İsmail Saymaz
Yenidoğan’daki ‘üçkağıt’ 2022’de fark edildi
Telefonda “Mehtap, çocuğu öldür” diyen hemşire Hasan Basri Gök’e aylarca dokunulmadı.
Operasyon aksamasın diye beklendi.
Hadi, bu neyse.
Müdürlüğünü yaptığı TRG Hospitalist Hastanesi’nin yenidoğan ünitesini Fırat Sarı liderliğindeki çeteye teslim eden Murat Mantuş, sessizce gözaltına alınıp bırakıldı. Acaba Bahçeli’nin eski koruması olduğu için mi bu özen gösterildi?
Mantuş’u da anlarım, fakat…
SGK’dan para koparmak için, sahibi olduğu Avcılar Hastanesi’nin kapısını Sarı’ya açan eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ifadesi alınmadı. Binlerce sağlık kuruluşunu emanet ettiğimiz Müezzinoğlu, kendi hastanesinden bihabermiş, öyle söylüyor!
Yenidoğan Savcısı Yavuz Engin’in soruşturmadan el çektirildiğini ileri sürmek “Mehtap, çocuğu öldür” demekten, müdürü ya da sahibi olduğu hastanenin anahtarını çeteye vermekten daha ağır bir suç olsa gerek ki, iddiayı dile getiren avukat İrem Çiçek ile Halk TV ve Gazete Pencere’nin yazı işleri müdürleri Dinçer Gökçe ve Nilay Can gözaltına alındı. İddiaya göre, Adalet Bakanlığı’nın talimatı üzerine gece evlerinden alınan Gökçe ve Can, bir gece Emniyet’te tutularak, serbest bırakıldı.
Savcının el çektirildiği doğru değilse, resmi bir açıklama yapar ve iddiayı yalanlarsınız, olur biter.
Ev basıp gazeteci gözaltına almak nereden çıktı?
Neyin gözdağı bu?
Bebeklerini kaybeden ailelerin yüreğine su mu serpilmiş oldu?
Yoksa gazeteciler dosyadan ellerini çeksin mi isteniyor?
Eğer öyleyse, bilinsin ki, asla vazgeçmeyeceğiz.
CİMER’den en az yedi ay önce
Bana ulaşan, adını gizli tuttuğum bir tanık, yenidoğan skandalının Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) 23 Mart 2023’te gönderilen ihbardan en az yedi ay önce İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı denetim ekibi tarafından fark edildiğini ileri sürüyor.
İlk önce Sağlık Müdürlüğü’nün teşkilat yapısını anlatayım.
İl Müdürünün altında Sağlık Hizmetleri Başkanı…
Başkana bağlı Özel Hastaneler Birimi var.
Denetimden sorumlu başkan yardımcılığı ikiye ayrılıyor: denetim ve değerlendirme.
Ruhsatları ve şikayetleri inceleyen denetim birimi 2022 yılında hastaneleri gezerken, tanığa göre “Yenidoğan ve yetişkin yoğun bakımlarında üçkağıt döndüğünü” fark ediyor.
Tanık anlatıyor:
“Diyelim, siz yoğun bakımda yatıyorsunuz. Dosyanıza ateşiniz, aldığınız ilaç işlenir. Ama bakıyorsunuz, sayfalar boş. ‘Unuttuk’ diyorlar. Sonraki denetimde yine aynı. Başka hastanelere gidiyorsunuz, bu hata standart. Defter dolmuyor.”
İlk toplantı 8 Ekim 2022’de
Üç yenidoğan doktoru heyete dahil ediliyor.
İlk toplantı 8 Ekim 2022’de yapılıyor.
Başkanlığa İl Sağlık Müdürlüğü’nde denetimden sorumlu Dr. Malik Türkay Esin getiriliyor.
İlk rapor 24 Ekim 2022’de yazıyor.
Tanığa göre sonuçlar şöyle:
“Bebeklere ilaç vermeniz için kan tablosunu görmelisiniz. Hani kayıt? Unutulmuş. Kan gazı… 10 bebek var, kan tahlili aynı. Dedik ki, ‘Masraf olmasın diye bir tane yapmış, fotokopilerini diğerlerine koymuşsunuz.’ Yardımcı hemşirelik diye bir makam yoktur. O şudur: Dört yıl okumuş temizlik personeli. Bunlar hastaya el süremez, tıbbi alet temizliğinden sorumludur. Giriyorsunuz yoğun bakıma, iki hemşire yardımcısı, bir hemşire var. Gerisi nerede? ‘Hocam az önce tuvalete gitti!’ Yoğun bakım üç seviyedir. En ağırı üçüncüsü. Bir bebeğimizin dosyasında diyor ki, ‘Ağzında hortum takılı, ağır.’ Diyorsun ki ‘Durumu iyi.’ ‘Hocam, az önce iyileşti.’ Hepsi mi az önce iyileşti? SGK, üçüncü seviyeye en çok parayı verdiği için bütün bebekler üçüncü seviye. Hastanenin 10 yatağı var, üç bebeği tıkıştırmış, nasılsa parayı alacağım diye.”
Yalnızca biri kapatıldı
En az 10 hastane için rapor tutuldu.
Raporlar değerlendirme birimine gönderildi.
Hastaneler kapatılmadı.
Tanık anlatıyor:
“Değerlendirme biriminin hastaneleri kapatması lazımdı. Ama
hiçbir şey olmadı. Son aya ait brüt gelirin binde beşi kadar para cezası veriliyor. Bu da hastaneler için ciddi bir şey değil.” Denetim heyetinin çabaları sonucu yalnızca Zeytinburnu’ndaki Santa Plus Hastanesi kapatılabildi. O da ilk itirazda yeniden açıldı.
Özeller hediyeye boğmuş
Ocak 2023’teki denetimler sırasında, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde Fırat Sarı liderliğindeki çete fark edildi.
Tanık anlatıyor:
“Yenidoğancılar dedi ki, ‘Yeni bir sistem doğdu. Senin yoğun bakımın kaç lira kazanıyor? 10 lira. Sana 50 lira kazandıracağım ama benim koordinasyondan sorumlu hemşirem olacak, sen bir şeye karışmayacaksın. Ay başında gelirin 50 lira olacak. Bunu 2023’ün başında yoğun bakımcılarla sohbette öğrendik.”
CİMER’e 27 Mart 2023’te gönderilen ihbar bir ay kadar sonra İl Sağlık Müdürlüğü’ne ulaştı.
Dönemin İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu liderliğinde dört kişilik çalışma grubu kuruldu. Ancak Sağlık Hizmetleri Başkanlığı’na haber verilmedi.
Çünkü iddiaya göre başkanlıktaki çalışanlara özel hastanelerden pahalı armağanlar gönderiliyordu. Bir çalışanın çocuğunun ödemelerini hastane karşılıyordu.
‘Bir yerde varsa her yerde vardır’
Şu an sadece İstanbul’da 19 özel hastaneyi elinde tutan bir çete çökertildi.
Diğer özel hastanelerde vaziyet ne, henüz bilmiyoruz.
Ankara, İzmir ve Antalya’dakiler biliniyor mu?
Hayır.
Yalnızca yenidoğanlara odaklanıldı.
Oysa aynı şikayetler yetişkin yoğun bakımları için de geçerli.
Bir de ilaç boyutu var.
İlaçlar ya Suriyeli hastalara satılıyor.
Ya da barkodun okunmadığı Suriye sınırına gönderiliyor.
Tanık şöyle diyor:
“Bu bir yerde varsa her yerde vardır.”
O doktor el çektirildi
Bu arada, savcının değilse de, çeteye tanık olan doktorun görevden el çektirildiğini öğrendim.
İddianamede ifadesine yer verilen, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde özel hastanelerin denetiminden sorumlu Dr. Malik Türkay Esin, çetenin varlığını CİMER’den önce öğrendiklerini söylüyor.
İfadesi 22 Mayıs 2023 tarihli.
Meğer 11 gün sonra, 2 Haziran'da el çektirilmiş.
Yanıt bekliyorum.
Dr. Esin’i kimler ve neden o makamda istemedi?
Niğde Çocuk Evi’nde 14 bakıcı kadın eziyetten tutuklandı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Niğde Çocuk Evleri Sitesi’nde kalan dokuz yaşındaki çocuğun şüpheli ölümü, sistematik eziyeti gün yüzüne çıkardı.
Çocuğun ölümünden sonra Niğde Çocuk Evi’nin tüm güvenlik kameraları toplandı. Görüntüler üzerinde yapılan incelemede ‘Anne’ diye tanımlanan bakıcı kadınların başka çocuklara sistematik olarak eziyet edip dayak attığı tespit edildi.
Ardından çocukların ifadeleri alındı.
14 bakıcı eziyet iddiasıyla cezaevine gönderildi.
Kaynaklarım, can veren dokuz yaşındaki çocuğun otopsisinde, işkence veya kötü muamele bulgusuna rastlanılmadığını savunuyor.
Bir çocuk hayatını kaybettiği, onlarca arkadaşı eziyet gördüğü, 14 bakıcı kadın tutuklandığı halde dosyada gizlilik kararı ve basın yasağı sürüyor.
Suçu gizlemenin kime faydası var?
Eziyet edilenlere mi…
Edenlere mi?