Mustafa K. Erdemol
Sudan’ın derdi bitmez
Güç kavgası ülkeyi bitirecek
Diktatör Ahmed el Beşir’in 2019’da devrilmesinden sonra kurulan sivil yönetim sayesinde ülke biraz huzura kavuşmuştu ama çok kısa sürdü bu sakinlik. 2021 yılında askerlerin müdahalesiyle siviller yönetimden uzaklaştırıldığından bu yana ülke Askeri Konsey lideri Abdülfettah el Burhan tarafından yönetiliyor.
Askerler çatışıyor
Normalde askeri yönetime karşı sivil bir direnişin olmasıdır mantıklı olan, çünkü Sudan halkının toplumsal itiraz kültürü hayli gelişkin. Ama bu kez ülkede 200’den fazla kişinin ölümüne yol açan çatışmalar askerler arasında sürüyor. General Burhan’ın başında bulunduğu Sudan ordusu ile General Muhammed Hamdan Dagalo’nun liderliğindeki paramiliter grup Hızlı Destek Güçleri (HDG) Cumartesi gününden beri çatışıyor. Her iki grup da birbirlerinin yakın müttefikiydi bir zamanlar. Sivil iktidarı 2021 darbesiyle birlikte devirmişlerdi.
Sorun HDG’nin ordu bünyesine girme teklifini reddetmesi. Askerler ile sivil liderler bir araya gelip darbenin yol açtığı siyasi krizi sona erdirmek için bir anlaşma yapmaya çalışırken, HDG’nin de düzenli orduya entegre edilmesi kilit bir sorun haline gelmişti. Askeri Konsey Başkanı Burhan’ın ordu bünyesine katılmadığı için “asi” ilan ettiği grup orduya entegre olması durumunda hem ticari çıkarlarını hem de bağımsızlığını kaybedeceği gerekçesiyle bu karara itiraz ediyor. Başkanlık hevesleri olan, şu sıralar Rusya ile de yakın ilişki içinde bulunan Dagalo’nun bunu kabul etmeye niyeti yok.
Yemen’de Suudi işgalinin destekçisi
HDG pek de iyi bir üne sahip değil. 2013 yılında kurulan grup, Darfur’da savaş suçları işlemekle suçlanan Cancavid milislerinden oluşturulmuş, dönemin Sudan yönetimi 2000'li yıllardaki Darfur çatışması sırasında bu grubu ordunun isyanı bastırmasında yardımcı olmak için kullanmıştı. 2017 yılında HDG’yi bağımsız bir güvenlik gücü olarak meşrulaştıran bir yasa kabul edilmişti. Liderleri Dagalo, el Beşir’in yardımıyla zenginleşmiş, ailesi altın madenciliğinin yanı sıra hayvancılıkla uğraşan biri. Toplumsal muhalefet yükseldiğinde, tıpkı Mısır’da olduğu gibi ordu halkın devrimini çalmış, Dagalo da el Beşir’in devrilmesinde rol almıştı.
Formel bir eğitimi olmayan Dagalo, her ne kadar “yönetimi sivillerin alması için mücadele ediyorum” dese de buna inanan yok. Hava gücü ya da tanklardan yoksun olsa da 70 bin askeri olduğu tahmin edilen HDG, yıllardır Yemen'de ülkelerini savunan Husi güçlerine karşı Suudi Arabistan yanında savaşmıştı.
Uluslararası izolasyon mümkün
İç savaşa evrilme ihtimali olan Sudan 1989'da iktidarı ele geçiren Beşir döneminde uluslararası alanda yalnız bür ülkeydi. Beşir, 1990'larda Sudan'ı Usame bin Ladin gibi cihatçılar için bir sığınak haline getiren İslamcı bir devrime liderlik etmişti. Daha sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Darfur'da savaş suçu işlediği, soykırım yaptığı iddiasıyla da suçlanmıştı.
Halk ayaklanması sonucu Beşir’in devrilmesinin ardından ülke uluslararası topluluğa kabul edilmeye başlanmıştı. Örneğin ABD, Sudan'ı otuz yıldır bulundurduğu terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkartmıştı. Çin de Sudan’a Beşir sonrası liman, demiryolu türünden projelerinde destek vermişti.
Biri ülkenin resmi ordusu diğeri ordu dışı kalmakta ısrar eden paramiliter grup arasında süren çatışmalar, ülkeyi uluslararası alanda yeniden eski konumuna itebilir. Çünkü bu durum ülkede denetimsizliğe yol açabilecek boyutta. Ülkenin altın sektöründe faaliyet gösteren Rus Wagner paralı asker grubunun varlığı buna örnek. ABD, pekala Wagner’in varlığını bahane edip ülkeyi yeniden “terörü destekleyen ülkeler” listesine alabilir. Halkın yoksulluğu da günden güne artıyor tabii.
Yani filler tepişirken çimler eziliyor.
Sudan’da olan tam da bu.