Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Küfür edeceğine araştır biraz
Pele’ye de giydirdiler, cahil

İşin içine ırkçılık karıştırmadan laf etmeyi de yazmayı da bilmiyoruz, ne yazık ki. Başka kültürlere hastalık derecesinde düşmanlık gütmek sağlıklı bir kafanın ürünü olamaz. Neden bu kadar kendini beğenmiş, neden bu kadar kibirliyiz anlamak zor.

Fatih Altaylı’nın Dünya Kupası töreninde Arjantin kaptanı Lyonel Messi’ye Arap yetkililerin geleneksel bir Arap giysisi giydirmelerine yönelik lafları yenilir yutulur türden değil: “Messi milli forma yerine o acayip Katar zımbırtısı ile kupa kaldırıyor. S...yım böyle futbola. Katar para ile her şeyi satın aldı. Rezillik. Utanç. Terbiyesizlik. Saygısızlık."

Türkiye’de yazdığına, gazetecilik yaptığına şükretsin, ırkçılığın dibine kadar yaşandığı herhangi bir batı ülkesinde en azından “siyaseten doğru”culuk adına hesabını keser, köşesini elinden alıverirlerdi. Örnek olarak Boris Johnson’u verebilirim, yazı işleri müdürlüğünü yaptığı muhafazakar dergi Spectator’de Yunanlar aleyhine cümleler karalayınca atmışlardı onu müdürlükten. “Muhafazarlık başka ırkçılık başka” diyerek hem de.

Görülmemiş bir şey değil ki

Altaylı’nın neden bu kadar celallendiğini anlamak zor. Adıgeçen, futboldan anladığını iddia ettiğine göre, herhalde futbol tarihini de biliyordur. Dünya Kupası'nı kazanan bir oyuncuya kutlamalar sırasında yerel kıyafet giydirilmesi görülmemiş bir şey değildir. Efsanevi futbolcu Pele’ye de Meksika’da geleneksel bir kıyafet olan Sombrero giydirilmişti yıllar önce.

“Katar para ile her şeyi satın aldı” gibi son derece doğru bir belirleme, geleneksel bir kıyafete “zımbırtı” dendi mi önemini yitiriyor. “Zımbırtı” değil o. Bişt adı verilen yüzlerce yıllık bir giysi. Resmi davetlerde kullanılır. Krallar, Arap artistokratları, zenginler giyer ama sıradan insanlarda da görülür. Geleneksel Arap düğünlerinde damatlar da giyer. Dini bayramlarda da hemen hemen herkesin üstündedir. Batılılarda kravat neyse Arap dünyasında Bişt de odur. Biraz parası olanın, bizdeki takım elbise gibi, aldığı bir giysidir. Daha önemlisi Arap misafirperverliğinde misafire hediye edilir bir kıyafettir. Bizde de hayli yaygın olan ikram kültürünün yansımasıdır. Messi orada misafirdir, sırtına kondurulmasının nedeni budur. Ne var bunda?

Ağzını bozan kimse yok

Üstünden çıkarmasaydı da bir şey olmazdı ama Messi Bişt üstündeyken bir süre durduktan sonra Arjantin formasıyla zaferi kutlamaya devam etmiş haberlere göre. Yani kimsenin kendini yırtmasına gerek yok. Yorumlar, değerlendirmeler farklı. Kimileri “gereksiz” demiş, kimileri de giysinin krallıkla bağına vurgu yapıp “o bir ‘imparator’ tabii ki kralların giysisini giyecek” diye bakmış olaya. Ama tek bir kişi bile “Messi milli forma yerine o acayip Katar zımbırtısı ile kupa kaldırıyor. S...yım böyle futbola” dememiş.

Günahım kadar sevmem Katar rejimini. Stadyum inşaatlarında binlerce göçmen işçinin ölümüne yol açtıkları için Kupa maçlarını da izlemedim. Yani biri Katar rejimine laf ederse itiraz etmem, üstüne bir iki laf da ben koyarım. Gelenekleri kutsallaştırdığım da yok, nice gelenek vardır ki olmaz olsunlar ama eğer bir şeylere karşı çıkacaksak, “karşıtlığımızın” insani gerekçeleri olmalı. Messi’nin sırtına geçirilen geleneksel bir kıyafete isyan ederek “s..ayım böyle futbola” diyen tip, statlar yapılırken binlerce işçinin ölümü karşısında ağzını açmayan tiptir.

Bir Katarlı ne der acaba?

Elbette Katar gibi ülkeler dilediklerini paralarının gücüyle elde ederler. Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak için Katar’ın rüşvet dahil paralar saçması aslında Kupa’ya ev sahipliği yapan/yapmak isteyen diğer ülkelerin yaptığından farkı değildi. Kirli bir dünya endüstriyel futbol dünyası. Katar bu “dünya”nın gerektirdiği neyse onu yaptı. Sonuçta tüm yaptığı, mali getirisinin olduğunu da bildiği bir PR çalışması. Messi’nin sırtına Bişt’i geçirmek bu çalışmanın bir parçası sadece. Bişt burada eleştiri konusu olmayacak tek nesne ayrıca.

Endustriyel futbolda “s..ayım böyle futbola” denecek dünya kadar kirlilik varken bir kültürel nesneden yola çıkıp şovenizmin dibine vurulduğunu gören bir Katarlı ne düşünür gerçekten?

“Tüküreyim böyle gazeteciliğe” derse, haksız mı olur?

***

Yazıyı Sesli Köşe'den dinleyebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi