İsmail Küçükkaya

İsmail Küçükkaya

Seçimden sonra

Erdoğan’ın Akşener’e yönelik ‘bize katıl’ çağrısını yorumlarken ‘sonuç alınamayacağı apaçık belli olan bu davetin’ kamuoyu önünde yapılması seçim sonrasına dönük bir hesap olabilir demiştik. Detaylandıralım.

Seçim sonuç olasılıklarına baktığımız zaman şöyle seçenekler söz konusu olabilir:

1- Millet İttifakı hem Cumhurbaşkanlığını hem Meclis çoğunluğunu kazanabilir.

2- Cumhur İttifakı her ikisini kazanabilir. (Bunu en düşük olasılık olarak görüyorum)

3- Erdoğan kazanır, Meclis çoğunluğu Millet İttifakı'nın olur.

Öncelikle hatırlayalım:

Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı'nın bu seçimi mevcut koşullarda kazanması zorlaşıyor. Bunun için ya HDP tabanı veya İYİ Parti’yle güç birliği yapması gerekebilir. Denemeler yaptığı ortada. Ancak Bahçeli ve MHP engeli var. Aşılması zor. Yine de belli olmaz. Siyaset bu.

Peki Erdoğan seçimi kazanır da partisi ve ittifakı azınlığa düşerse ne olacak? Mecliste azınlık ama Cumhurbaşkanı ülkeyi kararnamelerle yönetecek; kolay değil. İşte Erdoğan’ın son zamanlardaki HDP ve İYİ Parti denemelerinde ben seçim sonrası döneme ilişkin bir takım ön hazırlıklar olduğunu seziyorum. Bu iki partiden birisini yanına çekebilirse Mecliste yeniden çoğunluğa ulaşabilir mi acaba? Hatta yasal veya Anayasal bir takım değişikliklere gidebilir mi? Partili Cumhurbaşkanlığı’ndan vazgeçebilir ve yüzde 50+1 zorunluluğundan kurtulabilir mi? Seçim sonrası bunları tartışıyor olabiliriz.

Erdoğan seçim sonrasına dönük politik manevralar yapıyor. Ama bunu öyle yapıyor ki; seçim ikinci tura kalırsa diye HDP veya İYİ Parti tabanına da mesaj veriyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dünkü Saadet Partisi yaklaşımı da yine esasen seçimin 2.turuna ve/veya seçim sonrasına dönük. Milli Görüş’e de göz kırpılıyor.

Erdoğan muhtemel rakibine karşı hangi tabandan oy alabileceğini hesaplıyor. ‘Kurt siyasetçi’ olarak hamleler yapıyor. İlk defa bu kadar zorlanması ve zikzak çiziyor görünmesinin sebebi ise RAKİBİNİ BİLMİYOR OLUŞU. Bir bilse Kılıçdaroğlu ile mi yarışacak Mansur Yavaş’la mı, İmamoğlu ile mi? Yoksa Akşener ile mi? Kiminle? Bir bilse...

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Küçükkaya Arşivi