Serpil Yılmaz
Narin’in ağabeyi Baran hukuk fitilini ateşledi
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın müşteki konumundaki ağabeyi Baran Güran, kardeşinin ölümünün araştırılması için Diyarbakır Barosu’ndan hukuki destek talep etti.
Güran ailesinden gözaltına alınmayan ve Diyarbakır dışında yaşayan ağabey Güran’ın bu destek talebi; Tavşantepe’de “herkesin bildiği sır” niteliğine bürünen minik Narin’in öldürülme ve cenazenin kaybettirilmesi sürecinin aydınlatılması için ileri bir adım olarak değerlendirilebilir.
Baran Güran’ın Diyarbakır Barosu’na yaptığı başvuruyu, Narin dosyasını yakından takip eden Halktv muhabiri Ferit Demir, dün “kritik bir gelişme” olarak kamuoyuna duyurdu.
Baronun Baran Güran’ın başvurusuna ilişkin açıklaması şöyle:
“Narin Güran’ın abisi Baran Güran 16.09.2024 tarihinde Baromuza başvuruda bulunmuştur.
Yazılı Başvurusunda ‘fail/lerin kim olduğuna ve yakınlık derecesine bakılmaksızın, kardeşim Narin’in öldürülmesi ve cenazesinin kaybettirilmesi ile olaya dair bilgi sahibi olup da soruşturma makamlarına gerekli beyanda bulunmayan tüm sorumluların tespit edilerek cezalandırılması ve adaletin sağlanması için Diyarbakır Barosundan hukuki destek talebinde bulunuyorum’ demiştir.
İlk günden beri dosyayı büyük bir titizlikle takip eden Baromuz müşteki sıfatına haiz olan Baran Güran’ı temsilen soruşturma dosyasına dahil olmuştur.”
***
Baran’ın yardım talebini, 15 Eylül 2024 tarihinde bu köşede yayımlanan “Ankara’da Omerta Yasası” hazırlanıyor” başlıklı yazımla birlikte okumakta yarar var.
Söz konusu yazımda; mafya’nın “suskunluk yasası” olarak da ifade edilen Omerta’nın; hem Adalet Bakanlığı’nda süren çalışma, hem de TBMM Adalet Komisyonu üyesi CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre’nin kanun teklifinde ele alındığını paylaştım.
***
Adalet Bakanlığı’nın “olayla ilgisi bilgisi ve tanıklığına” başvurulanlara yargıyı yanıltmaları halinde ceza verilebilmesini sağlamak üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na (TCK) bir ek madde hazırlığında olduğunu belirtmiştim.
Aynı yaklaşım CHP tarafında da belirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, kamuoyunda infiale yol açacak düzeylere ulaşan şiddete şahitlik edip susan ve herhangi bir müdahalede bulunmayanların hapisle cezalandırılması için TCK’ya yeni bir hüküm eklenmesini teklif etti.
Emre’nin TBMM Başkanlığı'na verilen yasa teklifinde, TCK’ye ''Yardım sağlamama; yardım sağlayan kişilerin engellenmesi'' başlıklı bir madde eklenmesi öngörülüyor.
Yasa teklifinde mağdurun çocuk ve kadın olması halinde yaptırımın derecesinin artırılması için hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu vurgulandı.
***
İnsan hakları aktivisti ve hukukçu CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bilgi sahibi olanların tanıklık sürecini iki açıdan ele alıyor.
BİR: 5237 sayılı TCK.'nın özel hükümlerin yer aldığı “Adliyeye Karşı Suçlar” başlıklı bölümün, suçu bildirmemeyle ilgili 278’ inci maddesinde “İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer alıyor.
İKİ: Sanık ve birinci derecede yakınlar davanın aleyhlerine dönmelerine yol açacak ifade vermeye zorlanamazlar.
***
Sivil toplum dünyasında iş dünyasının 81 ilde örgütlenen çatı kuruluşu TÜRKONFED’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve büyük sermaye gruplarının ağırlıkta olduğu TÜSİAD’ın 2021-2022 dönemi Haysiyet Divanı Üyesi Av. Mehmet Gün’ün başkanlığında, 2012 yılında yargıda iyileştirme hareketi olarak yola çıkan “Daha İyi Yargı Derneği”, adli yargılama sürecine ilişkin bir çalışma ile kamuoyunun önüne çıkmıştı.
Bu çalışmada; yargılamalarda uyuşmazlık konusu vak’alarda maddi gerçeğin ve delillerin; samimi, “tam ve doğru ifşa ve ibraz” edilmesini sağlayan bir yargılama mekanizması önerisi getirilmişti.
***
Narin cinayetiyle ilgili görüştüğümde Gün, “Gerçeğe aykırı beyanlar ile yargılama sürecini zorlaştırıcı ve suistimal edici davranışların önlenmesi için mekanizma ve süreçler getirilmesi, buna rağmen uyulmaması halinde ciddi yaptırımlar uygulanması; böylece iddia, savunma ve mahkeme arasında güven oluşturulmalı, kaliteli ve hızlı yargı hizmeti verilmeli” görüşünü yineliyor.
***
Anayasa çalışmaları da sürdüren Av.Gün, “tam ve eksiksiz demokrasi” hedefini gerçekleştirmek için yapılması gerekenleri, “Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolları” kitabında ele aldı.
TÜRKONFED, Av.Gün tarafından yayınlanan kitabın yönetici özetini, 2019 yılında “Türkiye’nin İkilemi; Orta Gelir ve Orta Demokrasi Tuzakları Politika Belgesi” olarak tanıdı.
Ekonomik kalkınmanın yolunun, hukukun üstünlüğü ve hesapverir kurumlar inşa etmekten geçtiğini savunan Gün’ün eseri,“Turkey’s Middle–Democracy Issues and How to Solve Them” ismi ile İngilizce’ye çevrildi.
Narin Davası, hukukun üstünlüğünü topluma tartıştıran bir süreci harlama kapasitesi taşıyor.