Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Soruldu, yanıtladım…

Üç okurumdan soru geldi, yanıtlamamak olmaz. Kişisel olarak cevap verdim ama burada da paylaşmak için kendilerinden izin istedim. Sağ olsunlar kırmadılar, adlarını vermemem koşuluyla “olur” dediler. Sormuş; “Rusya’nın yıllardır tahrik edildiğini, etrafının kuşatıldığını, Ukrayna üzerinden çevrelenmeye çalışıldığını, Ukrayna’da ciddi bir Nazi örgütlenmesi olduğunu birkaç kez yazdığınız halde neden hala Rusya’yı suçluyorsunuz?”

Dedim ki “Şöyle örnekleyeyim. Japon faşizmi İkinci Dünya Savaşı sırasında çok ama çok can yaktı. 1937-1945 arası Çin’i işgal etti, Kore’yi 1910’dan 1945’e kadar sömürgesi yaptı. Buralarda yaptığı can kıyımının, kadınlara tecavüzün haddi hesabı yoktur. Hala son yıllara kadar Japonya’nın Koreli kadınlardan özür dilediğine ilişkin haberlere rastlardık. Bu Japonya 1941’de Pearl Harbour’a yaptığı baskınla da ABD’nin savaşa girmesine yol açtı. Baskında 2 Amerikan savaş gemisi batırılmış, 188 savaş uçağı imha edilmiş, 1.178 kişi yaralanmış 2,403 Amerikan askeri ile 68 sivil ölmüştü. ABD bu saldırının intikamını 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya 3 gün sonra ise Nagazaki’ye atom bombası atarak vahşice almış, yüzbinlerce kişiyi öldürmüştü."

Japonya hak etti denir mi?

Nasıl ki “Japonya da hak etti, zaten Çinlilere, Korelilere vahşilikleri de biliniyordu” demeyip ABD’yi suçlamışsak, “Ukrayna da hak etti” demeyerek elbette Rusya'yı suçlayacağız. Silahı kim kullanırsa suçlu odur. Hiçbir gerekçe "Japon kentlerine atom bombası atılmasını, Ukrayna kentlerine Rus füzesi fırlatılmasını haklı kılmaz". Ayrıca “Rusya’nın yıllardır tahrik edildiğini, etrafının kuşatıldığını, Ukrayna üzerinden çevrelenmeye çalışıldığını, Ukrayna’da ciddi bir Nazi örgütlenmesi olduğunu birkaç kez yazmış” olmam savaşın gerekçelerini vurgulamak içindi, Rusya’yı haklı çıkarmak için değil

Diyor ki; “Televizyondaki programda CHP milletvekili Yunus Emre’nin Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını ABD’nin Irak saldırısına benzetmesine itiraz ettiniz? Benzemiyor mu?” Dedim ki, “Benzemiyor. Değerlendirmelerde ölçüyü kaçırmayalım. Rusya’yı kınarken ABD saldırganlığını hafifletecek duruma düşmeyelim. Neden benzemediğini açıklayayım. Irak ABD’nin sınır komşusu değil. Ama binlerce km uzağındaki bu talihsiz ülkeye “güvenliğini tehdit ettiği” gerekçesiyle görüp görülebilecek en vahşi saldırıyı yapıp 1.5 milyon Iraklıyı öldürdü. Üstelik bunu Irak’ta kimyasal silah olduğunu sözüm ona kanıtlayan sahte raporlara dayanarak yaptı. Oysa Ukrayna Rusya’nın burnunun dibinde. Rusya ülkeyi güvenliğine doğrudan tehdit görmüyor, NATO üyesi olması durumunda kendisine karşı silahı bir savaş örgütünün yanı başında olacak oluşuna itiraz ediyor. NATO üyesi olmadığı halde ABD ile birlikte tam 26 NATO tatbikatına katılan bir ülkedir Ukrayna. Balıkçı teknelerinin karasularını en ufak bir ihlalinde elleri tetiğe giden ülkeleri hatırlayın. Yunanistan ile Türkiye’yi, Fransa ile İngiltere’yi örneğin. Rusya’nın kara sularında ABD’nin Virginia adlı nükleer deniz altısı iki hafta boyunca dolaştı, Ukrayna’nın da onayıyla. İki saldıran güç olmalarına rağmen bakın bakalım ABD’nin Irak işgali ile Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının gerekçeleri aynı mı? Aynı olmaması elbette ikisini de kınamaya, suçlamaya engel değil”.

