Keşke herkes ayı gibi otursa

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, adını taşıyan büyüklüğe pek yakışmayan bir sahne daha yaşandı.
Maden Yasası görüşülürken AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, muhalefet sıralarına dönerek bağırdı.

“Şu hale bak, ayı gibi oturuyorsun ya!”

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da hemen cevap verdi.

“Sensin ayı, geri zekâlı, ahlaksız herif!”

Bu sözler tutanaklara geçti mi bilmem ama kamu vicdanına takılıp kaldı.
Çünkü ortada unutulmuş bir canlı var: Ayı.

Evet, ayı.
Üzerine deyimler yapışmış, küfür yerine kullanılmış, insanın kibri karşısında itibarsızlaştırılmış bir doğa bilgesi.
Oysa o ormanın efendisidir.
Toprağın hafızası, dağın vicdanıdır.
Ve biliyor musunuz, bugün Meclis’te savunulan maden yasası, en çok ayıların yaşadığı ormanları tehdit ediyor.

Peki ayı ne yapar?
Sessizce yaşar.
Kışın çekilir kendi içine.
Baharda gelir, bozulan dengeyi düzeltir.
Düşen meyveleri toplar, çürümüşleri ayıklar.
Tohum taşır.
Ölü hayvanları yiyerek salgın hastalıkların önüne geçer.
Ayı varsa orman yaşar.

Ama biz ne yapıyoruz?
Ona hakaret yüklü deyimler uyduruyoruz.

“Ayı gibi oturmak”

Ve sonra dönüp “doğa neden bozuluyor” diye soruyoruz.

Bu yasa geçtiğinde ayılar dağdan inecek.
Çünkü yaşadıkları yer kalmayacak.
Orman delik deşik edilecek, su kaynakları kuruyacak.
Ama biz hala ayıyı değil, ayılık ithamını konuşuyoruz.
Oysa atalarımız başka türlü bakardı ayıya.
Türk mitolojisinde ayı, sadece ormanın efendisi değil ormanın ruhu kabul edilirdi.
Ona “Ayı Ana” derlerdi.
Gücün değil, anneliğin, adaletin, doğaya sadakatin simgesiydi.
Avcılar ayıyı öldürmek zorunda kalırsa, ardından özür diler, ruhunu yatıştırmak için tören yapardı.
Çünkü bilirlerdi ki ayı, toprağın dengesidir, dağın vicdanıdır.

Eski Türkler için ayıya hakaret, ormana küfretmek gibiydi.
Şimdi ise ayıyı küfre çevirenler, dağları talana açıyor.
Hem kutsalı unuttular, hem toprağın yasasını çiğniyorlar.

İşin aslı şu.
Meclis’te gerçekten ayı gibi oturanlar olsaydı,
Yani ağırbaşlı, sessiz, doğaya saygılı milletvekilleri…
Belki bu ülkenin ormanları bu kadar kolay satılmazdı.

O yüzden, sayın Varank’ın sözüne bir düzeltme getirmek gerek.

"Keşke herkes ayı gibi otursa."

Çünkü bu çağda “ayı gibi oturmak”, bir ekolojik erdemdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Kaya Arşivi

İmamoğlu davası Türkiye için bir fırsat

03 Aralık 2025 Çarşamba 15:49

Faşizmin başkenti: Google

02 Aralık 2025 Salı 09:38

Okan Buruk: Hakemi bırak felsefeye bak

26 Kasım 2025 Çarşamba 10:39