Siyasette sıcak dönem

 

İktidarın halkla inatlaşarak İstanbul seçimini yenilemesi yaptığı en büyük hatalardan biri oldu. Halk, iradesinin yok sayılmasına çok sert tepki verdi. Ekrem İmamoğlu’nu yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçerken,  13 in olan farkı 806 bine çıkararak iktidarı çok ciddi biçimde sarstı, siyasete yerleşmiş yargıları da yıktı.

23 Haziran İstanbul seçimlerinin iktidarda yarattığı depremin artçı sarsıntıları olacaktır. Bu sarsıntılar önemli siyasi sonuçlar doğurabilir.

İKTİDAR KÜÇÜLÜYOR

İstanbul seçimleri siyasete yerleşmiş yargıları yıktı.

Yıkılan ilk yargı,  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının alternatifinin bulunmadığı yargısı oldu.  Bunun doğal sonucu olarak da muhalefetin iktidar alternatifi olabileceği ortaya çıktı.

Böylece Erdoğan’ın yıkılmaz bir iktidar oluşturduğu havası dağıldı. 17 yıldır her seçimi kazanan Erdoğan’ın ne yapıp edip seçimleri kazanacağı, kazanamayacağı seçime gitmeyeceği yargısı yıkılmış oldu.  Bu durum muhalefette iktidar umudunu artırdı.

İstanbul seçimleri yenilenirken, Erdoğan ve kurmaylarının yaptığı zincirleme hatalar iktidarın sandıkta bir hezimetle sonuçlandı.

Seçimin çocukların bile inanmadığı yapay bir gerekçeyle iptal edilmesi, Pontus suçlaması, yaratılan Ordu valisi krizi, bu krize bağlı olarak İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmesi, terörist başı Öcalan’ın son anda devreye alınması, kardeşi terörist Osman Öcalan’ın TRT ekranlarından İmamoğlu’na yüklenmesi iktidarın zincirleme hatalarıydı. Sandıktaki farkın büyümesine yol açtı.

İktidarın bu taktik hataları elbette yenilginin tek nedeni değildi. Bu hataların altında daha önemli nedenler de yatıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin son yıllarda oluşturduğu yönetim tarzı bu yenilginin temel gerekçesini oluşturuyor. İlk yıllarındaki geniş katılımlı, halkla temas halindeki yönetim tarzı terkedildi, iktidar merkezileşti ve kişiselleşti. Erdoğan her konuda tek karar verici bir konuma getirildi, çevresi daraldı, gerçekler kendisine iletilmedi. Ülkenin içine sürüklendiği önemli sorunların sorumluluğu başkalarına yüklendi. Ekonomik kriz dış güçlerin saldırısına, Suriye başta olmak üzere dış politikadaki hatalar Türkiye’nin kuşatılmasına, başarısının kıskanılması gibi yapay gerekçelere bağlandı. Yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek işsizlik, yüksek döviz fiyatları sarmalındaki hızla dibe doğru giderken, iktidar gözlerini kapatıp İstanbul’u vermemeye odaklandı. Bu vatandaşın güvenini sarstı.

Erdoğan ve çevresinin yola çıktıkları kadroları tasfiye ederek oluşturdukları dar yönetim tarzı sorunları görmemek için deve kuşu gibi başını kuma gömdü. Erdoğan ne yaparsa en doğrusunu yapar, ne söylerse halk ona inanır gibi gerçekten aşırı özgüvenli anlayışı sandıkta felâketle sonuçlandı.

İstanbul seçimi gösterge ki, iktidar hızla küçülüyor ve zayıflıyor.

MUHALEFET BÜYÜYOR

Küçülme sürecine giren iktidar karşısında muhalefet de doğal olarak büyüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in kurduğu muhalefet ittifakı sandıktan büyük destek aldı. Ekrem İmamoğlu, beklenenin çok üzerinde bir başarı gösterdi. AK Parti tabanıyla da sıcak bir ilişki kurdu ve o kesimden de oy aldı. Muhalefetin ortaya koyduğu model ciddi bir iktidar alternatifi yarattı.

Muhalefet sadece Millet ittifakının kapsama alanından oluşmuyor. AK Parti’nin içinden de muhalefet geçmeye hazırlanan bir hareketlenme olduğu da artık sır değil.

Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarını siyaset dışına iten, AK Parti’nin kuruluşundaki ilkeleri tek tek kaldıran tutumuna parti içinden bir muhalefet hareketiyle yanıt verilmesi hazırlıkları hızlanmış durumda.

Bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteği ile  Ali Babacan liderliğinde parti kurulma aşamasında. Babacan’ın yanında ekonominin sorumluluğunu uzun süre yüklenmiş olan Mehmet Şimşek de var. Devre dışı kalmış birçok AK Partili eski bakan ve milletvekilinin yanı sıra yeni isimler de yeni partinin vitrininde olacak. Eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun parti kurma çalışmaları hızlanmış durumda. Davutoğlu da partisini beklenenden daha kısa sürede kurup, siyaset sahnesine sürebilir.

Muhalefet bu girişimlerle çeşitleniyor ve genişliyor.

Bu iki partinin AK Parti’nin meclis grubundan kopmalara neden olması muhtemeldir. Meclis’te MHP desteğiyle çoğunluğu sağlayan Ak Parti bu kopmalarla MHP’ye rağmen çoğunluğunu yitirebilir.

Böyle bir tablo Türkiye’yi beklenenden daha önce erken seçime götürebilir.

23 Haziran’ın siyasi sonuçları iktidar değişikliğini hızlandırabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi