CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Özgür Özel, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik'in açıklamalarına cevap veren Özel, "Bu nasıl bir virüstür ki Ahlat'ta, Malazgirt'te, Ayasofya'da bulaşmayan virüs Anıtkabir'de, 30 Ağustos'ta bulaşıyor. Samsun'da 30 Ağustos kutlamalarını yasakladınız, Giresun'da miting yaptınız. Ömer Çelik,'Giresun'da felaketi yaşayan yurttaşlarımız zaten cumhurbaşkanımızın gelmesini istiyordu. Geldiğinde de bu buluşmayı engellemek mümkün olamadı.' Sanırsınız ki cumhurbaşkanı selden sonra normal bir ziyarete gitmiş, vatandaşta onu bulduğu yerde toplanmış. Gerçek Ömer Çelik'in anlattığı gibi değil. Cumhurbaşkanlığı otobüsü bir gün önceden oraya gitmiş, miting meydanında ışığı da hesap edecek şekilde hazırlıklar yapılmış. İki saat önce bariyerleri de koymuşlar. Bu, burada miting olacak demek. 'Kendiliğinden oluşan fiili bir durumdur.'diyor. Bu hazırlıkları yapınca nasıl fiili bir durum oluyor? Miting yaptıysan, yaptın. Giresun'daki vakalar patlayınca da alırsın sorumluluğu. Ama sorumluluğu da almak istemiyorlar. O insanlardan da mı utanmıyorsunuz? 'Onlar bizim partililer' diye düşünüyorlar. 

30 Ağustos'u bal gibi yasakladılar. Malazgirt için Erdoğan, Bahçeli Ahlat'ta ama 30 Ağustos için koskoca anamuhalefet partisinden Anıtkabir'e iki temsilci davet ediliyor. Malazgirt'e verdikleri önemi, 30 Ağustos'a vermiyorlar. Ömer Çelik diyor ki, 'Gördüğün gibi, duyduğun gibi değil. İki kutlama birbirinin alternatifi değil.' Bizce de değil. Alpaslan, 'Anadolu'ya biz geldik.' dedi. Atatürk de, 'Biz Anadolu'dan gitmiyoruz.' dedi. Akıllarınca toplum mühendisliği yapacaklar. 1920 ile 2002'nin 3 Kasım'ı arasındaki tarihi silecekler. Arada Atatürk yok, ismet Paşa yok, Sevr'i yırtıp atanlar yok. Emperyalizme karşı örnek bir mücadele verenler, yüzyıllarca geri kalınan çağdaşlaşmayı yakalayanlar yok. Johnson mektubuna direnen İnönü yok, Trump'ın mektubunu yalayıp yutanlar var. Vatandaş bunlara tepki gösterince Ömer Çelik anlatıyor. Anlatmalı kahvede anlatacaksın, anadoluda öyle derler." ifadelerinde bulundu.

Kılıçdaroğlu'ndan test istenmesi

Dün gerçekleştirdiği basın toplantısında adli yıl açılış töreni davetinde CHP Genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan test istenmesini 'hadsizlik' olarak niteleyen Özel, eleştirilerine devam etti. Özel,"
Kuvvetler ayrılığı olmalı. Bu evrensel bir zorunluluk. Cumhurbaşkanı partili olmasa bile adli yıl açılışı tarafsız bir mekanda olurdu. Hem yargıyı hem yasamayı aynı yerde toplamaya itirazımız. Zaten nerede yaparsanız, yapın bu durumda katılmazdık. Üstüne bir de hadsizlik yaptınız. O hadsizliğe az bile cevap verdik. Türkiye'de maden işçileri omuz omuza, nefes nefese çalışıyorlar; test yaptıramıyorlar. Organize sanayilerde işçiler burun buruna çalışıyorlar, test yaptıramıyorlar. Ama milletvekillerine, zenginlere sınırsız test yapılıyor. Diyorlar ki, 'Kapalı bir toplantıya gelenlerden test istenmesi normaldir.' Sizin canınız can da cumhurbaşkanının katılmadığı toplantılara katılanların ki değil mi?" diye konuştu.

