YSK'nın demokrasi sorumluluğu

Siyasi gündem, YSK’nın İstanbul seçimleriyle ilgili vereceği karara kilitlendi. Merak edilen, YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal edip etmeyeceği konusu.

AK Parti, İstanbul seçimlerinin sonuçlarını değiştirmek için her yolu deniyor. Bu yolları denerken usul hukukuna aykırı davranıyor ve gibi iktidar olmanın avantajını da kullanıyor.

YSK’nın vereceği karar, sadece bir il veya ilçede yapılan seçimle değil doğrudan doğruya demokrasiyle ilgili olacak.

DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİNİN GEREĞİ

YSK, itirazlardan sonra yapılan yeniden sayımların ortaya çıkardığı sonucu kabul ederse, Kurul’un kararları kesin olduğu için seçim yargı yönetimi ve denetimi altında tamamlanmış olacaktır. Seçimin sonucunu etkileme niteliği itibariyle yasalara uygun olarak elde edilmiş delillere dayanarak iptal kararı verirse yine sorun yoktur. Buna karşılık sonradan devlet gücüyle, yasalara uygun olmayan, gerçekten ve inandırıcılıktan uzak belgelerle iptal kararı verirse, hukuku çiğnemiş, demokrasiye darbe vurmuş olur.

Bir rejime niteliğini veren en önemli etken hukuktur. Hukuk, demokratik rejimin düzenleyicisidir. Bir rejimin demokrasi olabilmesi için hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olması, devletin hukuk kurallarına bağlı olması gerekir. Ancak, güçler ayrılığına dayanan, hukuk kurallarına ve sınırlamalarına bağlı bir devlet  demokratik olabilir.

Bu nitelikler gereği demokratik ülkelerde seçimler tarafsız ve bağımsız olan yargının yönetim ve denetimi altında yapılır. YSK bunun için vardır.

Bu nedenle demokrasinin korunması için YSK’nın bütün kararlarının hukuka uygun olması gerekir. Hiçbir şekilde siyasi düşünce, kaygı veya baskılarla karar vermemelidir. Böyle yaparsa görev ve sorumluluğunu yerine getirmemiş olur.

POLİSE TALİMATI KİM VERDİ?

Seçim sürecinin başlangıcından sonuna kadar işlemlerin hukuka uygun olmasından YSK sorumludur. Bu konudaki kuşku ve iddiaları YSK’nın açıklığa kavuşturması ve kamuoyunu da bilgilendirmesi gerekir. Kuşkulu işlemlerden biri seçim bittikten sonra AK Parti’nin iptal istemiyle YSK’ya başvurduğu Büyükçekmece’de polisin ev ev gezerek adresler ve seçmen listeleriyle ilgili sorgulama yapmasıdır. Seçim süreci boyunca, seçimle ilgili kolluk gücü kullanma yetkisi YSK’nındır.

Bu nedenle polisin, kesinleşmiş seçmen listelerinin sahte olduğuna ilişkin delil oluşturmaya yönelik bu sorgulama yapması için kim emir vermiştir? YSK’nın böyle bir talebi olmuş mudur, olmamış mıdır? Olmamışsa YSK bu sorgulamanın durdurulması ve soruşturulmasını talep etmiş midir? 

Polisin; kişileri durdurma, kimlik sorma yetkisini nasıl kullanacağı Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanunu’nda bellidir. Adres araştırması ve tespiti ise kolluk gücü olarak tebligatla ilgilidir. Polisin konutlarda veya işyerlerinde arama yetkisi ise ancak yargıç kararıyla mümkündür. Mülki idare amirinin yazılı emriyle bu faaliyeti yapması mümkündür ancak bu yazılı emrin en kısa sürede yargıcın onayına sunulması gerekir. 

Bu nedenlerle, YSK’nın açıklığa kavuşturması gereken kuşkulardan biri, polisin Büyükçekmece’de hangi amaçla ve hangi makamın kararıyla sorgulama yaptığıdır. YSK bu konuyu açıklığa kavuşturmalı ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.

BÜYÜKÇEKMECE KARARININ ERTELENMESİ

YSK’nın açıklığa kavuşturması gereken bir konu da AK Parti’nin Büyükçekmece seçimleriyle ilgili başvurusunu karara bağlamayı neden ertelediği ve olağanüstü itiraz yolunun açık olup olmadığı konusudur.

Bu konuyu açıklığa kavuşturması şunun için önemlidir:

AK Parti’nin Büyükçekmece seçimleriyle ilgili başvurusunun karara bağlanması ertelendi. Ertelemenin gerekçesi olarak Maltepe’de sandıkların yeniden sayılması işleminin bitmemesi gösterildi. Bu gerekçe doğru mudur? Doğruysa Büyükçekmece seçimlerinin Maltepe seçimleriyle ilgisi nedir?

Kararın ertelenmesinde gerekçe olarak gösterilen bir diğer husus ise AK Parti’nin İstanbul seçiminin iptali için olağanüstü itiraz yolunu kullanacağı iddiasıdır. Bu iddia doğru ise YSK, AK Parti’nin muhtemel başvurusunu beklemek gibi siyasi bir karar vermiş olmaz mı? Ayrıca, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un 130. maddesi uyarınca olağanüstü itiraz yolunun,  tutanakların düzenlendiği 1 Nisan tarihinden itibaren 7 gün içinde kullanılması gerektiğine göre, 8 Nisan tarihinden sonra bu başvurunun kabulü nasıl mümkün olacaktır? Yoksa, AK Parti’nin Büyükçekmece seçimiyle ilgili başvurusu yedekte kalsın diye mi karara bağlanmayıp ertelenmiştir? YSK’nın 2014’de verdiği kesinleşmiş seçmen listeleri üzerinden yapılacak itirazlarla mazbatanın iptali veya seçimin yenilenmesi mümkün değildir, kararı geçerli değil midir?

YSK kuşkuları dağıtmalıdır. 

Aksi halde vereceği bir iptal kararı gölgeli, tartışmalı ve demokrasiyi hırpalayan siyasi bir karar olarak değerlendirilecektir.

YSK, demokrasi sorumluluğunu unutmadan karar vermelidir.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi