Mahmutpaşa Bakanlığı

Kilis'teydim dün.

Merkez Bankası'nın (MB) faizi bir puan düşürdüğünü açıklamasından hemen önce bu şehri boydan boya kesen Cumhuriyet Caddesi'ni dolaştım.

Ne cadde ve sokaklarda dikkate değer bir kalabalık, ne çarşılarda alışveriş telaşı, ne de dükkanlarda siftah sevinci var.

Baklavacılar tekinsiz, yorgancılar bezgin, kaçak tütüncüler avare.

Kuyumcular Çarşısı, cenaze haberi gelmişçesine sessiz.

Esnaf hem ekonominin iflasa sürüklenmesine, hem Kilis'in Suriyelileşmesine öfkeli.

Değil ensarın muhacire, babanın oğluna bile hayrının olmadığı bir yoksulluk kol geziyor.

Tüm gözler televizyonların sağ alt köşesine sabitlenmiş.

"Dolar şimdi kaçak çıktı?"

"Acaba Euro kaça?"

"Ya altın..."

Derken, ekrandan alt yazı geçiyor: "MB, faizi 100 baz puan düşürdü."

Darbeyi enişteden, faizi biraderden

Sürpriz olmadı.

MB, geçen aydan tavrını belli etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nas ortada olduğuna göre sana bana ne oluyor" şeklindeki iktisat teorisi ile sinyal vermişti.

Son gün sahneye Hazine ve Maliye Kayyumu Nureddin Nebati'nin kardeşi Seyidullah Nebati çıktı. Bir gün önce Bloomberg TV'ye, "Merkez Bankası bir puanlık faiz indirimi yapacaktır" dedi. Bakan kardeşinin 'öngörüsüne' yatırım yapanlar servetlerini katladı.

Böylelikle AK Parti, Türk devlet geleneğine bir ışıltılı tecrübe daha kattı.

15 Temmuz'da darbe girişimini Ziya enişteden öğrenmiştik.

Şimdi de faiz indirimini biraderden haber aldık.

Seyidullah Nebati'nin tahmin ettiği gibi faiz yüzde 15'ten 14'e indi.

Dolar, 15 TL'yi geçerken...

Euro, 17 TL'yi aştı.

Sterlin'i artık saymıyorum.

Ucuzluk kampanyası

Erdoğan, bu yangını söndürsün, Türkiye'yi uçurumdan çekip kurtarsın diye Mahmut Gürcan ve Yunus Elitaş'ı Hazine ve Maliye bakan yardımcılığına getirdi.

AK Parti'ye yakışan bir tercih!

Bilhassa Bakan Nebati ve yardımcısı Gürcan.

İkisi de imam-hatipli.

İkisi de Refah ve Fazilet partileri ile AK Parti'nin Bakırköy ilçe başkanlığını yapmış.

İkisi de tekstilci.

Konfeksiyoncu Nureddin Nebati bakanlığa atanabiliyorsa...

Çorap üreticisi Mahmut Gürcan'dan hayli hayli bakan yardımcısı olur.

Türkiye, fırsatlar ülkesidir artık.

Yarın overlokçu'dan Merkez Bankası Başkanı, ilik-düğmeci'den Borsa Genel Müdürü ve son ütücü'den şakkadanak Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi seçilebilir.

Bundan böyle Mahmutpaşa Yokuşu'nda, yalnızca tekstil ve konfeksiyon sektörünün değil, Hazine ve Maliye'nin de kalbi atacak.

Patron çıldırdı!

Her şeyin ucuzu Mahmutpaşa'da.

Don da var.

Taklit ayakkabı da...

Emek de!

Asgari ücret şimdiden eriyor

Dün faiz kararı açıklandıktan bir saat sonra Erdoğan 2022 yılı asgari ücretini ilan etti.

Buna göre bir işçi 4250 TL alacak.

Görünürde tahminlerin üzerinde bir rakam.

Yüzde 50'ye yakın bir artış yaşansa da alım gücü bakımından 2021'deki asgari ücretin altında kalıyor. Geçen yılbaşında asgari ücret 384 dolara denk düşerken, bu yıl ise zamlı haliyle 274 dolara geriledi. Asgari ücret sözde artarken, alım gücü bakımından 110 dolar azaldı. Tam AK Partilik bir hesap bu.

Üstelik doların 20 TL'yi zorlayacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla asgari ücret, 1 Şubat 2022 itibariyle zamlı haliyle işçinin cebine girmeden, enflasyon canavarı tarafından çalınabilir. Bugün 274 dolar olarak hesaplanan asgari ücret 254'e inebilir.

DİSK'in Asgari Ücret Gerçeği 2021 Araştırması'na göre Türkiye, Avrupa Konseyi'nde en düşük asgari ücretin verildiği sondan ikinci ülke.

Sonda Arnavutluk var.

Türkiye'de 6.3 milyon işçi asgari ücret alıyor.

Yaklaşık 3.4 milyon işçi asgari ücretin altında kazanıyor.

1.7 milyon işçi 1.500 TL ile yetiniyor.

Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında alanların sayısı 9.7 milyonu buluyor. Ücretlilerin yarısına geliyor bu.

Avrupa'da çalışanların ancak yüzde 10'u asgari ücrete çalışırken; Türkiye'de toplumun ortalama ücretine dönüştü.

Artık beyaz yakalılar da bu parayı alıyor.

Hizmet sektöründe çalışanlar da, sözleşmeli öğretmenler de...

Türk vatandaşı için aylık kazancıyla yurt dışına tatile gitmek bir hayal.

Harahura

Birkaç yıl öncesine kadar ekonomisi Ardahanlı celeplerin ve Rizeli çay üreticilerinin kumar parasıyla ayakta duran Gürcistan, şimdi "Ucuzluk var" diye Türkiye sınırındaki şehirlere akıyor. Gürcüler Türk Lirası için, kendi dillerinde "Harahura" diyor. Yani, değersiz, işe yaramaz!

Bulgarlar vaktiyle çalışmaya geldikleri Edirne sokaklarında bugün Noel alışverişine çıkıyor. Raftaki şekerlemeyi bırakan, askıdaki kıyafeti kapıyor.

Hadi, bu neyse...

Kilis'in karşı yakasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hakimiyet alanındaki topraklarda, Suriye Lirasından daha istikrarlı diye TL'ye geçen Suriyeliler kan ağlıyor.

Usanç ve endişe arasında

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ziyaretini izlemek üzere geldiğim Kilis'ten ayrılırken, müşterisiz çarşıların ve siftahsız dükkanların kasveti üzerime çöktü.

Havada, akıbeti kestirilemeyen bir belirsizlik hakim.

Her an kararabilir, aniden açabilir de.

İnsanlar da öyle...

Çoktandır ölmüş olanı toprağa veremeyişin usancı var yüzlerinde.

Çoktandır doğması bekleneni, ana rahminden çekip çıkaramamanın endişesi var.

Akşener'in 'Bilge' ekonomisti

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Doğu ve Güney Anadolu gezisine iki ekonomi kurmayı ile katıldı.

Bunlardan Prof. Dr. Ümit Özlale, kamuoyu tarafından tanınıyor.

Prof. Dr. Bilge Yılmaz ise pek bilinmiyor.

Yılmaz, ABD'deki Pensilvanya Üniversitesi'nin ünlü işletme okulu Wharton School'da iktisat profesörü.

53 yaşındaki Yılmaz, ekimden beri Akşener'in iktisat ve finans danışmanı.

Suudi Arabistan Merkez Bankası görevlilerini eğiten Yılmaz, ABD ve Türkiye'deki Türk ekonomistlerden oluşan 12 kişilik teknokrat ekiple çözüm üretmek istiyor.

ABD'den gelip Akşener'in Osmaniye, Kilis ve Gaziantep gezisine katılan Yılmaz, sorularımı yanıtladı.

Türk ekonomisini nasıl buluyorsunuz?

Türkiye, para piyasalarında çok büyük yanlışlar yaptı.

Kastınız ne?

Merkez Bankası özerlikliğini kaybetti, bağımsız değil. Verdikleri kararları bilimsel tabana oturtamazlar. Türkiye'nin yaptığı bir çılgınlık.

Neyi kastediyorsunuz?

Sadece faiz indirme politikası değil. Sürekli MB başkanının ve Para Piyasası Kurulu üyelerinin değiştirilmesi, değiştirilme şekli, nereden tutsanız elinizde kalıyor. Türkiye'nin enflasyon beklentisi kaç? Vatandaşa sorsak, yüzde 30-40-50. MB ne diyor? Yüzde 14 faiz. Yani, vatandaşa diyorsun ki "Paranı koy bankaya, yüzde 15-20'sini yok edeceğim." Türk lirasını cazip kılmıyorsun. Ödünç aldıklarını satıp doları kontrole çalışıyorlar. Sonu iyi değil. Bu iyi bitmeyecek.

Erdoğan'ın "Faiz sebep, enflasyon sonuç" tezini nasıl yorumluyorsunuz?

Bu fantezi. Ciddiye alıp konuşmaya gerek yok. Bilimde yeri yok. Her yıl binlerce akademisyen araştırma yapıyor. Böyle birşey yok. Yüzde bir olasılıkla doğru olabilecek şeyler bile araştırılıyor, bu araştırılmıyor.

Çin Modeli hakkında düşünceniz nedir?

Bu yolla fakir ülkelerle rekabet edersiniz. Türkiye gibi orta gelir grubundaki ülkelerin teknoloji basamaklarını tırmanması ve marka yaratması lazım. Türkiye'nin ucuz işçilikle gidebileceği bir yer yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi