Lüks tekneyi teslim almaya Zehra Taşkesenlioğlu da gitmiş

Türkiye’de siyasi talimat üzerine tutuklananlar listesine bir kişi daha eklendi: AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi Prof. Ünsal Ban.

Eski Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin rektörü olan Ban, 29 Ağustos’ta gözaltına alındı.

İddiaya göre…

‘Betina’ adlı lüks teknesiyle Yunanistan’a kaçacaktı.

Gerçekten kaçacak mıydı?

Göçmen kaçakçısıyla yakalandı

Dosyaya bakarsak…

Ban, göçmen kaçakçılığından sabıkalı Y.A. ile Muğla’ya doğru yola çıktı.

Ne hikmetse bu araç, Y.A.’ya aitti.

Ban, yola çıkarken, yat kaptanını arayarak, “Bana feribot seferi ayarlayın. Her ihtimale karşı Kalimnos adasındaki botla Turgutreis’e gelin” talimatını verdi.

Vaziyet böyleyken…

Ban, 2 Eylül’de Emniyet’teki ifadesinde, kaçacağı suçlamasını reddederek, şunları söylüyor:

“Evdeki huzursuzluktan dolayı moralim bozuktu. Y.A., ‘Biraz kafa dağıtalım, tatile gidelim’ dedi. Türk karasularında dolaşacaktık. Yurt dışına çıkma isteğim olsaydı diplomatik ve yeşil pasaportum olduğundan istediğim yere giderdim.”

İzahat inandırıcı görünmüyor.

Vergiden kaçmak için

Ban, öğretim üyeliğinin yanı sıra borsada danışmanlık hizmeti sunduğunu, profesyonel yöneticilik ve hisse senedi seçimi yaptığını söylüyor.

Aylık kazancı yaklaşık 100 bin TL.

Birikimi 10-15 milyon TL.

Şu servete bakın…

Peki ya, tekne?

Ban, Malta bandıralı tekneyi 2,5-3 ay önce finansal kiralamayla beş yıllığına kiraladığını söylüyor.

Kira bedeli 3.850.000 Euro!

Ban:

“Almanya’da yüzde 1 faizle kiraladık. Zehra Taşkesenlioğlu’nun bilgisi var ve teslim almaya beraber gittik. Faiz ve vergi avantajı için Malta bandıralı olmasını tercih ettik.”

Bilgiler çelişiyor.

Şöyle ki:

Taşkesenlioğlu, boşanma davası dilekçesinde Ban’ın 750.000 TL’ye tekne aldığını, sonra bunu satarak, bütün itirazlarına rağmen 4.500.000 Euro’ya ‘Betina’yı aldığını anlatıyor.

Bu açıklamalardan hangisi doğru?

Kime inanalım?

Ekmek kuyrukları dolana dolana uzarken…

Kredi borcunu ödeyemeyen çiftçiler banka önlerinde traktör yakarken…

Açlar ordusu çöplerden ekmek toplarken…

Taşkesenlioğlu şatafatından geri kalmıyormuş!

Eşiyle ta Almanya’ya kadar giderek, tekneyi teslim alıyormuş!

Vergiden kaçınmak için Malta bandıralı olmasını tercih etmişler. Al sana, en yerli ve milli milletvekili!

Eşinin şoförünü danışman yapmış

Gözaltına alınanlardan biri de Ban’ın şoförü Ahmet Karakaş’tı.

Ban, Karakaş ile 15 yıldır çalıştığını vurguluyor.

“İlk zamanlar şofördü. Daha sonra Mengen ve önceden ortak olduğum Dentak’ta genel müdürlük yaptı” diyor.

Ban, kasten yanlış bilgi veriyor.

Taşkesenlioğlu’na göre…

Mengen ve Dentak, kağıt üzerinde ağabey Ünal Ban ve Ahmet Karakaş’ın gözükse de gerçekte Ban tarafından yönetiliyor. Fakat Ban’a sorarsanız, Mengen’in yüzde 2.5 ortağı olduğunu iddia ediyor.

Halkı yanıltan sadece Ban değil.

Taşkesenlioğlu da yanıltıyor.

Taşkesenlioğlu da kardeşi Nesrin Kakırman ile kurduğu Maya adlı danışmanlık şirketini evlendikten sonra Karakaş’a ve Mengen’e devretti. Ünsal Ban, ihtimaldir ki Maya üzerinden borsada danışmanlık verdi.

Bu birinci usulsüzlük.

İkincisi:

Ban, ifadesinde “Ahmet Bey, aynı zamanda Taşkesenlioğlu’nun meclis kadrosunda danışmanlığını yaptı” diyor.

Meğer Taşkesenlioğlu, eşinin şoförünü danışmanları arasında göstermiş. Ben Karakaş’ın TBMM’ye gittiğinden bile kuşkuluyum. Dolgun danışmanlık ücreti böylece Ban ve Taşkesenlioğlu çiftinin cebine girdi. Usulsüzlüğü başka türlü izah edemiyorum.

Türkiye, işsiz cehennemine dönmüşken…

Üniversite mezunları torpilleri olmadığı için babalarının eline bakarken…

Ban ve Taşkesenlioğlu, danışmanlık maaşına çökmüş!

Görüntü 7 Temmuz’da çekildi

Taşkesenlioğlu’na ait görüntüler 7 Temmuz 2022’de çekilmiş.

Ban, o gün Taşkesenlioğlu’nun iki bıçağı karnına dayayıp öldürmekle tehdit ettiğini savunuyor. Bunun üzerine “Başıma bir şey gelirse sen ve abin sorumlu olacak. Seni videoya alıyorum” diyerek, çektiğini iddia ediyor.

Ban, videoyu Peker’e göndermediğini öne sürüyor. Gel gör ki Peker, “Görüntüleri bana o yolladı” diye yazmıştı.

Ban, Peker ile FaceTime üzerinden temas kurduğunu söylüyor.

Nasıl mı?

İki-üç ay önce Peker, Deli Çavuş adlı Twitter hesabından Zehra ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında paylaşım yapınca Ban, tweetlerin silinmesi için Twitter’dan mesaj göndermiş. FaceTime’dan arayan Peker,“Twitlerin silinmesini istiyormuşsunuz. Ben gerçek olduğuna inanıyorum” demiş.

Ban:

“(Peker) Zehra ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu arasında yazışmalar olduğunu, 2019’dan önce birtakım işler yaptıklarını, silmeyeceğini ifade etti. Zehra Hanım’a ilettim. ‘Önlem alman lazım’ diye kendisini uyardım.”

Peker’in telefonu

Ban, özel hayatın gizliliği ve örgüte yardımdan Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. “Delilerin toplanmış olması, muhtemel ceza miktarı, tutuklamanın tedbir oluşu” gerekçesiyle ev hapsi tedbiri konarak, bırakıldı.

Karara itiraz edildi.

Ban’ın göçmen kaçakçılığından sabıkalı Y.A. ile yakalandığı, evinde evrakların yakıldığı, soruşturmanın genişletilebileceğine ilişkin olgular bulunduğu belirtildi.

Bir saat kadar sonra…

“Delileri yok etme şüphesinin olduğu, cezanın alt ve üst sınırı ile kaçma ihtimalinin bulunduğu” sonucuna varılarak, cezaevine gönderildi.

Eğer AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi olmasaydı Ban, değil tutuklanmak, gözaltına bile alınmazdı.

AK Parti’nin özel hayatın gizliliği diye bir derdi olsa; Erdoğan, Deniz Baykal’ın özel hayat görüntüleri yayınlandığında “Bu özel değil, genel” diyerek, meydanlarda göbek atmazdı.

Bu soruşturmada tanık olması gereken Ban’ın içeri atılması bir gözdağıdır.

İktidar Beştepe’de iki danışmandan birinin istifasıyla, diğerinin el çektirilmesiyle sonuçlanan skandalı, kontrol altına almak istiyor olabilir.

Diğer taraftan, eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun rüşvet aldığı iddiası da soruşturulamayacak artık. Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşine 2.5 milyon doları elden verebilecek bir servetinin olmasının, borsada ücretli danışmanlık verilmesinin, siyasi nüfuz yoluyla menfaat temin edilmesinin üzeri örtülecek.

Öncelikli amaç ne, derseniz.

Sedat Peker’e bilgi akışını kesmek.

Bu skandal gösterdi ki AK Partili milletvekilinin eşi davası için Peker’in kapısını çalıyor. Borsacı Mine Tozlu Sineren bile hakkını Peker’in FaceTime’ında arıyor. Bu telefon susturulmak isteniyor.

Aydın’dan Tekin’e: İktidarın elini güçlendiriyor

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, geçen gün katıldığı bir TV programında, sunucunun “Siz diyorsunuz ki HDP’ye bakanlık verilebilir” demesi üzerine “Elbette verilebilir” diye karşılık verince İyi Parti sosyal medyada ayaklandı.

İlkin İyi Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu sert tepki gösterdi. Bu kez Ağıralioğlu yalnız kalmadı ve ‘tepeden’ destek gördü. İyi Parti Siyasi İşler Başkanı Koray Aydın ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu destekledi.

Bu öfkeyi Koray Aydın’ sordum.

Gürsel Tekin’in ifadeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Böyle bir sorumsuzluk olamaz yani. İş bilmemezlik… Bu kadar olmaz. Biz bir yandan üretiyoruz, onlar yıkıyor. Bu nasıl bir şeydir? Kabul edilir değil. Her yönüyle AK Parti’nin zayıflamış haline destek veriyor.

Gürsel Tekin mi?

Tabi. AK Parti’nin bize karşı kullandığı silahı, onların lehine kullanmış oluyor.

İyi Parti tepkili mi?

Şu anda bunu duyan herkes ayaklanmış vaziyette. Ne gerek var şimdi! İktidarın eline rahatça kullanacağı bir silah veriyor. Ve her konuşan böyle yaparsa, bu yol böyle devam ederse sonuçlarının iyi olmayacağı belli.

Ne gibi?

AK Parti’nin elini güçlendiriyor.

Millet İttifakı’nı zedeler mi?

Zedeler tabi. Biz bunu kabul edemeyiz.

Neyi kabul edemezsiniz?

Bu söylemi kabul edemediğimizi söylüyorum. AK Parti’nin şu an elinde kalmış olan tek propaganda silahını daha uygun kullanması için yapılan söylemler olarak görüyoruz. Bu dili sık sık kullanmaya başladılar. Ve arttırarak, devam ettiriyorlar.

İyi Parti tabanında hoşnutsuzluk var mı?

Var tabi olmaz olur mu? Kabul etmiyorlar. Bu söylemleri kendi adlarına mı söylüyorlar, yoksa ittifak adına mı? İktidar partisinin hepimiz adına söylenen sözler gibi takdim etmesini sırtımıza alıp taşıyamayız. Biraz çekidüzen vermek, dikkatli olmak, gelecek planlamasına dayalı olarak hakaret etmek gerekir.

Siz HDP ile isminizin yan yana gelmesini istemiyorsunuz.

İstemiyoruz, evet. Biraz sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Bu kadar olmaz. Bizim sahada şu anda tek karşılaştığımız konu bu. Kimse bunun dışında bir şey söylemiyor.

“Bu” dediğiniz ne?

HDP ile yakınlaşma sözcükleri. Sanki onlar işin içine katılacakmış havası andıran söylemler. AK Parti’den olan akışı kesiyor. Zarar dışında getirisi yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi