Mustafa K. Erdemol
Kosova-Sırbistan krizi bitmeyecek
Bölgede savaş ne kadar yakın?
“Avrupa’nın göbeğinde olmaz“ diyenler umarım haklı çıkarlar ama durum pek öyle görünmüyor. Avrupa’yı savaşlardan arınmış bir bölge olarak görme ısrarı insanı yanıltabilir. Kolay değil, kabul, ama 1990’lı yıllarda son derece acımasız bir savaşın yaşandığı bölgede yaralar hala çok taze. Ufak bir kıvılcım bölgeyi ateşe atar.
Kosova’ya ilişkin anlaşmazlığın yüzyıllara dayanan bir geçmişi var. Sırbistan bu bölgeyi hem devletinin hem de dininin neredeyse “kalbi“ olarak görüyor. Kosova'da Ortaçağ'dan kalma çok sayıda Sırp Ortodoks Hıristiyan manastırı bulunuyor. Öte yandan Kosova'nın çoğunluğu Müslüman olan etnik Arnavutları da Kosova'yı kendi ülkeleri olarak görüyor. Bu nedenle Sırbistan'ı yurtlarını işgal etmekle suçluyor. İşte bu anlaşmazlık “Avrupa’nın göbeğinde“ kanlı bir savaşa yol açmıştı. Etnik Arnavutlar 1998 yılında ülkeyi Sırp yönetiminden kurtarmak için bir isyan başlatmış, Sırbistan’ın karşı çıkması, 1999’da NATO müdahalesine yol açmıştı.
Belge/kayıt bahane
Bir süredir yaşanan son gerginlik ise Kosova'nın kuzeyindeki yerel Sırpların, Sırbistan tarafından verilen araç plakaları ile kimlik kartlarının Kosova kayıtlarıyla/belgeleriyle değiştirilmesi emrini protesto etmek için yolları kapatmasıyla başlamıştı. Buna Kosova hükümetinin yanıtı Sırpların yaşadığı bölgeye özel polis güçleri konuşlandırmak olmuştu.
Mesele Sırbistan’ın, Kosova’nın 2008’de tek taraflı bağımsızlığını tanımamasıyla da ilgili elbette. Kosova’yı tanımayan sadece Sırbistan değil, Rusya’nın yanısıra AB üyesi İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya ile Slovakya da tanımıyor. Bu nedenle Kosova vatandaşları Sırbistan'da ikamet ederken özel geçici belgelere ihtiyaç duyuyor. Kosova da aynısını Sırp vatandaşlarından talep ediyor.
Bir kaç kez gerildi iki ülke. Sonuncusu önceki gün yaşandı. Sürüp giden Rusya-Ukrayna savaşının Balkanlara sıçraması değil bu tabii ki. Bu “yerel bir kriz”. Ama savaşa dönerse yerel sınırları aşabilir. Çünkü yapay da olsa çok aktörlü bir kriz bu yaşanan. Bakın, Ukrayna’da “şahin” kimi politikacılar Sırbistan’ın Kosova’yı işgali halinde oraya Ukrayna askerleri yollamaktan söz ettiler sık sık.
Kosova’da çok büyük bir Amerikan askeri üssü var. Dolayısıyla Sırbistan’ın Kosova’yı işgali pek kolay değil. Ayrıca Sırbistan hariç bölgedeki tüm ülkeler ya NATO üyesi ya da NATO birliklerine ev sahipliği yapıyor. Hem NATO hem de AB tarafından tamamen çevrili, ekonomik olarak büyük ölçüde Avrupa Birliği'ne bağlı olan Sırbistan, ABD'nin liderliğindeki ittifak ile karşı karşıya gelme riskini almayacak.
Rusya’nın ilgisi var mı?
Bölgede olanı biteni Rusya’ya bağlayanlar da var elbette. Bunu onlara düşündürten, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya savaş açmadan önce de sonra da birkaç kez bölgede yaşananlardan ötürü NATO’yu suçlaması. Putin, NATO’nun 1999'da Sırbistan'ı bombalaması ile Batı'nın Kosova'yı bir ülke olarak kabul etmesinin uluslararası hukuki düzeni bozan yasadışı bir emsal oluşturduğunu söylemişti. Kimi çevreler Putin’in bu sözleri Ukrayna’ya saldırısını meşrulaştırmak amacıyla söylediğini belirtiyor.
Öyle de olsa Putin’in eleştirisi yanlış değil. Bugün “Kosova Krizi” diye bir şey varsa, Sırbistan’ı parçalayarak kendilerine müttefik bir ülke yaratan ABD/Batı sorumlu bundan. Ancak bağımsızlık ilanından sonra Kosova’nın tanınmaması da krizi artıyor. Yani, Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilan etmesi de yanlış, ilandan sonra başta Rusya olmak üzere kimi ülkelerce tanınmaması da.
Milliyetçi liderler sorunu
İki ülkenin de en büyük talihsizliği ikisinin de ultramilliyetçi liderlere sahip olması. Kosova Başbakanı Albin Kurti sık sık gerilim yaratan biri. Bunu uluslararası çevreler söylüyor. Çoğu Kurti’yi destekleyen çevreler bunlar. Örneğin, kendisinden önceki Kosova liderlerinin sorunu çözmek için önerdikleri Sırbistan ile Kosova arasında bir toprak takası fikrini reddetti.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de herhangi bir çözümün kalıcı olması için uzlaşma içermesi gerektiğinde ısrar ediyor. Sırbistan'ın Kosova üzerindeki kontrolünü kaybettiğini kabul ediyor ama Sırbistan bir şeyler kazanmadan asla uzlaşmayacağını söylüyor.
Son aylarda yaşanan kim bilir kaçıncı gerilim oldu bu. Daha da olacak bu gidişle. Sırbistan ABD ile dostlarını karşısına almaz, bölgeyi ateşe atarak tarihi sorumluluk altına girmez diye düşünüp savaş çıkmaz diyesim geliyor ama hiç mi hiç belli olmaz. Kurti’nin şımarıklığıyla Vucic’in kalın kafalılığı bölgeyi savaşa sokar.
Çılgınlık çağındayız malum.