TUSAŞ, ‘Önlemleri artırın’ diye uyarılmış

PKK, dün TUSAŞ’taki terör eylemini üstlendi.

Örgüt saldırıyı sahiplendiği açıklamasında sivilleri hedef almadığını ileri sürerek, şöyle dedi:

“Hareketimiz ve ona bağlı güçler asla sivilleri hedeflemez.”

Taksici Murat Aslan’ı öldürüp cesedini bagaja koyan, eşinin gönderdiği çiçeği almak için kapıya gelmiş Zahide Güçlü Ekici’nin canına kıyan onlar değilmiş gibi, canilik ve ahlaksızlıkta sınır tanımıyorlar.

Sanırsın, Kızılay’da otobüs durağında bekleyenlere, Merasim Sokak’ta servisine binenlere, Dolmabahçe’de maçtan çıkanlara PKK değil, Japon Kızıl Ordusu saldırdı.

Son uyarı 2 Ekim’de

Şu bir gerçek: İstihbarat ve güvenlik zaafiyeti olmasaydı PKK, bu saldırıyı gerçekleştiremezdi.

Edindiğim bilgiye göre Emniyet, 2 Ekim’de TUSAŞ’ı ve şirketin bağlı olduğu Savunma Sanayi Başkanlığı’nı “Önlemleri arttırın” diye uyardı. MİT’in de uyarıda bulunduğu ileri sürülüyor.

Savunma Sanayi Başkanlığı ve TUSAŞ’ın bütçe veya başkaca sebeplerle önlemleri arttırmadığı iddia ediliyor.

Teröristlerin G-1 diye bilinen ana girişin kapısından 650 metre geride bulunan, jandarma kontrolündeki bariyeri engele takılmaksızın geçmiş olması da izaha muhtaç… Jandarmaların araçları kontrol etmeden güvenlik noktasından geçirdiği görülüyor.

Bariyer açık, jandarma kontrolü yok

Emniyet, “Önlemleri arttırın” diye TUSAŞ’ı uyarırken, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı’nın dış kapıdaki görevli sayısını arttırmamış olması dikkat çekiyor.

Bir kaynağım şu bilgileri verdi:

“Önce jandarma noktasından geçiyorsunuz. Bariyerin sıklıkla açık olduğu kapı bu. Ardından saldırının olduğu kapıya ulaşıyorsunuz. Asıl aramanın jandarma noktasında yapılması gerek ama bugüne kadar yapıldığını hiç görmedim. Bariyer hep açık ve jandarma kontrolü hiç olmuyor. Araçlar bu kapıdan girdikten sonra park alanına veya lojmana gidebiliyor. Saldırının olduğu kapı, çalışanların kart okutarak şirkete girdiği kapı ve burada özel güvenlik duruyor. Kimse üzerinde yeterince durmuyor ama güvenlik açığı çok fazla.”

TUSAŞ ve Aselsan’ın Anadolu’daki fabrikaları ve üslerinde de güvenlik zaafiyeti olabileceği ifade ediliyor.

Öte yandan, güvenlik politikalarından sorumlu bir cumhurbaşkanı yardımcılığının ihdas edileceği vurgulanıyor.

Cumhurbaşkanlığı uçağında Bahçeli sorusu sordurulmadı

MHP lideri Bahçeli’nin, PKK’ya silah bıraktırması karşılığında Öcalan’a ‘Umut Hakkı’ vaadinde bulunup meclis kapısını açmasının yankıları sürüyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş gündür bu çağrı hakkında tek bir laf etmiyor. ‘Bricks Zirvesi’ne katılmak üzere Rusya’nın Kazan şehrine giden Erdoğan, uçuştan önce Bahçeli ile ilgili soruya muhatap olmamak için açıklama yapmadı. Gidişte gazetecilere ayrı uçak tahsis edildi. Dönüşte uçak kalkmadan önce gazeteciler “Yalnızca dış politika sorusu alınacak” diye tembihlenerek, Bahçeli’ye dair soru sormaları engellendi. Yalnızca TUSAŞ saldırısına ilişkin soru yöneltildi. Erdoğan'ın verdiği yanıtta terörle mücadele vurgusu yapması dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı’nın suskunluğunu gelecek çarşamba grup toplantısında bozabileceği söyleniyor.

Bir AK Partili: Erdoğan’ın haberi olmayabilir

Öte yandan, görüştüğüm üst düzey bir AK Partili, Bahçeli’nin İmralı’ya davetinden Erdoğan’ın önceden haberinin olmayabileceğini kaydediyor. AK Parti yetkili “Şüphelerim var” diyerek, şunları söylüyor: “Bahçeli’nin bu derece çıkış yapacağını cumhurbaşkanımızın bildiğini düşünmüyorum. Belli ki bir süreç var. Cumhurbaşkanımız da Bahçeli de biliyor. Hatta Bahçeli ile DEM’liler tokalaşınca biz ‘Süreç tamamlandı’ diye düşündük. Bahçeli, İmralı’ya çağrı yapınca ‘Ne oluyor’ dedik. Çok hazırlıklı değiliz, kolay değil. Cumhurbaşkanımız herhangi bir renk vermiyor.” AK Parti’de kafalar öyle karışmış ki, iddiaya göre, Bahçeli’nin açıklamalarına ilişkin nasıl bir tutum benimsendiğini soran iktidar yanlısı gazetecilere “Bizler de bilemiyoruz” diye karşılık veriliyor.

Tefeci ‘dostu’ savcı açığa alındı

Yargıdaki çürümeye her geçen gün yeni örnekler ekleniyor. Hakimler Savcılar Kurulu’nun geçen günlerde bir savcıyı açığa almasının arkasında böyle bir kirlenme yatıyor. Adı geçen kişi, eski Kozan Savcısı S.A. İddia o ki Savcı S.A. ile eski Kozan Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Hakim Ş.K., ilçede G. adlı tefeciyle samimiyeti ilerletti. bu iki yargıcın adını kullanarak, iş takibi yapan tefeci, ofisine çağırdığı S.A.’nın ses ve görüntülerini gizlice kaydetti. Adının kullanıldığını öğrenen Savcı S.A., tefeciye şiddet uyguladı. Savcı S.A., haziran ayındaki kararnamede Kozan’dan Adana’ya atandı ancak görev yerine gitmedi. HSK’nın, soruşturma açtığı Savcı S.A. açığa alınırken, Hakim Ş.K. ise Şanlıurfa’ya hakim olarak gönderildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi