İsmail Saymaz
Nevzat Bahtiyar’ın üç ayrı ifadesindeki çelişkiler
Diyarbakır Bağlar’a bağlı Tavşantepe köyünde, sekiz yaşındaki Narin Güran’ı Eğertutmaz Deresi’ne gömdüğünü kabul eden Nevzat Bahtiyar, üçüncü kez ifade değiştirdi.
Bir kere şu hatalı bilgiyi düzelteyim:
Bahtiyar, herhangi bir itirafta bulunmuş değil.
Hukuken itirafçı kabul edilemez.
Çünkü Bahtiyar’ın, içinde Narin’in cesedinin bulunduğu arabası Eğertutmaz Deresi’nin kenarında kameralara takıldığı için, oğluna ait evde gizlenirken yakalandı.
Ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektiren cinayet suçlamasından kurtulmak amacıyla eylemini “Narin’in cesedini ortadan kaldırmak” diye açıkladı. Bu sözde itiraf Bahtiyar’ın gerçekleri anlattığına yoruldu. Jandarma ve savcı Bahtiyar’ın iddialarını merkeze alıp soruşturmayı genişletti.
Bahtiyar’ın 9 Eylül’de Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda, 10 Eylül ve 21 Eylül’de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği üç ayrı ifade bize gösteriyor ki…
O da başka sanıkların ifadelerini ve Adli Tıp raporunu biliyor.
Televizyon yayınlarını ve tartışmaları izliyor.
Kamuoyunun nabzını ölçüyor.
Gelişmelere göre ifadesini güncelleyip soruşturmaya uyarlıyor. Her ifade değişikliği, Bahtiyar’ın yalnızca gömen değil, Narin’i öldüren olduğu kuşkusunu arttırıyor.
Teklif mi, tehdit mi; sokakta mı, evde mi?
Bahtiyar, 9 Eylül’de, cesedi yok etme teklifinin gelişini şöyle anlatıyor:
“Evden aracımla çıktım. Arkamdan Güran geldi. Tavşantepe’ye çıkan yolda korna ve selektör yaptı. Aracından inerek, aracıma geldi. Ön koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı şeyi göstererek, ‘Bunu yok edeceksin’ dedi.‘Ailen var, iyi düşün, 200 bin TL para veririm’ dedi.”
Bahtiyar, ceseti yok etmeyi 200 bin TL için kabul ettiğini iddia ederken, 10 Eylül’de, ölüm tehdidi yüzünden kabul ettiğini ileri sürüyor.
İşte, 10 Eylül’deki ifadesi:
“Arif Güran’a ait ikametin bahçesinden Salim Güran seslendi. Benimle işinin olduğunu, hazırlanmam gerektiğini söyledi. Birkaç dakika sonra geldi. ‘Arabana bin ve beni takip et’ dedi. Mezarlığa giden yolda durduk. Güran’ın sağ ön camını açması üzerine ön koltukta, çocuğun sarılı olduğu battaniyeyi gördüm. Battaniyeyi göstererek, ‘Arif’in kızını öldürdüm’ dedi. Eğertutmaz Deresi'ni göstererek, ‘Cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm’ diye tehdit etti.”
Bahtiyar, 21 Eylül’de iki ifadesini tamamen değiştirdi.
Salim Güran’ın, kendisini kardeşi Arif’in evine çağırdığını öne sürdü.
Bahtiyar’ın ifadesi:
“Salim ile Arif’in evine girdik. Bir oda hariç odaların kapıları kapalıydı. Evin içinde Enes, Yüksel, Eren ve Muhammet Güran’ı ya da başka kimseyi görmedim. Salim, beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde haraketsiz ve yatar vaziyette olduğunu gördüm. Ağzında köpük şeklinde sıvı vardı. Salim, bana ‘Yüksel ile birlikte olduğumuzu gördüğü için kızı öldürdüm. Artık suç ortağımsın. Bu olaya tanık oldun, bunu yok edeceksin. Yoksa oğlunu futbol okulundan aldırır ve kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonra 200 bin TL veririm’ dedi.”
Bahtiyar, ilk iki ifadesindeki boşlukları 11 günlük süredeki adli gelişmelere ve televizyonlardaki iddialara göre dolduruyor.
Misal…
Salim Güran’ın aracında ön koltukta bulunduğu söylenen DNA örneğinin arka koltukta çıktığı anlaşıldı.
Bahtiyar da araba ‘sahnesini’ ifadesinden çıkarıyor!
Saat 14-16 arasında anne Yüksel ve oğlu Enes’in evde uyuduğu ifadelere yansımıştı. Herhalde Bahtiyar, “Herkes uyuduğuna göre kim aksini iddia edebilir” diye düşünerek, ev sahnesini ifadesini yerleştiriyor.
Narin’e ait ölüm sıvısının amcaya bulaştığı iddia edilmişti.
Bahtiyar, haberleri takip etmiş olmalı ki Narin’in ağzından sıvı geldiğini ileri sürüyor.
Son olarak…
Salim, ‘oğlunu öldürmekle tehdit ettiği için’ cesedi yok etmeye evet dediğini öne sürdü.
Hangisi?
Para teklifi için mi kabul etti, yoksa ölümle tehdit etti diye mi?
Salim Güran, Bahtiyar’ı mı öldürecekti, oğlunu mu?
Cesedi sokakta mı teslim etti, evde mi?
Bahtiyar, cesedi arabayla mı eve götürdü, kucağında taşıyarak mı?
Dereye mi, avluya mı, ahıra mı?
Bahtiyar, 9 Eylül’de, battaniyeye sarılı olan Narin’i bir çuvala koyduklarını, o halde teslim alıp Eğertutmaz Deresi’ne gömdüğünü ileri sürüyor.
İlk ifadesi şöyle:
“Güran, ‘Torba var mı?’ dedi. Bagajımdan çuval çıkartıp verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp çuvala koyduk. Çuvalın ağzını bağlamadan aracımın arka koltuğunun önündeki paspasa koydum. Güran, ‘Eğertutmaz deresine götür’ diyerek, eliyle orayı işaret etti.”
10 Eylül’de, olay akışını değiştiriyor.
Narin’i aracıyla eve taşıdığını, çuvala koyup dereye götürdüğünü söylüyor.
Bahtiyar:
“Aracımla geri geri ikametime yanaştım. İkametimin avlusunda, inşaat malzemeleri bulunan çuvalı boşaltarak getirdim. Aracımın içerisinde, Narin’in başı aşağıda olacak şekilde, çantası ve terlikleriyle yerleştirdim. Eğertutmaz deresine hareket ettim.”
21 Eylül’de, battaniye içinde kucağına aldığı cesedi, yürüyerek evine girdiğini ve bu kez ahıra soktuğunu iddia ediyor.
İfadesinden:
“Cesedi kucağıma alarak ikametten çıktığımda Narin’e ait terlikleri battaniyenin içine koydum. İkametime indim. Kendime ait ahıra pencereden cesedi koydum. Ahırda bulunan çuvalı aceleyle cesedin başına geçirdim. Daha sonra arka koltuk paspas kısmına bıraktım. Battaniyeyi arkamdan aracıyla gelen Salim Güran’a verdim. ‘Cesedi gerekirse parçala ve Eğertutmaz deresine at’ dedi.”
Bu ana kadar bütün sapkın ve ensest ilişki iması içeren komplo teorileri Arif Güran’ın ahırı etrafında üretiliyordu. Bahtiyar, üçüncü ve son ifadesinde Narin’in cesedini kendi ahırına soktuğunu ifade etmiş oldu.
Narin, ahıra sokulduğunda ölü değil, canlı olmuş olabilir mi?
Sağ girip ölü çıktığı ihtimali hiç de azımsanmamalı.
Yok mu, duydu mu, gördü mü?
9 Eylül’de Bahriyar’a Güran’ın yasak ilişkisinin olup olmadığı soruluyor.
Soru şu şekilde:
“Eşi haricinde bir gönül ilişkisine şahitlik ettiniz mi?”
Bahtiyar, “Şahitlik etmedim” diyor.
10 Eylül’de, hem Narin’in annesi Yüksel ile hem de amcasının eşi Maşallah ile cinsel ilişkisinin olduğunu ileri sürüyor.
Bahtiyar, şu iddiaları öne sürüyor:
“Güran’ın Yüksel ile amcasının eşi Maşallah ile ilişkisinin olduğu konuşuluyordu. Güran’ın iki kadından biriyle yaşadığı cinsel ilişkiyi Narin'in görmesi üzerine, çocuğun bu hususu anlatması durumunda toplumda dışlanacağı, itibarsızlaşacağı ve aile içerisinde problemler yaşayacağından dolayı onu öldürmek istemiş olabilir. Ahırda cinsel ilişki yaşanmış olabilir. Kuran kursunda dönen Narin’in ahırda birşeyler görmüş olabileceğini düşünüyorum.”
Bahtiyar’ın ifadesi, başka tanıklarla doğrulanmadığı gibi, kimi verilerle çelişiyor. Buna rağmen Maşallah Güran gözaltına alındı ve ifadesinde Salim Güran ile ilişki yaşayıp yaşamadığı soruldu. Sonra tutuklandı. Hediye Güran’a da aynı soru yöneltildi.
Bahtiyar, 21 Eylül’deki ifadesinde ise Salim ve Yüksel Güran’ı odada gördüğünü savunarak, şunları söylüyor:
“Salim, bana ‘Yüksel ile birlikte olduğumuzu gördüğü için kızı öldürdüm’ diye konuştu.”
Şimdi, düşünün:
Salim Güran, annesiyle birlikte olduklarını gördüğü için ve kimselere söylemesin diye yeğeni Narin’i öldürüyor…
Fakat hem kardeşinin eşiyle ilişki yaşadığını hem de bu yüzden Narin’i öldürdüğünü Bahtiyar’a söylüyor!
Bu, insanları gerizekalı yerine koymak değil de nedir?
Kaldı ki bu ifade temel alındığında Salim’in aracındaki DNA, Maşallah ve Hediye Güran’a yöneltilen suçlamalar hükümsüz kalıyor.
Yanlış Kürtçe tercümeden ötürü tutuklanan 15 yaşındaki R.T.’nin günahsız olduğu anlaşılıyor.
12 tutuklu var, bir katil yok
Önüne kırk yılda bir cinayet dosyası gelen jandarmalar Narin Güran soruşturmasını yüzlerine gözlerine bulaştırdı.
Savcılar da onlardan geri kalmadı.
Kürtçe konuşmayı çözdürmeyi beceremediler.
Üç kadına “Salim’le ilişkin var mı?” diye sorarak ve “Cevapsız çağrılarla mı haberleşiyordunuz?” diye saçmalayarak, bu cinayeti sulandırmayı başardılar. Katile ulaşamayınca kollarından kimi tuttularsa içeri attılar.
12 tutuklu var.
Bir tane katil yok.
Hala Narin’in kim tarafından nerede öldürüldüğü belirsizliğini koruyor.
Ne acıdır ki, cinayet şüphelilerinden Nevzat Bahtiyar, iftiraları ile soruşturmaya yön veriyor.