IŞİD kadısına üç kez müebbet

Ben Jamal Abdur Rahman Alwi’yi fark ettiğimde, Gaziantep’te fabrikada çalışıyor ve kuş satıyordu.

Eşi ve kızıyla yaşıyordu.

Bu ihtiyar adamın Suriye’de 2016’da IŞİD tarafından yakılarak şehit edilen er Sefter Taş ve Fethi Şahin’in ölüm fermanını vermekle suçlandığını mahkeme heyeti dışında kimse bilmiyor ve tahmin bile etmiyordu.

Tutuksuzdu.

Ceza almayacağından emin olmalı ki…

Yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldığı halde Türkiye’den gitmedi.

‘İdam fermanları verdi’

Alwi, 2012 yılından bu yana Suriye ile Türkiye arasında mekik dokuyor. Ancak 15 Haziran 2020’te bir ihbar sayesinde tesadüfen yakalandı.

Emniyet’in istihbarat raporuna göre…

IŞİD’in Azez’i yönettiği üç yıl boyunca kadılık yaptı ve idam fermanları verdi. Sefter Taş ve Fethi Şahin’in ölüm fermanı Alwi’ye aitti.

Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı’nın araştırma yazısında Suriyeli tanıkların anlatımlarına yer verildi.

Muhammed Ali, Alwi’nin kod adının ‘Ebu Abdullah Eş Şami’ olduğunu, casuslar, esirler ve muhaliflerin yargılamalarına baktığını iddia ediyor. İki askerin Rakka’da cezaevine konduğunu ve Alwi tarafından ölüm cezasıyla cezalandırıldığını ileri sürüyor.

Bir gizli tanık, “DEAŞ’ın esir takası teklifi Türk makamlarınca kabul edilmeyince Alwi’nin marifetiyle askerlerimizi şehit ettiler” diyor. Eşi Nadya Vardi de Alwi’ye altı ay kadılık görevi verildiğini vurguluyor.

Oğulları IŞİD safında öldü

Bakmayın, siz kadılık yaptığına; Alwi’nin dini ve hukuki bir eğitimi yok.

Mesleği tornacılık.

İç savaş çıkınca Azez’de silahlı gruplara katıldı.

El Nusra adına istihbarat topladı.

Kafergan’da kadılık yaptı.

Alwi, “Hırsızlık, zina ve arazi anlaşmazlıklarını yargılardım. Para, kırbaç ve dövme cezası verirdim. Türk askerlerinin yargılandığı mahkemede kadılık yapmadım. Kimsenin infaz edilmesine karar vermedim” diyor.

Üç oğlu IŞİD safında öldü.

Yazdım ve tutuklandı

Alwi, 18 Haziran 2020’de tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde IŞİD yöneticisi olmaktan dava açıldı. İki Türk askerinin fermanını verdiği suçlaması bu dosyadan ayrılarak, Kilis’e gönderildi.

Alwi, 2 Mart 2021’de tahliye edildi.

Hayatına kaldığı yerden devam ediyordu ki…

Ben bu skandalı 17 Eylül 2021’de halktv.com.tr'de ‘İki askerin yakılma fetvasını veren IŞİD kadısı tutuksuz yargılanıyor’ başlıklı yazımda duyurunca Türkiye ayağa kalktı.

Askerlerin yakılmasına ilişkin dosya Gaziantep’e getirildi. Alwi, iki kere kasten öldürme ve anayasal düzeni ihlalden aynı akşam gözaltına alındı ve ertesi gün tutuklandı.

Pazarlık teklif etti

Alwi’ye zaten tutuksuz yargılandığı 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava dava açıldı.

İki dava birleştirildi.

Alwi, duruşmada, “Tahliye olmam durumunda askerleri infaz eden hakkında bilgi vermek istiyorum. Bahsettiğim şahıs Suriye’dedir. Kod adı Ebu Abdullah El Şami’dir. Bilgileri yüz yüze anlatabilirim, burada anlatamam” dedi.

Alwi’nin pazarlık teklifi reddedildi.

Cezaevi arkadaşı tanık oldu

Alwi’nin son duruşması 18 Ekim günü görüldü. Duruşmada bir Suriyeli tanık dinlendi. Tanık, Alwi ile Suriye’de aynı cezaevinde kaldıklarını söyledi. Alwi’nin iki askere ilişkin “Hükmünü ben verdim” dediğini iddia ederek, şunları kaydetti:

“Bunları bizzat kendisi anlattı. Biz aynı koğuştaydık. Cezaevinden önce IŞİD’e katıldığını biliyorum.”

Alwi, tanığın “Esad’ın casusu” olduğu için Türkiye’de tutuklandığını ileri sürdü. Alwi “Beyanları gerçek dışıdır. Madem beni tanıyor kod adımı söylesin” dedi.

Tanık da Alwi’nin kod adının Abu Muhammed El Halebi olduğunu, daha sonradan ‘El Hacac’ kod adını aldığını, Esad’a casusluk yaptığı için Türkiye’ye geldiğini ileri sürdü.

Alwi, suçlamaları kabul etmedi.

Savcılık mütalaasında Alwi’nin “Kadılık yaparken maktullerin ölüm fermanını vermek suretiyle kasten öldürme suçunu işlediği” belirtildi.

Alwi’ye canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmekten iki, anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüsten bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Ne şehit ne terörist

Karardan dakikalar sonra şehitlerin babalarıyla konuştum. İlkin Iğdır’da yaşayan Sefter Taş’ın babası Aydın’ı aradım.

Taş, “Sizin aracılığınızla suç duyurusunda bulundum. Adalet yerini buldu” dedi.

Sonra Fethi Şahin’in Konya’daki babası Mehmet’le görüştüm.

“Gözünüz aydın” dedim.

“Sizin de” dedi, “Bizden çok takip ettiniz.”

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği baba Mehmet Şahin buruk bir sevinç içerisindeydi.

Çünkü Şehadeti kabul edilen er Taş’ın aksine Şahin’in statüsü belirsiz… Ne asker olduğu kabul ediliyor, ne de IŞİD’çi olduğu iddia ediliyor.

Hani AK Parti’nin miadı dolmuştu Çelebi?

İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, dün AK Parti’ye katıldı. Erdoğan, Çelebi’nin rozetini takarken, 22 ay önceye gittim.

Çelebi, CHP’ye sunmuştu.

Ültimatomun ilk cümlesi şöyleydi:

“AK Parti’nin miadı dolmuştur.”

Çelebi’ye sormak gerekir…

Ne oldu 22 ay önce “Miadı doldu” dediği AK Parti’ye katıldı? O günden beri Türkiye’de iç ve dış politikada köklü bir değişiklik olmadı. PKK ile mücadelede, Suriye ve Kıbrıs’ta bugünden farklı bir konjonktür yoktu.

Bana sorarsanız Çelebi, milletvekili maaşı alabilmek için AK Parti’ye katıldı. Mesele, vatan-millet-Sakarya değil, hesabındaki bakiye!

Çelebi, ültimatom “Topluma vaat ettiğimiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in tüm özellikleri halka anlatılmalıdır” diyor. Çelebi, haysiyetli bir milletvekili olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, başta Erdoğan olmak üzere bütün AK Parti’de anlatacaktır.

Erdoğan, kadınlardan ve Kürtlerden özür dilemeli

Erdoğan, Mehmet Ali Çelebi’ye rozeti takarken utanç verici bir diyalog kayıtlara geçti.

Çelebi’nin yanında eşi Kezban Merey Çelebi de vardı.

Erdoğan, kaç çocukları olduğunu sordu.

Çelebi, “Bir” dedi ve eşinin doktora kariyeri yaptığını söyledi.

Erdoğan, “Bu işin kariyeri çocuk doğurmaktır” diye yanıt verdi.

Erdoğan’a göre kadınların öncelikli görevi; evlenmek, anne olmak ve çocuk doğurmak. Kadınların iş hayatında, bürokraside, siyasette ve bilim dünyasında yer alması, annelikten sonra gelmeli. Sanat dünyası ve edebiyatta yer almasalar da olur. Mümkünse hiç olmasınlar!

Dikkat ederseniz Erdoğan, baba olmadıkları takdirde erkekleri yarım insan olarak değerlendirmiyor. Erkeklerin babalık görevi, sosyal hayatta yer almalarına engel değil diye düşünüyor.

Bu görüşün iki parmak ötesinde Taliban var. Taliban, Afganistan'da kız çocuklarına okulu ve kadınlara iş hayatını kapattı. Taliban için de “Bu işin kariyeri çocuk doğurmak.”

Erdoğan, diyaloğun devamında “PKK’nın 5-10-15 tane çocuğu var” diyor.

PKK’da değil çoluk çocuk sahibi olmak, evlenmek bile yasak!

Aşık olmak suç!

Duygusal ilişkinin bedeli kurşuna dizilmek olabilir.

Çoluk çocuğa karışan tek bir PKK’lı var, o da TRT’nin ekrana çıkardığı Osman Öcalan. O da örgütten ayrıldıktan sonra evlendi.

PK, aşka bile karşı olduğuna göre Erdoğan, HDP’lileri PKK’lı gördüğünü ortaya koyuyor.

Ancak kimi Kürtler Erdoğan’ın bu sözlerinden incindi.

Haksız sayılmazlar.

Çünkü 1996’da bir Milli Güvenlik Kurulu raporunda Kürtlerin nüfus artış hızı ‘endişe kaynağı’ olarak gösterilmişti.

Erdoğan, MGK’nın ırkçı ve bölücü raporunu dillendiriyor. Ancak bu tutum, devletin Kürtleri PKK’ldan ayrı tutan yaklaşımından farklılaşıyor. Erdoğan ya çoluk çocuk sahibi PKK’lıları açıklamalı ya da Kürtlerden özür dilemeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi