisini “Çocuklarım aç” diyerek yakan vatandaşı gördük. Çaresizliği kendisini yakarak soruna dikkat çekmek isteyen birine hiç kimse kayıtsız kalamaz. İktidar kanadında ‘ucuz siyaset manevrası’ olarak görenlere üzülüyorum. Nasıl insanlığımızı unuttuk?

4 ayaklı strateji:

1. Demokrasi: Demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Eskiye değil; 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin, 20 Temmuz sivil darbesinin olduğu hukuka değil.
2. Üreten Türkiye: Üretimi her alanda yapmak zorundayız. Bu iradeyi inşallah beraber inşa edeceğiz.
3. Güçlü bir sosyal devlet: Kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir devlet yaratacağız. Karnı aç olanların, işsiz olanların olduğu toplumda huzur olmaz. Burada öz eleştiri yapmak da gerekirse, biz aile sigortasını yeterince anlatamadık.
4. Sürdürülebilirlik: Bütün bu çabalar sürdürülebilir kılınmazsa bir süre sonra devletin içten içe çürüdüğünü görürsünüz. Bunun yolu liyakatli bir sistemi devlette egemen kılmaktır.

Kılıçdaroğlu konuşmasını “Millet İttifakı, demokrasi ittifakıdır” ve “Hedef, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak” vurgusuyla sona erdirdi.

"Söz veriyorum en çok ben koşacağım"

Kılıçdaroğlu ile Kudüs Mitingi’ne katılacak olan İmamoğlu, kongreden ayrılacağı için konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktı. İmamoğlu seçim sürecini ele alarak bu dönemden kendi adına çıkardığı dersler olduğunu belirterek, “Milleti anlamadan milletin derdine çözüm bulmak mümkün değildir” dedi.

İmamoğlu’nun konuşmasının en önemli noktalarından biri ise iktidara yönelik sarf ettiği sözlerdi. İmamoğlu, “Herkesi saygın kabul etmeyen yöneticilerin devri bitmiştir, Türkiye değişiyor. Bu ülkeyi bir süredir yönetenlerin kibre büründüğünü, her şeye karar vermeye çalıştığını hep birlikte görüyoruz. Mızrak çuvala sığmıyor artık. Çok büyük bir fark yaratacağız, gönüllere gireceğiz. Bizim için siyaset rakip partilere karşı yapılan bir şey değildir.” dedi.

Bir diğer dikkat çeken nokta ise salondaki durgunluğu dağıtmak adına İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerinin yenileneceğinin ilan edildiği gece yaptığı konuşmaya yönelik hatırlatmada bulunmasıydı. İmamoğlu, “Başlarken yolumuzun uzun olduğunu söylemiştik. Haydi ayağa kalkın. Gençliğimiz var, hâlâ genciz. Asla vazgeçmeyeceğiz. İstanbul’daki değişimi Türkiye’ye taşımak istiyorsak inanmalıyız.” dedi.

İmamoğlu, bu süreçte herkesten çok koşacağını belirterek “İyi biliyorum ki çok değerli bir İstanbul koşusu yapacağız. Size söz veriyorum, en çok ben koşacağım” dedi.

Tek aday, blok liste

Dr. Canan Kaftancıoğlu 39 ilçe başkanının imzasıyla tek başkan adayı gösterildi. CHP İl Kongresi’ndeki en çarpıcı nokta ise çarşaf liste yerine blok liste yapılması oldu. Blok liste, ‘uzlaşma listesi’ olarak ele alındı. Listede Kaftancıoğlu’nun karşısına aday olarak çıkacağı konuşulan Cemal Canpolat ve ilçe yönetimlerinin il yönetimlerine önerisiyle bulunan isimler vardı. Listenin genel merkez, Canpolat’ın ekibi ve Kaftancıoğlu’nun ekibiyle ortak oluşturulduğu söylenenler arasındaydı.

Çarşaf liste-blok liste tartışması

Kongreye damgasını vuran olay blok liste ve çarşaf liste tartışması oldu. Blok listeye karşı çıkan CHP'liler adına söz alan Kurultay Üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman, blok listenin tek bir oyla dahi önde gelmesi durumunda öteki listeyi tamamıyla silmesinin 'temsil adaletsizliğine' yol açacağını savundu. Bu durumun parti içinde 'küskünler' yaratacağına vurgu yapan Yarman, "Kongremizde tek bir aday, ki adaylığı için kendisine destek imzası verdim, giderek 'tek bir anahtar liste' çıkması, sonucu maalesef değiştirmez" ifadelerini kullandı.

Yarman'dan sonra kürsüye blok liste aleyhinde konuşmak üzere gelen CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker ise toplumdaki hâlihazırda varolan kutuplaşmaya dikkat çekerek "Gerçek kutuplaşma mahallelerde oluyor" ifadelerini kullandı. Çarşaf listenin demokrasiye daha uygun olduğunu savunan Şeker, "CHP İzmir'de çarşaf listeyi başardı, İstanbul'da da başarabilir" diyerek sözlerini noktaladı.

Öte yandan CHP, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na yönelik iktidar kanadından gelen saldırılardan dolayı blok listeden yana tercihini kullandı. Bunlarla beraber sözkonusu blok listenin Canan Kaftancıoğlu, Cemal Canpolat, CHP Genel Merkezi ve az da olsa İmamoğlu'nun etkisiyle hazırlandığı ve bu yönüyle çarşaf listeye benzer bir nitelik taşıdığı da tartışmada blok listeyi savunanların argümanları arasındaydı.

"Çok adaylı bir kongreyi arzu ederdim"

Kaftancıoğlu, bu tartışmaların ardından söz alarak bir konuşma daha gerçekleştirdi. Üye yapısının gözden geçirileceğini söyleyen Kaftancıoğlu, "Partimizde çalışanla çalışmayanı ayırt edecek bir sistem kuracağız. Bütün işler akılla, bilimle ve ortaklaşmayla yapılacak ve her görevin bir performans ölçüsü olacak" dedi.

Tek aday tartışmalarına da değinen Kaftancıoğlu, çok adaylı bir kongreyi arzu ettiğini ifade etti. Kaftancıoğlu, "Tek adaylı yarışlar oldu, çok adaylı yarışlar oldu. Ama herkes parti içi bayrak yarışı olduğu bilinciyle kongrelerini tamamladılar. Keşke adaylarla yarışabiliyor olsaydık. Çok adaylı bir kongreyi kendi adıma arzu ederdim" diyerek olması gerekenin çok adaylı kongreler olduğuna vurgu yaptı.

677 delegenin 571’i oy kullandı. 510 oy geçerli sayılırken 61 oy geçersiz sayıldı. Tek aday Kaftancıoğlu 444 oy alarak yeniden CHP İstanbul İl Başkanı seçildi.