Trump, Netanyahu ve Türkiye’nin Suriye Rolü

Pazartesi günü Oval Ofis'ten Başbakan Benjamin Netanyahu ile konuşan ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin "İran ile doğrudan görüşmeler yaptığını" ve İran'ın nükleere sahip olmaması için "bir anlaşma yapmanın, malum olanı yapmaktan (askeri harekete geçmekten) daha tercih edilebilir olduğunu" söyledi.

Trump ilk döneminde Obama dönemi yapılan nükleer anlaşmadan çekilmişti.

Netanyahu ise hedeflerinin aynı olduğunu, diplomatik çabaları desteklediğini belirtiyor.

Bu arada Mısır’ın, İsrail ve Hamas arasında yeni bir ateşkese dair teklif sunduğu konuşuluyor.

Bu teklif, aralarında çift vatandaşlık taşıyan ABD-İsrail vatandaşı Edan Alexander'ın da bulunduğu dokuz canlı rehinenin serbest bırakılmasını ve ayrıca üç Amerikan-İsrail vatandaşı rehinenin cesetlerinin geri verilmesini içermekte.

Toplantıda dört ana başlık vardı.

Gazze ve rehineler, İsrail ile ticaret, Türkiye-Suriye ve İran.

***

Basına verilen cevapları dinlerken en çok dikkatimi çeken husus Trump’ın serbest kalan rehinelerle Beyaz Sarayda yaptığı toplantıda onlara nasıl davranıldığını sorduğunu anlatması oldu.

Trump: “Rehinelerden birine şunu sordum: Hiç sevgi belirtisi gördünüz mü? Hamas size yardım yönünde iyi davranış gösterdi mi?

Ekstra bir dilim ekmek verdiler mi? Yanında bir yemek verdiler mi? Almanya'da olduğu gibi…”

Rehinelerin kendisine “hayır” cevabı verdiğini ifade etti.

Bu durumda serbest kalanlarla son anda yapılan röportajlarda verilen mesajlar propaganda olarak ifade edilmiş oldu.

Trump’a İsrail’e %17 olarak uygulanan gümrük vergilerini azaltıp azaltmayacağı da soruldu.

Trump İsrail'e $4 milyar yardım ediyoruz diye hatırlattı. Netanyahu ise ticaret açığını kapatacaklarına söz verdi.

***

Gelelim Türkiye ile ilgili basına verilen cevapların satır aralarına.

Haaretz'ten Liza Rozovsky direk bir soru sordu: "Türkiye, Suriye'deki durumu istikrara kavuşturacağını iddia ediyor.

İsrail, Türkiye'nin Suriye'yi etkilemesini istemiyor. Ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'nin Suriye'deki etkisi gerçekten ülkeyi daha iyi ve barışçıl bir hale getirebilir mi, yoksa tam tersi mi olur?”

Trump "Erdoğan adında bir adamla çok iyi ilişkilerim var. Onu duydunuz mu?

Ve ben onu gerçekten seviyorum, o da beni seviyor ve biliyorum ki medya çok kızacak 'Erdoğan'ı seviyor' diye…

Ama ben gerçekten seviyorum ve o da beni seviyor.” şeklinde yanıt verdi.

“Ve hiç problem yaşamadık, çok şey geçirdik ama hiçbir zaman problem yaşamadık, her zaman çözdük...

Hatırlarsınız, Türkiye'den rahibimizi (Brunson) geri aldık. Bunu hatırlarsınız. O zamanlar büyük bir meseleydi, ve onu geri aldık…

Ve Başbakana (Netanyahu’ya), ‘Türkiye ile belki bir probleminiz olursa, gerçekten çözüme kavuşturabileceğimi düşünüyorum’ dedim.

Biliyorsunuz, Türkiye ile ve liderleriyle çok, çok iyi bir ilişkimiz var ve bunu çözebileceğimizi düşünüyorum.

Yani umarım bu bir problem olmayacak. Bunun bir problem olacağını düşünmüyorum.

Şimdi, bununla birlikte, bence Türkiye'ydi (Esad’ın gitmesini sağlayan ve Suriyeyi ‘düşüren’ - planlı ve danışıklı olmadığı mesajı veriliyor)...

Ve ben ona ‘Tebrikler, 2000 yıldır hiç kimsenin yapamadığını yaptınız. Suriye'yi aldınız’ dedim.

Farklı isimlerle…(muhalif birlikleri ve örgütleri kast ediyor) Ama aynı şey….

Dedim ki, "Suriye'yi aldınız”. Vekiller aracılığıyla alıyor…

O da "Hayır, hayır, hayır, hayır, o ben değildim," dedi. (Muhtemelen telefon görüşmesinde)

Ben de ‘Evet, sen yaptın, ama sorun değil, söylemek zorunda değilsin’ dedim.

‘Peki, belki ben yaptım, tamam’ dedi. Bakın, sert bir adam, çok zeki.

Ve kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Biliyorsunuz, ona hakkını teslim etmelisiniz.

Türkiye ile ilgili herhangi bir problemin varsa (Netanyahu’ya), bence bunu çözebilirim.

Elbette, makul olduğun sürece, makul olmalısın (Netanyahu'ya), makul olmalıyız.”

***

İsrail’in Suriye’de Türkiyeyi istememesi, Türkiye’nin Suriye’de PKK uzantılarına karşı çıkmasıyla da ilgili.

Zira İsrail için Suriye’de “İran etkisini dengelemekte” YPG gibi gruplar önemli.

Ancak tamamen otonom bir yapıya destek vererek Türkiyeyi bu konuda ürkütmek de istemiyor.

Türkiye'yi kızdırmak İsrail'in daha geniş bölgesel güvenlik çıkarlarına zarar verebilir.

Türkiye'nin Suriye'deki artan askeri ve siyasi etkisi bölgesel güç dengesini değiştirebilir.

İsrail, Türkiye'nin, İsrail'e karşı çıkan bazı Arap ülkeleri veya İran gibi ‘düşmanlarla’ ittifak kurarak, güvenliğine meydan okuyabilecek bölgesel bir lider olmasından da endişeli.

Suriye'de üs sahibi olması, F-35'lere sahip olması bu açıdan İsrail için riskli görülebilir...

Yine Suriye'de ‘İslamcı’ grupların yükselişi, Erdoğan hükümetinin destekleyici duruşu ve siyasi tabanının Filistin hassasiyeti de endişelere yol açıyor.

Yani İsrail sınırlarına yakın ‘radikal İslamcı’ grupların varlığını istemiyor.

Ancak İran’ın genişlemesine karşı da Türkiye bi emniyet sibobu...

***

Tabi bu endişelerin hepsi görünüşte.

Öyle olmasaydı bölgede bu kadar radikal örgüt semizleyemezdi.

Hakikatte en önemli odak Suudi Arabistan- İsrail normalleşmesi.

Trump da ilk ziyaretini buraya yapacak.

***

Suriye, Irak ve hatta Lübnan gibi devletleri daha küçük etnik veya mezhepsel birimlere bölme fikri, Büyük Orta Doğu Projesi ile ilişkilendirilen fikirlerden biri.

Bu vizyon, mevcut ulus devletleri etnik, mezhepsel veya dini parçalamanın, grupların ‘kendi toprakları’ üzerinde kontrole sahip olmalarına izin vermenin istikrar getirebileceği inancına dayanmakta.

Suriye'de bu, Kürtler, Sünni Araplar, Aleviler ve diğer gruplar arasındaki bölünmenin daha da derinleşmesi anlamına geliyor.

Bu parçalanma, herhangi bir grubun tüm ülkeye hakim olmasını zorlaştırarak ve bölgesel bir güç haline gelebilecek güçlü bir merkezi hükümet olasılığını azaltabilir.

Bu teoriye göre Suriye ve diğer Orta Doğu ülkelerinin bölünmesi, İsrail için potansiyel olarak daha az düşmanca bir bölge yaratabilir…

Suriye, Alevilerin kontrolündeki bir bölge, Kürt bölgesi ve Sünnilerin egemen olduğu küçük birimlere bölünürse, İsrail, birleşik bir Suriye devletinden veya İsrail'in bölgesel düşmanlarıyla işbirliği yapabilecek güçlü bir merkezi hükümetten daha az tehdit görebilir.

İsrail uzun zamandır Golan Tepeleri'ni kritik bir savunma tampon bölgesi olarak görüyor.

Suriye parçalanırsa, İsrail Golan'daki hakimiyetini sağlamlaştırabileceğini düşünebilir…

Büyük Orta Doğu Projesi sıklıkla bir ABD girişimi olarak görülse de, İsrail bölgesel güçleri zayıflatma yönündeki ABD çabalarını desteklemekte.

İran, Suriye ve Hizbullah gibi güçlü düşmanların zayıflaması, bölgenin “demokratikleşme ve istikrarı” gibi hedefler, İsrail'e düşman diktatörlük rejimlerinin düşüşüne yol açarak çıkarları desteklerken riskleri de beraberinde getiriyor.

İşte Türkiye ve Suriye’de istikrar da bu riskler nedeniyle önemli. Ancak kontrol edilebilir olmak kaydıyla…

İsrail toprak genişlemesi yerine, güvenliği sağlamak ve ‘düşmanların’ gücünü sınırlamayı hedefler gibi görünüyor.

ABD için de Suriye’de Türkiye’nin rolü bölgede İsrail'i dengelemek olabilir mi?

Trump’ın bu kadar övgülerini buna mı yormalı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serra Karaçam Arşivi

Çılgın mesajlar ve satranç

10 Nisan 2025 Perşembe 07:46

Kıbrıs hareketliyken Kongre’de etkinlik

09 Nisan 2025 Çarşamba 07:47

Senatoda F-35'ler, HAMAS ve iç politika

02 Nisan 2025 Çarşamba 06:17

Witkoff, İsrail ve İmamoğlu

23 Mart 2025 Pazar 16:17

Beyaz Saray’da ne oldu?

01 Mart 2025 Cumartesi 15:36

Cem Yılmaz ve Halk TV

25 Şubat 2025 Salı 09:29