İktidar acilen çözüm bulması gereken dev boyuttaki iç ve dış sorunlara yoğunlaşmak yerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini hepsinden çok önemsiyor.
O kadar ki, İstanbul Belediyesi’ni CHP’ye vermemek için elinden gelen her yola başvurdu ve sonunda seçimleri iptal ettirmeyi başardı. Şimdi yine gündemindeki en önemli sorun İstanbul seçimi. 
Dış politikada girdiği kıskaç giderek daralırken ve içeride çok ciddi bir ekonomik kriz yaşarken, Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere ülkeyi yöneten kadrolar İstanbul seçimini kazanmak için kolları sıvamış durumda.
Varsa yoksa İstanbul…

NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

İstanbul seçimi neden; ekonomik kriz, ABD ile bozulan ilişkiler, Doğu Akdeniz’de tırmanan gerginlik, Rusya ve Suriye ile çıkar çatışması gibi sorunlardan daha önemli…
Nedenlerden biri olarak iktidarın İstanbul bütçesindeki kaynaktan vazgeçmeyi göze alamaması öne çıkıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun 18 günlük belediye başkanlığı gösterdi ki, İstanbul Belediyesi’nin kaynakları AK Parti’ye yakın vakıf ve derneklere aktarılıyor. 
AK Parti bu kaynağın kesilmesini göze alamıyor.
AK Parti’ye çalışan ve belediye bütçesinden bankamatik memuru olarak maaş alan binlerce kişi olduğu iddiaları gündeme taşındı. Belediyenin araç ve diğer olanaklarından yararlanan eski AK Partili politikacılar da ortaya çıktı.  Keza, Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ihalelerde kayırmacılık iddiaları da çok yaygın.
İktidar bu nedenle İstanbul belediyesini teslim etmek istemiyor.
Diğer önemli bir neden ise iktidarın İstanbul’u kaybetmesinin yol açabileceği siyasi sonuç. 
Herkes biliyor ki, 31 Mart seçimlerinde Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu yarışmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ile Ekrem İmamoğlu yarıştı. Bunu Binali Yıldırım da ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün ağırlığıyla sahada olmasına rağmen seçimi Binali Yıldırım’a kazandıramadı. Bu Erdoğan açısından bir seçim yenilgisi olarak algılandı.
İstanbul’un CHP-İYİ Parti’nin ortak adayı Ekrem İmamoğlu tarafından kazanılması, muhalefetin kazandığı Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya ile birlikte düşünüldüğünde,  Türkiye’nin gündemine erken seçimin gelmesi olasılığı çok yüksektir. Bu ise Erdoğan ve iktidarın 2023 projesi açısından ciddi bir risk oluşturabilir.
İktidar bu riski göze alamadığı için İstanbul için her maliyeti ödemeye hazır görünüyor.

ABD İLE İLİŞKİLER KRİZDE

Oysa Türkiye’nin İstanbul seçiminden önemli sorunları var.
Bunlardan biri ve belki de birincisi ABD ile ilişkilerin tam bir çıkmaza doğru sürükleniyor olmasıdır.
S-400 tartışması ön plana çıksa da, Türkiye ile ABD arasında S-400’den daha büyük sorun gözlerden kaçırılıyor. S-400 gibi teknik ve taktik bir soruna bir ara yol çözümü bulunsa bile, turpun büyüğü heybede duruyor. 
ABD, Türkiye’nin PKK’nın kolu olarak gördüğü PYD-YPG’yi silahlandırmakla ve Suriye’nin kuzeyinde bu örgüte bir devlet kurmakla meşgul…
ABD, Ankara’yı dikkate almadan bildiğini okumaya devam ediyor.
Türkiye ile ABD arasında, S-400’lerden çok daha önemli ve ağır bir sorun bu…
Ankara’nın, Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal egemenliğini tehdit eden terör örgütü olarak gördüğü, PKK kontrolündeki  PYD-YPG’yi ABD, müttefiki olarak bütün dünyaya çoktan ilân etti…
İktidar bir beka sorunu görmek istiyorsa, bu konuya bakmalı.

RUSYA İLE SORUN KAPIDA

Rusya, S-400’ler üzerinden Türkiye ile ABD’nin arasını açmanın yanında, NATO’da ciddi bir çatlak yaratma hedefine doğru ilerliyor. Türkiye ile ABD arasındaki krizden çok memnun.
Türkiye ile S-400 baharı yaşarken, aynı anda İdlib’te Suriye ile birlikte Ankara’yı sıkıştırıyor. El Kaide uzantısı unsurları bombalıyor, Suriye’nin karadan yaptığı müdahaleleri havadan destekliyor. Türkiye’yi Astana mutabakatının gereğini yerine getirip İdlib’i El Kaide ve IŞİD benzeri örgütlerle etkin mücadele etmemekle eleştiriyor. 
Keza Moskova, son dönemde sık sık Suriye merkezi yönetiminin İdlib dahil bütün Suriye topraklarında egemen olması gerektiği görüşünü dillendiriyor.
Türkiye’nin, “yeni göç dalgası yaratabilir” tezi ise İdlib için temel sorun olarak kabul görmüyor.
Bu tablo Türkiye ile Rusya arasında ciddi bir çıban başı olarak her gün biraz daha büyüyor.
Giderek derinleşen ekonomik kriz ve işsizlik sorunu da cabası…
Tablo böyle olduğu halde iktidar İstanbul’u vermemeyi  her şeyden daha önemli görüyor.
İstanbul’u kaybetmeyi iktidarını kaybetmenin ciddi bir işareti olarak algılıyor.