"Fahrettin Koca, Bilim Kurulunun kararlarını uygulamalıdır"

Artan koronavirüs vakalarına da değinen Özel şunları söyledi:

"Fahrettin Koca, Bilim Kurulunun kararlarını uygulamalıdır. Bilim Kurulu zatürre ve grip aşısını kimlerin olması gerektiğini de açıklık getirmelidir. Bilim Kurulu bu aşıların kime yapılacağını belirlemeli ve stoklar kontrol edilmelidir. Ölümlerin normalleşmesi, bir ülkede yaşayanların başına gelebilecek en kötü şeydir. Kadın ölümleri, işçi ölümleri normalleşti. Koronavirüs ölümleri de normalleşti. İki günde bir Gar Katliamı, her hafta Soma Katliamı yaşıyoruz farkında mısınız? Bunlar iş bilmezliğin zayiatı."

Amerika'nın Güney Kıbrıs'a silah ambargosunu kaldırması

Amerika'nın 1987 yılında Güney Kıbrıs'a koyduğu silah ambargosunu kaldırmasını da değerlendiren Özel,"Amerika 1987 yılında Güney Kıbrıs'a koyduğu silah ambargosunu kaldırdı. Şu anda kuramadıkları S400'ler sandıkta dura dursun. Amerika Türkiye'yi F35'leri almaktan alıkoyan, patriot füzeleri verilmesini engelleyen, Güney Kıbrıs'a silah ambargosunu kaldıran yasa Türkiye için büyük bir tehdit oluşturuyor, dedik. Geldiğimiz nokta budur. Trump'la aramızda su sızmıyor. Mektubu yazınca da susuyoruz. Trump, YPG'ye devlet gibi muamele ediyor, Suriye petrollerini veriyor. Ama dış politikada destan yazıyoruz. Amerika'nın aldığı karar 1 Eylül Barış Günü'nde Kıbrıs'ta barışı tehdit ediyor, tehlikeli görüyoruz.  ABD ile ilişkilerimizin karşılıklı sağduyu ve kurumsallıktan kişiler arasına indirgenmesinin faturasıdır." dedi

"Avukatların vicdanında karşılık bulamadı"

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları meslekten men edecek düzenleme talebine de değinen Özel,"Dün adli yıl açılışında AKP Genel Başkanı Erdoğan, avukatları hedef alan, meslekten men kanunu çıkaralım diyen bir açıklama yaptı. Anlaşılıyor ki vatandaşlar bu meclisten çok şey beklerken, baroları bölme kanununu çıkarmışlardı. Bu kanun avukatların vicdanında karşılık bulamadı. Öyleki Ankara'da bile gereken imzanın çok uzağındalar.Bu yüzden ikinci baroyu kurması beklenen şahsı Devlet Bahçeli'den emir ve talimat almaya yolladılar. AKP Genelsekreteri Fatih Şahin, hazırlığı yapılan yeni baroya başvuruda bulunduğunu söyleyerek, barolara siyasetin izdüşümünün düşeceği iddiamızı kanıtlamış oldu." diye konuştu. 

Abdullah Gül açıklaması

Özel Abdullah Gl ile ilgili sorulan soruya ise şu sözlerle yanıt verdi: "Yorumcular sürekli bu soruyu tekrarlıyorlar. Abdullah Gül, CHP’nin adayı değildir. Abdullah Gül’ün CHP’nin adayı olması mümkün değildir. CHP’nin adayı, CHP’nin Meclis Grubu tarafından aday gösterilecektir. Elbette partimizin yetkili organlarında tartışıldıktan sonra adaylaşacaktır. Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki; CHP’nin cumhurbaşkanı adayı CHP’lileri rahatsız edecek ve adaylığından memnuniyetsizlik duyacağı hiç kimse olmayacak. Bugün tekrar ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Abdullah Gül’ün CHP’nin adayı olması gibi bir konu gündemimizde yoktur, ihtimal dahilinde değildir. Bu haberleri kesin dille yalanlıyoruz."