Mehmet Tezkan
Seçimi kaybederse Erdoğan koltuğunu bırakır mı?
Yazının başlığı şu anda ülkede en çok sorulan soru diyebilirim. Açıkça söyleyeyim, beni gören tanıyan herkesin ilk sorusu bu oluyor:
Seçimi kaybederlerse bırakırlar mı?
Benim kuşkum yok. Erdoğan seçimi kaybederse hükümeti bırakır.
Peşine ikinci soruyu yapıştırıyorlar; ya çevresi! Çevresi bırakmaması için baskı yapar mı?
Niye yapsınlar diye soruya soruyla yanıt veriyorum.
Soran; onlar da iktidarın parçası. Erdoğan giderse onlar da koltuklarından olacaklarını, bir elleri yağda bir elleri balda hayatın biteceğini biliyorlar diyor.
Gülüyorum; kim onlar?
Soran; Bırak Allah aşkına diyor kim olacak ki; danışmanlar, üst düzey bürokratlar, valiler, kamu kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, eski yeni milletvekilleri, kamudan iş alan müteahhitler.
Bıraktırmazlar mı diyorum?
Soran; direnelim diyebilirler, seçime hile hurda karıştı numarası yapabilirler, bazı sandıklardaki oyların çalındığını iddia ederek iptal edebilirler, sonucu lehlerine çevirebilirler sözleriyle endişesini dillendiriyor.
Gerçekten yaparlar mı?
Bir iddia: AKP, İstanbul seçimlerini bazı müteahhitleri baskısı sonucu iptal ettiği söylenir.
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan da bu meseleyi değindi. Onun görüşü şu.
Diyor ki; muhalefet açık oyla kazanırsa bir şey yapamazlar. Ucu ucuna olursa kırk türlü oyun olabilir. İstanbul’da olduğu gibi .
Yani punduna getirip seçimi yenileyebilirler mi?
İstanbul’da denediler, seçmenin tokadını yediler. Bir daha denerler mi?
Olabilir!..
Babacan’a katılıyorum. Oylar başa baş giderse, Millet İttifakı’nın adayı kıl payı önde olursa kırk türlü oyundan birini deneyebilirler.
Çünkü daha önce denediler.
Çünkü YSK ( Yüksek Seçim Kurulu) artık siyasi bir kurum oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi Saray’ın emrine girdi.
YSK’ya güven sıfır...
2017 referandumu kırılma noktasıydı. YSK, sandıklar kapanmadan itiraz var gerekçesiyle mühürsüz oyları da geçerli saydı.
Edirne’den Kars’a, Hakkari’den İzmir’e kadar, her yerde…
YSK bugüne kadar hangi sandıklarda mühürsüz oy kullanıldığını açıklamadı. Muhalefete göre iki milyon mühürsüz oy sisteme sokuldu.
Hatırlayın… Muhalefet şaşkınken ne yapacağını bilemez haldeyken Cumhurbaşkanı ‘ atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyerek noktayı koydu.
YSK İstanbul seçimini de iptal ederek siyasete bulaştığını gösterdi. İstanbul seçiminin iptali başlı başına skandaldır. YSK’nın intihar ettiğinin belgesidir.
Aynı oyunu yapabilir mi?
Kuvvetle muhtemel. Babacan’ın sonuç farklı olmalı derken YSK’nın her an hür türlü kararı alabileceğine dikkat çekiyor. Fark açık olursa YSK’nın da elinden bir şey gelmez!
Gelelim kaybetseler de iktidarı vermezler meselesine.
Endişeli muhalifler…
Endişeli seküler camia..
Gün boyu bu konuyu konuşuyor. Hatta kesin hükümle konuşuyorlar; kesin vermeyecekler diyorlar.
Peki, kaybederlerse iktidarı devretmeyecekleri propagandasını yapan kim?
Taraftarlarını korkutmaya çalışan muhalefet mi?
Hayır.
Tam tersi, onlar ‘hiçbir sorun yok, kazanırsak iktidarı devralırız’ diyor. Endişeleri gidermeye çalışıyor.
O halde kaybederlerse iktidarı bırakmazlar söylentisini yayan kim?
Kim olacak iktidar yanlıları!..
Muhalefete oy verirseniz kaos olur, işinizden gücünüzden olursunuz, ekonomi batar, bugünleri ararsınız diye korku salıyorlar.
İktidar yanlısı yazarlar kara propagandaya başladı bile. İmamoğlu seçilirse ve yetkimi son güne kadar kullanacağım derlerse ne yaparlarmış!
Parlamenter sisteme dönüş tezi çökermiş!
Meclis’te 360 vekilli bulamazlarsa Anayasa’yı değiştiremezler parlamenter rejime geçemezlermiş.
Kaos olurmuş.
Kafaları karıştırma yazıları. AKP giderse tufan olur korkutmaları.
Niye kaos olsun ki.
Hiçbir şey olmaz. Millet İttifakı’nın adayı beş/altı puan farkla kazanıp Meclis’te de 360’ı bulurlarsa işler rahat olur. Tereyağından kıl çeker gibi olur.
Kıl payı olursa biraz meşakkatli olur. Ama kaos olmaz.
Kara propagandaya aldırmayın…