Neo Naziler tehdit mi?

“Rusya’nın Ukrayna’yı Nazilerden temizlemeye gittiğine gerçekten inanıyor musunuz? Naziler Ukrayna’da ciddi bir tehlike mi gerçekten? Hükümet Neo Nazi mi? Bir de, yanlış anlamazsanız, Ukrayna’da Nazi sorunu olduğu konusunda bana bir kaynak verebilir misiniz?” diye sormuş. Dedim ki “Putin’in Nazileri ortadan kaldırmak için Ukrayna’ya saldırdığına inanmıyorum. Ülkeye girdiğinde bildiği Neo Nazi figürleri varsa onları elbette vurur ama bu onları temizlemek için gittiğine beni inandıramaz. Ayrıca Putin, Donbass bölgesinde Neo Nazilerle ticari ilişkileri olan oligark dostlara sahiptir. Tehlikeli dediği Nazilerle sıkı fıkı olan kendi adamlarıdır yani. Naziler tahmin edemeyeceğiniz kadar tehlikeliler. Örgütlenme biçimleri Avrupa’da sıkı denetim içinde olan Neo Nazilerden farklı. Sempati duyanları, gizlice destekleyenleri varsa bile Ukrayna hükûmetine Nazi demem. "(Lütfen dünkü yazıma bakın). Ukrayna’da Neo Naziler uzun zamandır tartışma konusu. Onlarca kaynak verebilirim. Ama sadece şu üçüne bakın lütfen, bir fikir verir. Şu sol eğilimli bir Amerikan dergisidir. Öncesi de var ama daha 2019’da sorunu konu edinmiş: https://www.thenation.com/article/politics/neo-nazis-far-right-ukraine/

Şunlara bir göz atın

Hadi bu sol yayındır diyelim o halde ABD’nin ünlü sağcı CBS televizyonundan bir yoruma bakın: https://www.nbcnews.com/think/opinion/ukraine-has-nazi-problem-vladimir-putin-s-denazification-claim-war-ncna1290946.

Son olarak da şuna göz atın: Understanding Ukrainian Nazism | MR Online

Ukrayna’da olan bitenlerin yanı sıra Neo Nazilerle ilgili son derece doğru bilgileri Ulrich Heyden’in Türkçesi Yazılama Yayınevi’nden çıkan Oligarkların Savaşı kitabında bulabilirsiniz.

Yani sağcı, Çarlık Rusya’yı hayalleri gören Putin’in ne dediğinin önemi yok. Ancak ülkede ciddi bir Nazi yapılanması var. Ama tüm bunların varlığı, Volodomir Zelensky’nin ABD/BATI/NATO desteğine güvenip yaptığı kışkırtıcılığı Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına haklılık kazandırmaz. Japonya saldırısında ABD’ye kazandırmadığı gibi. Sormadınız ama şunu da sorduğunuzu kabul edeyim; hayır, Ukrayna halkı Nazilere sempatik bakmıyor. Kiev Sosyoloji Enstitüsü’nün 2014’de yaptığı bir araştırmaya göre milliyetçi duyguları gelişkin olsa da Ukrayna halkının çoğu Nazilere tepkili. Aynı araştırmaya göre Ukrayna’da halkın Ruslara 2008’de “hiç de yüksek olmayan olumsuz bakışı”, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakından sonra hayli artmış.

Bu trajedide tavrım hamasetten uzak durup gelişmeleri tüm faktörleriyle/aktörleriyle ele alıp değerlendirmektir. Rusya’ya karşı olunurken küresel saldırganların unutturulmasına karşı da uyanık olmaktır. Kimse ABD/AB/NATO’nun Ukrayna halkını dert ettiği masalını okumasın. Gönlüm, iyi dileklerim elbette Ukrayna halkıyladır. Rusya Ukrayna’dan çıkmalı, NATO’dan uzaklaşmış bir Ukrayna ile ilişkiler normalleştirilmelidir. Hiçbir halka sorumlusu olmadığı sorunların bedelleri ödetilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi