Mustafa K. Erdemol
Mal Varlığı da Partisi de Tehlikede
Berlusconi Geride Kaos Bıraktı
Recep Tayyip Erdoğan’ın İtalyan İl Messaggero gazetesi için geçen hafta yaşamını yitiren İtalya eski Başbakanı Silvio Berlusconi hakkında bir yazı kaleme yazması elbette vefalı bir tutum. Erdoğan’ın, aralarında seks skandallarına, yolsuzluğa, görevi kötüye kullanmaya, rüşvete bulaşmış olanlar olsa da “dostlarına“ ne kadar değer verdiğini gördük bir kez daha. Söz konusu yazısında Erdoğan‘ın Berlusconi’yi “nev’i şahsına münhasır” biri olarak değerlendirdiğini duyunca Berlusconi’den bir kez daha söz etmenin doğru olacağını düşündüm.
Benzedikleri de ona benzeyenler de çoktu
Yazısının tamamını okumadım tabii ama Berlusconi’nin, “sadece kendisine benzer” ya da “başka bir benzeri yok” anlamlarına gelen “nev’i şahsına münhasır” bir figür olduğuna nasıl inandığını merak etmedim de değil Erdoğan’ın. Çünkü Berlusconi, kendisine benzeyenlerin gerçekten çok olduğu, örneği hayli çok bir siyasetçiydi. Politikada “çılgınlık, seks skandalları, kural tanımama vs” gibi tutumları onu “nev’i şahsına münhasır” kılıyor sanılabilir ama o alanda da tek sayılmazdı. Yani Erdoğan vefa göstereyim derken eski dostunu hayli abartmış, anlaşılan.
Kendisine benzeyen diğerlerinin olduğu gibi onun da son derece karışık bir özel yaşamı vardı bir kere. O özel yaşamdan da geriye aile içi kaos kaldı şimdi. Onca ilişkisinden olma beş çocuğu mal varlıklarını paylaşmanın kavgasına düştüler. Kavga edilmeyecek gibi de değil doğrusu. Medyayı, emlağı, finansı, sinemayı, sporu kapsayan geniş bir imparatorluktur nihayetinde geride bıraktığı. Tahminen 6 milyar Avro (5.15 milyar TL) değerindeki varlığıyla ülkenin en zengin adamlarından biri olan Berlusconi, ölümünden sonra bu imparatorluğu kimin yöneteceğini hiçbir zaman söylemediği için durum daha karışık bir hal almış bulunuyor.
Yüzde 61 kimin olacak?
Berlusconi'nin çocuklarının her birinin holding şirketi Fininvest'te hisseleri var. Büyük kızı Marina ,Fininvest'in başında bulunuyor. “Çok çok zeki” olduğu belirtilen Marina'nın babasına "en yakın" kişi olduğu biliniyordu. Marina'nın kardeşi Pier Silvio şirketin TV ağı Mediaset'i yönetiyor. Her ikisi de Fininvest'in "yaklaşık yüzde 8'ine" sahip. Anneleri farklı olan üç kardeş Barbara, Eleonora ile Luigi ise ortaklaşa yüzde 21,4 hisseye sahipler. Şimdi "kilit soru" Berlusconi'nin yüzde 61'lik çoğunluk hissesini kimin alacağı.
İtalyan yasalarına göre, çocuklar babalarının mirasının en az üçte ikisini almak zorunda. Ancak Berlusconi'nin ortağı Marta Fascina’nın, kalan mirasın dengesini değiştirebileceğini, çocukların da "parayı, huzuru düşünerek" şirketteki paylarını satmayı tercih edebileceğini söyleyenler var. Beş çocuğun "başta İtalya ile İspanya’da olmak üzere varlıklarını korumak" için hisselerini tutmayı seçebileceğini öne sürenler de. Allah için, sessiz sedasız çocuklardı. Hiç kamusal alanda görülmediler. Babaları kadar enerjik de değiller, siyasi açıdan açgözlülükleri de yok.
Forza Italia’nın durumu?
Çocukları bir arada tutan tutkal Berlusconi idi. Onun yokluğunda aile birliği korunup korunacak mı belli değil. Ancak aynı merak partisi Forza İtalia için de geçerli. Berlusconi’nin olmayışı partinin “ölmesi” demek siyasi çevrelere göre. Kurucusuydu, lideriydi ama son on yıldır partiyi tamamen finanse eden de oydu. Dolayısyla Berlusconi’yi iktidara getiren, şimdi de Giorgia Meloni iktidarının koalisyon ortağı olarak yeniden canlanan parti gerçekten de tarihe karışabilir. Hayatta kalma şansı Berlusconi’nin çocukları Marina ile Pier Silvio’nun babalarının “siyasi eserine” yatırım yapıp yapmayacaklarına bağlı. Parayı keserlerse parti biter.
Marina'nın Forza Italia'nın liderliğini devralmak için iş dünyasındaki pozisyonunu bırakmaya karar vermesi "büyük bir değişiklik" olur tabii. Ama kızın siyasi çekingenliği dillere destan.
Yani partinin hayatta kalması şu sıra çok önemli. Çünkü koalisyon ortağı. Sürekli siyasi kriz yaşayan İtalya’da biten bir koalisyon ortağı hükümeti de düşürebilir. Bu pekala mümkün. Ülkenin sağcı Başbakanı Meloni koalisyon hükümeti çökmemesi için Forza İtalia için kesenin ağzını açarsa durum farklı olabilir tabii.
Ne olacağını göreceğiz nasılsa.
Parasını siyaset için kullanan, gücü seven, konjonktürel bir avantajla iktidar bile olabilen dünya kadar Berlusconi var dünyada. Yani öyle pek de “nev’i şahsına münhasır” biri değildi.
Görürseniz söyleyin Erdoğan’a.