Kolombiya-Türkiye hattında Coca-Negro trafiği

Uyuşturucu dünyasında ona 'Coca-Negro' deniyor.

Yani, siyah kokain.

Toz ya da taş şeklinde üretilen kokain, denetimlerde yakalanmasın diye aktif karbona, toner tozuna, kömüre ya da gübreye emdiriliyor. Bu yolla maskelenen kokain kahverengi ya da siyaha çaldığı için 'Coca-Negro' adı veriliyor.

Denetimden sonra kokain, kimyasal çözücülerle gübreden ayıklanıyor.

Yeniden taş ve toz kokaine dönüştürülüyor.

Türkiye'de ilk siyah kokain operasyonu geçen yıl 29 Eylül'ü 30 Eylül'e bağlayan gece İstanbul Ambarlı'daki Marport Limanı'nda bekleyen gemiye yapıldı.

Bu gemi Kolombiya'dan gelmişti.

3312 çuvaldan numune

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı 2021/503 esas numaralı iddianameye göre Narkotik Suçlarla Mücadele Müdürlüğü, Kolombiya'dan kalkan gübre yüklü gemiyle Türkiye'ye kokain getirileceğini öğrendi.

Savcılık 9 Eylül 2020'de soruşturma açtı.

Teknik takip başladı.

Beklenen 'Laura Maersk' adlı gemi Marport Limanı'na yanaştı.

Gübrenin göndericisi Globalog S.A. adlı bir şirketti.

Alıcısı Tafa 1 Dış Ticaret Limited Şirketi'ydi

İddiaya göre Tafa'nın alt taşeronu FG Digital Teknolojiler Elektronik Yazılım Limited Şirketi'ydi.

Altı konteynırdaki 3312 çuval gübreden numune alındı.

Numunelerin 236 kilogram 371 gram kokain içerdiği saptandı.

Daha önce kömürle denemişler

İddianameye göre örgüt Ambarlı'daki operasyondan birkaç ay önce de Kolombiya'dan kömür yüklü gemiyle Türkiye'ye kokain sokmak istedi. Kolombiyalılar gemiye operasyon yaptı ve iki konteynırda 1.106 kilogram kokain yakalandı.

Bu sevkiyatın alıcısı da Ambarlı'daki FG Digital'di.

İddianamede şöyle yazıyor:

"Şüpheliler kabul etmese de kokainin naklini M.D.'nin liderliğini yaptığı örgütün organize ettiği, kokainin kömürler içerisinde yakalanması üzerine örgütün yasal yük olarak gübreye yöneldiği değerlendirilmiştir"

İngiliz kimyager

Kolombiya'dan Türkiye'ye uzanan organizasyonun tepesinde işadamı M.D. yer alıyor. M.D. cep telefonu kullanmıyor.

İki adamı üzerinden örgütsel ilişileri yönetiyor.

Ş.Z., nakliye ayağını yürütüyor.

Siyah kokainin gizleneceği yasal yük V.G. tarafından ayarlanıyor.

İthalat için C.A.G.'ye ait FG Digital şirketi kullanılıyor.

Gümrükten çekme işlemini bir gümrük müşavirliği şirketinin çalışanları yürütüyor.

Ülkesinde 29 kilo esrar yakalattığı için üç yıl hapse çarptırılmış olan İngiliz vatandaşı kimyager A.M. de örgüte çalışıyor. 'Doktor' lakaplı A.M.'nin Londra'daki 'Happy Monday' (Mutlu Pazartesi) örgütüne bağlı olduğu ileri sürülüyor.

SKY'dan konuşuyorlar

Gemi yakalanınca konteynırların sahibi olduğunu iddia eden Y.S.G. cezaevine kondu. Ancak gerçekte konteynırlar ve içerisindeki mal, örgüte aitti.

Ş.Z.'nin telefonunda 'Sky' adlı kriptolu programın kurulu olduğu; Berlin, Dayı, Amigo ve 'Niyet Gayret Cesaret' lakaplı kişilerle görüştüğü anlaşıldı. Ş.Z.'nin 'Dayı' lakaplı kişiye "Çocuk yakalandı. Benim de tutuklanmam çıktı. Durum iyi değil" şeklinde yazdığı anlaşıldı.

Yedi kişi tutuklandı.

11 kişiye suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüt üyeliği, uyuşturucu ve uyarıcı madde ithal etmekten Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir dava açıldı.

Halen dört tutuklu sanık var.

Sonraki duruşma 12 Ocak 2022'ye bırakıldı.

Sorular

İddianamede, Coca-Negro'nun Kolombiya ayağında kimlerin olduğuna ilişkin bir tespit bulunmuyor. Yalnızca "Örgüt liderlerinin kimliği tespit edilemeyen yurt dışı kaynaklı olarak uyuşturucu maddeleri temin ettileri" ifade ediliyor.

İddianamede yığınla soru yanıtsız bırakıldı.

Örneğin...

Söz edilen "Yurt dışı kaynaklı" şebeke hangi isimlerden oluşuyor?

Karşımızda Kolombiyalı ya da Latin Amerikalı uyuşturucu kartelleri mi var?

Türkiye bağlantısı nasıl kuruldu?

Diyarbakırlı müteahhit M.D. ve Ş.Z. ile gümrük müşaviri A.O'yu, FG Digital adlı şirket ile İngiliz kimyageri aynı ağda buluşturan suç ekonomisi nedir?

Bir an için, siyah kokainin denetimden geçtiğini varsayalım.

Nerede gübreden ayrıştırılacaktı?

Kimler tarafından piyasaya sürülecekti?

Siyah kokain geleceğimizi karartmadan, bu sorulara yanıt bulmamız gerekiyor.

Peker'e Erkam Yıldırım'a hakaret ve iftiradan dava açıldı

Sedat Peker, 23 Mayıs'ta Kolombiya'dan Türkiye'ye yönelik uyuşturucu trafiğini ifşa etmişti.

Peker, Youtube'daki yayınında, eski Başbakan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam'ın yeni uyuşturucu güzergahını kurmak için 2021 yılının ocak ve şubat aylarında Venezuela'ya gittiğini ileri sürdü. Yıldırım'ın bahisçi Halil Falyalı ile KKTC'yi uyuşturucu trafiğinin merkezi yapmak için çalıştıklarını savundu.

İki gün sonra Yıldırım, avukatı aracılığıyla şikayetçi oldu.

Dilekçede şöyle denildi:

"Müvekkilimin uluslararası uyuşturucu sevkiyatının içinde olduğu ve birtakım ağların eline düştüğü, siyasi nüfuzu sebebiyle hukuk dışı bu sürecin devam ettirildiği algısı ustaca ve planlıca yürütülmüştür. Müvekkilimin deniz ticaretinde çalışıyor olması ve babası Binali Yıldırım'ın AK Parti'de aktif siyasette olması sebebiyle hakkında mesnetsiz iftiralara yer verilmekte, sanki gayrı yasal işlemler yapıyor algısı yürütülmektedir"

Yıldırım'ın Falyalı'yı tanımadığı, Kıbrıs'a beş yıl önce gittiği ve bu kişinin otelinde kalmadığı ifade edildi.

Yıldırım'ın avukatı 7 Temmuz'da bir dilekçe daha sundu.

Yeni dilekçede, İstanbul Hudut Kapıları Büro Amirliği'nden alınan bilgiye yer verildi. Buna göre Yıldırım'ın Ocak ve Şubat 2021'de Venezuela'ya gitmediği belirtildi.

8 Ocak'ta Umman'ın başkenti Muskat'a, 31 Ocak'ta Belarus'un başkenti Minsk'e, 16 Şubat'ta Katar'ın başkenti Doha'ya, 20 Şubat'ta Dubai'ye gittiği anlatıldı.

Ancak Yıldırım'ın 4-8 Aralık 2020'de iş seyahati için Venezuela'ya gittiği, aynı tarihte bu ülkede olan TBMM Venezuela Dostluk Grubu ile biraraya geldiği kaydedildi.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet üzerine Yıldırım'a hakaret ettiği ve iftira attığı iddiasıyla Peker'e dava açtı.

İddianamede şöyle denildi:

"Şüpheli tarafından müştekinin illegal ilişkiler kurup uluslararası uyuşturucu madde ticaretinin güzergahını belirlediğine dair soyut iddiada bulunulduğu, yurtdışındaki zamanı içeren kurgunun gerçek dışılığının resmi kayıtlarla sabit olduğu, rüşvet vb. eylemlerle ilgili kasetler sebebiyle uyuşturucu ticaretine yönlendirildiğine dair tahkir edici mahiyette ifadeler içerdiği, beyanların hiçbir veriye dayanmadığı, ifade özgürlüğü kapsamında korunmasının mümkün olmayacağı..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi